Diğer
    Ana SayfaBeslenme & DiyetKoronavirüs'e karşı 12 adımda bağışıklık dopingi yapın!

    Koronavirüs’e karşı 12 adımda bağışıklık dopingi yapın!

    -

    Doğal, mevsiminde tüketilen besinlerle bağışıklık sisteminizi güçlendirerek, koronavirüs başta olmak üzere vücuda zararlı tüm etkenlerle savaşmak elinizde…

    Hazırlayan: Ayşegül Uyanık Örnekal

    Mart 2020’den bu yana hayatımızın merkezinde olan koronavirüsle mücadeleye devam ediyoruz. Bu virüsten korunmada maske, mesafe ve hijyen üçlüsünün yeri yadsınamaz ama güçlü bağışıklık sistemine sahip olmak da aynı derecede önemli! “Koronadan Korunmak Mümkün” adlı son kitabında, viral enfeksiyonlara karşı direnci arttırmada beslenmenin önemini vurgulayan Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, “Bağışıklık sisteminin etkin şekilde çalışması için her şeyden önce toksik yiyeceklerden uzak durmak gerekiyor. Vücut; içi katkı maddeleriyle, nişasta bazlı şekerle dolu işlenmiş yiyeceklerin içindeki zehirlerle uğraşırken, istilacı virüslerle başa çıkamıyor. Daha savaş başlamadan da teslim bayrağını çekiyor. Peki işlenmiş yiyecekleri hayatınızdan çıkardıktan sonra onların yerine hangi besinleri koymalısınız? Nasıl daha güçlü bir bağışıklığa sahip olursunuz? Bunun için beslenme modelinizde değişim yapmanız gerekiyor ve izlemeniz gereken 12 adım var. Bu adımları hayatınıza uyarlayarak en etkili maskenizi yani bağışıklık sisteminizi devreye sokabilirsiniz” diyor.

    MAGNEZYUM ZENGİNİ BESLENİN

    Bu mineralin eksikliği halinde, insülin hormonu şeker molekülünü hücreye sokamıyor. Sonuçta da insülin direnci, kilo problemi ve Tip 2 diyabet riski gündeme geliyor. Koronavirüs açısından ciddi risk faktörü olan yüksek tansiyon probleminin arkasında da sıklıkla magnezyum eksikliği bulunuyor. Dolayısıyla diyetinizde mutlaka ıspanak, Brüksel lahanası, avokado, kabak çekirdeği, ay çekirdeği ve yağlı balıklar gibi zengin magnezyum kaynaklarına yer vermek gerekiyor.

    KOLESTROLÜ UNUTMAYIN

    Kolestrol hakkındaki bilgilerimizi yeniden gözden geçirmeye ne dersiniz? Dr. Aktaş, şu bilgileri veriyor: “Kolesterol bir sağlık zararlısı değil, aksine hayat kurtarıcı! Vücudun yapıtaşı olan kolesterol, vücutta meydana gelen hasarları tamir ediyor. Yeterli miktarda kolesterol olmaması halinde bağışıklık sistemi etkin şekilde çalışamıyor. Tereyağı, kırmızı et, ciğer ve yumurta tüketimini kolesterol içerikleri yüzünden kısıtlıyorsanız, bu yanlıştan vazgeçin! Bu değerli besinleri sofranızdan eksik etmemeye özen gösterin.”

    - Advertisement -

    SEBZE VE MEYVEYİ MEVSİMİNDE TÜKETİN

    Bir sebze ya da meyve, en az işlenmiş yiyecekler kadar toksik olabiliyor. Serada yetişen sebze ve meyvelerin bol miktarda tarım ilacı ile hormon içerdiğinin unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Dr. Aktaş, şöyle devam ediyor: “Mevsimsel beslenmeye özen göstermek gerekiyor. Eğer yediğiniz sebzelerin bağışıklık sisteminize destek olmasını istiyorsanız, onları mevsiminde tüketmeniz önem taşıyor. Mevsimsel beslenmek, daha da iyisi yerli tohum ve geleneksel tarım ile üretilmiş olanları tercih etmek gerekiyor.”

    BOLCA BALIK YİYİN

    Bağışıklık sisteminin etkin bir şekilde çalışması için gerekli yapıtaşlarından biri de Omega-3 yağ asitleri. En zengin Omega-3 kaynakları olan somon, palamut, sardalye ve hamsi gibi yağlı balıkları haftada birkaç kez tüketmek gerekiyor.

    VİRÜS-SAVAR BİTKİLERE SOFRANIZDA YER AÇIN

    Koronavirüse karşı direncinizi arttırmak için bitkisel güçlerden faydalanmak önem taşıyor. Lahana ve ıspanaktaki kaempferol; kekik, soğan ve rezenedeki kuersetin; yeşil çaydaki kateşin; turunçgillerdeki naringenin; sarımsaktaki allisin ile zeytindeki oleuropein maddesinin koronavirüs üzerinde antiviral etkisi olduğu bildiriliyor. Pek çok bitkisel besin, viral hastalıklara karşı koruyucu fitobesinler içeriyor. Bu besinler arasında; bağışıklık sistemini destekleyen, virüslerin çoğalma hızını baskılayan zencefil, zerdeçal, adaçayı, ıhlamur ve sarımsağın da ayrı bir yeri bulunuyor.

