Koşu ayakkabısı deyip geçmeyin, bu konudaki seçiminiz koşunuzun ne kadar konforlu veya konforsuz geçeceğini ve daha da önemlisi koşunun size sağlık mı yoksa sakatlık mı getirebileceğini belirliyor.
Şehirlerde yapılan aktiviteler, oluşturulan koşu grupları ve gittikçe artan sağlıklı yaşam bilinci koşu sporuna olan ilgiyi de artıyor. Parklarda, sahillerde, hatta şehir içinde çok daha fazla insanı koşarken görebiliyoruz artık. Koşmak için uygun bir kıyafet ve doğru bir çift ayakkabı dışında bir şeye ihtiyacınız yok. Ancak ayakkabı seçimi gerçekten kilit bir rol oynuyor. Çünkü yanlış ayakkabı ile başlanan koşu macerası hüsranla sona erip, koşuyu bırakmanıza bile neden olabiliyor. Konuyla ilgili bilgi almak için bu işte hatırı sayılır bir uzmanlığı olan bir ismin, Selçuk Çağlar’ın kapısını çaldık. Koşu sporuna gönül vermiş amatör bir maratoncu olan Çağlar, koşu alanında uzmanlaşmış ve sadece koşu ürünlerinin satıldığı Outrunner mağazasının da sahibi. 30’lu yaşlarında sıfırdan koşuya başlayan Çağlar, koşuya yeni başlamak isteyen veya koşu hakkında tecrübesi az kişilerin genellikle aynı hataya düştüğünü söyleyerek uyarıyor: “Her türlü ayakkabının sergilendiği raflardan gözlerine çarpan ayakkabıyı almak bu hataların başında geliyor. Bir de ‘Bir ayakkabı için bu kadar para harcamaya değer mi?’ yaklaşımı söz konusu. Bu tip yaklaşımların doğru olmadığı er ya da geç konforsuz veya acılı biten koşulardan sonra kendini gösteriyor. Hatta bazılarımız inat ediyor ve durum sakatlığa varana dek aynı ayakkabılarla koşmaya devam ediyor. Ucuz veya pahalı ayakkabıları bir kenara bırakın. Önemli olan doğru ayakkabıları bulmak.“
Doğru ayakkabıyı bulun
Günümüzde koşu ayakkabılarında aklımızı karıştırmaya yetecek kadar teknoloji, geometri, form bulunduğunu söyleyen Selçuk Çağlar, bu ürün çeşitliliğinde doğru ayakkabıyı bulmak için öncelikle şu noktalara dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor:
1- Ayak yapınızı bilin: Ayak kavisi hem basış şeklinizi etkiler hem de ayak ve bacaklarınızda oluşabilecek sıkıntıları belirler. Doğru ayakkabı bu potansiyel sıkıntıları ortadan kaldırabilir.
2- Ayak basış tipinizi (pronasyon) bilin: Genel olarak ağır içe basma (yüksek pronasyon), normal içe basma (pronasyon) ve dışa basma (süpinasyon) olarak üç farklı tip bulunur. Uzun zamandır kullandığınız ayakkabının altından nasıl bir basışınız olduğunu bulabilirsiniz.
3- Koşu formunuzun nasıl olduğunu bilin: Birçok koşucu topuklarına basarak koşar. Diğer yandan doğru form orta ayak basışı ister. Fakat doğrusunu yapabilmek uzun bir süreç ister. Bulunduğunuz duruma göre ayakkabı seçmeniz gerekir.
4- Doğru ayakkabıyı bulmak kadar doğru numarayı bulmak da çok önemli: Ayakkabınızın numarasının doğru olduğundan emin olun. Sabah veya akşam alışveriş ile antrenman öncesi veya sonrası ayakkabı almak arasında önemli farklar bulunuyor. Koştuğunuz mesafe de doğru boy seçiminde önemli bir faktör.
Düzenli koşmak şart!
Outrunner’ın kurucusu Selçuk Çağlar’ın koşuya başlama hikayesi ve bugün kaydettiği amatör başarı aslında herkese ilham olacak nitelikte. “30’lu yaşlarla birlikte kilo sorunum da çıkınca hafif hafif koşulara başladım fakat hiç düzenli olmadı. Kendime 40 yaşımda ilk yarışımı yapma hedefi koymuştum” diyor. Sonra 2008 yılında Nike’ın düzenlediği ve Boğaz Köprüsü’nün trafiğe kapatıldığı 10 km’lik Human Race koşusu onun için bir dönüm noktası olmuş; “O yarışı koştuktan sonra düzenli koşmak gerektiğine karar verdim” diye anlatıyor Çağlar. 2008 yılından beri düzenli antrenman yapıyor, ağırlıklı olarak yarı maraton yarışlarını koşuyor.
Devamı diğer sayfada