    ÇİNKOSUZ KALMAYIN

    Bağışıklık sisteminin etkin bir şekilde çalışması için vücudumuzda yeterli miktarda çinko olması gerekiyor. Bu yüzden de çinko eksikliğinden muzdarip olanlar sık sık gribe, soğuk algınlığına yakalanıyor. Ancak kan değerlerine baktırmadan çinko takviyesi kullanmamak gerektiğini vurgulayan Dr. Aktaş, “Çinkonun fazlası bakır emilimini olumsuz etkileyerek kansızlığa neden olabiliyor. Özellikle şu sıralar diyetteki çinko zengini besinleri arttırmaya özen göstermek gerekiyor. Kırmızı et ve ciğer, hem D vitamini hem de çinkoyu bir arada bulunduran besinler arasında yer alıyor. Bunların kolesterol zengini olması, kırmızı et ve ciğeri süper birer bağışıklık dopingi haline getiriyor” diyor.

    CEVİZ, BADEM VE FINDIK TÜKETİMİNE ÖZEN GÖSTERİN

    Bitkisel Omega-3 yağ asitleri, güçlü antioksidanlar, E ve B grubu vitaminler ile bakır, selenyum, potasyum, demir, kalsiyum gibi mineraller açısından zengin bir kaynak mı arıyorsunuz? Cevap; ceviz, badem ve fındık! Ama bu değerli besinlerden optimum fayda sağlamak için kabuklu halde satın almak gerekiyor. Çünkü bu üçlünün şifalı özellikleri, kuruyemişçi tezgahına ulaşıncaya kadar önemli ölçüde azalıyor. Bunu önlemek için onları kabuklu bir şekilde yani doğal ambalajlarıyla satın almak ve yemeden hemen önce kırmak gerekiyor. Bir diğer seçenek de paketli ürünleri tercih etmek…

    FERMENTE GIDALARI MUTLAKA BESLENMENİZE EKLEYİN

    Ev yoğurdu, ev sirkesi, ev turşusu ile evde mayalanmış kefir, sağlıklı bir bağışıklığın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. COVID-19 enfeksiyonunda, hastaların probiyotik yapılarının bozulduğunun gösterildiğini belirten Dr. Aktaş, “Gerek koronavirüsten korunmak, gerekse enfekte olunduğunda iyileşmek için bol bol probiyotik içeren fermente gıda tüketmek gerekiyor. Bu nedenle de sofralardan ev yoğurdunu ve ev turşusunu eksik etmemek önem taşıyor. Tıp dünyasının da yeni fark ettiği üzere, bağışıklık sistemi söz konusu olduğunda temel konu bağırsaklar! Bağırsaklardaki faydalı bakteriler, vücuda giren virüs, zararlı bakteri, toksik madde gibi bir patojenin bağışıklık sistemiyle ilk karşılaştığı yer oluyor. Bu ilk karşılaşmadan galip çıkmak için de dost bakteriler hayati öneme sahip” diyor.

    ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞININ ŞİFALI GÜCÜNDEN FAYDALANIN

    Zeytin ve zeytinyağı, bol miktarda polifenolik bileşik ile tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri içeriyor. Sağlıklı bir bağışıklık sistemi için bu maddelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Dr. Aktaş, “Zeytinyağı, içeriği açısından anne sütüne en yakın yağ. Bol bol erken hasat, saf sızma ile soğuk sıkım zeytinyağı kullanmak bu açıdan önemli” diyor.

    AKILCI YAĞ TÜKETİMİNE DİKKAT!

    Pek çok kişi tereyağından uzak durup, sadece zeytinyağı tüketiyor. Zeytinyağı diyetimizin baş tacı olsa da tereyağından uzak durmanın bir sağlık yanlışı olduğunun altını çizen Dr. Aktaş, şöyle devam ediyor: “Vücudunuzun her ikisine de ihtiyacı var. Tereyağı zengin bir kolesterol ve D vitamini kaynağı ama zeytinyağında da tereyağında bulunamayacak bitkisel bileşenler yer alıyor. Dolayısıyla sağlıklı bir beslenme modelinde hem zeytinyağının hem de tereyağının bulunması gerekiyor. Listeye balık ve cevizden alınan Omega-3 yağ asitlerini de eklediğimizde, sistemin kusursuz çalışması için gerekli olan tüm yağlar tüketilmiş oluyor.”

    KEMİK SUYU VE SAKATATI SOFRANIZDAN EKSİK ETMEYİN

    Paça, işkembe çorbası ve kemik suyuyla pişirilen yemekler sayesinde vücuda alınan kolajen, bağırsak bütünlüğünü koruyor. Böylece patojenler ve toksik maddeler, bağırsak duvarından elini kolunu sallayarak kan dolaşımına sızamıyor. Bağırsak geçirgenliğinin bozulması ise kronik enflamasyon anlamına geliyor. Kronik enflamasyon da koronavirüs dahil olmak üzere tüm hastalıklara zemin hazırlıyor. Kolajen tüketimini arttırmak için yemeklerin kemik suyuyla pişirilip, bol bol paça ve işkembe çorbası tüketilmesi gerekiyor.

    SÜLFÜR TÜKETİMİNİ ARTTIRIN

    Doğal maden suları, sağlık için elzem olan mineraller açısından son derece zengin kaynaklar… Diyetinize maden suyu eklemenin akılcı bir sağlık stratejisi olduğunu söyleyen Dr. Aktaş, seçim yaparken içeriğinde sülfür bulunmasına özen göstermek gerektiğini vurguluyor. En değerli sülfür kaynakları ise kırmızı et, yumurta, kemik iliği, soğan, sarımsak, pırasa, brokoli, Brüksel lahanası, susam, kereviz, kuşkonmaz ve rezene olarak sıralanıyor.

    İLGİLİ İÇERİKLER



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz