Diğer
    Ana SayfaPozitifKuantum koçları nasıl çalışıyor?

    Kuantum koçları nasıl çalışıyor?

    -

     

    27012014 kuantum2Bilinçaltı nasıl çalışıyor?

    Özellikle ilk altı yaş çok önemli. Temel inanç sistemleri bu dönemde oluşuyor. İnsan sadece bulunduğu evi biliyor ve burada bir şeyler öğreniyor. Kendi hakkında düşüncelere sahip oluyor, sevilip sevilmediği hakkında kanaate varıyor. Anne-baba ilişkisini görüyor. Kavga etmenin normal olduğunu ya da evliliğin sıcak ve sevgi dolu yaşandığını görüyor. Evde konuşulanlardan, televizyondan hayat hakkında bilgilere sahip oluyor. Anne-baba para yüzünden tartışırken paranın kötü bir şey olduğunu duyuyor. Bu sırada çok net bir inanç sistemi oluşturuyor; insanlar güvenilir ya da güvenilmez, ben değerliyim ya da değilim gibi…

     

    Bu oluşum nasıl gerçekleşiyor?

    - Advertisement -

    Beynimizde nöronlar yani sinir hücreleri var. Bir şeyi tekrar ettiğimiz zaman bunlar arasında ip gibi bağ oluşuyor. Yürümeyi, konuşmayı böyle öğreniyoruz. Kişinin sevildiğine ya da sevilmediğine inanması da nöronlar arasında gelip gitmelerle oluşuyor. Nöronlar arasındaki bağ ne kadar güçlüyse sarsılmaz derecede güçlü bir sistem oluşuyor. Eğer bu bağlar inanç sistemini oluşturuyorsa, biz yeni inanç sistemini oluşturma gücüne de sahibiz demektir. Kişi bize geldiğinde onun hayata bakış açılarını, inanç sistemlerini ve korkularını tespit ettikten sonra artık sıra bilgiyi dönüştürüp olumlu hale getirip içeriye giriş yapmasını sağlamaya geliyor. Ancak bunu önce kişinin istemesi gerekiyor. Kaybetme korkusu, erkeklere güven olmaz, para kolay kazanılmaz gibi inanç sistemleri hakkında kişinin farkındalığı oluştuğunda ona artık kendini yapılandırmasını söylüyoruz. Bu ilk seansta düşünce, duygu, davranış sistemlerini yapılandırıyoruz. Hayata hiç girmiyoruz çünkü örneğin bolluk bereket bilinci olmayan kişi istediği kadar ev, araba, kat, yat istesin boş… Bunları kaldıracak bir temeli kurmak gerekiyor. Ya da sevgi ile kurulan ilişkinin varlığına inanmıyor ki bunu isteyebilsin.

     

    İlk seans nasıl geçiyor?

    Birinci seansın ilk bölümünde geçmişle ilgili kayıtları, inanç sistemlerini, değerlerini ve korkularını tespit ediyoruz. İkinci bölümde yapılandırıyoruz, üçüncü bölümde nefes ya da transla bilginin girişini sağlıyoruz. Kendisini yapılandırmasını istediğimizde odada yalnız bırakıyoruz. Mesela negatif düşünce yapısına sahip bir insan mümkün olduğunca olumlu dil kalıplarını kullanarak “Bundan sonra hayata pozitif bakmak istiyorum, bolluk ve bereket bilincinde olduğuma inanmak istiyorum, paranın bana çoğalarak, öngördüğüm ya da öngörmediğim kaynaklardan geldiğine ve geleceğine inanmak istiyorum” gibi cümleler yazıyor ve tüm sistemini harekete geçiriyor. Ardından kişinin beyin frekansını 7-14 aralığına getirmemiz gerekiyor.

     

    Nedir bu 7-14 hertz ve alfa aralığı?

    Zihnimizi üç temel alana bölelim; bilinçli olduğumuz zaman, bilinçli şuursuz olduğumuz alan ve uyku hali… Bilinçli zihindeyken, beyin frekansı boyları 14 dalga boyunun üzerine çıkıyor ve ego devrede oluyor. Sabahleyin uyanır uyanmaz ve gece uyumak üzereyken beyin frekansı 7-14 aralığına otomatik olarak giriyor. Biz de trans sırasında yeni telkin giriyoruz. Kişinin bir önceki bölümde yazdığı ve bizim de düzenlediğimiz yeni kimlik sisteminin olumlamaları verilmeye başlanıyor. Bu nefes çalışması ile de yapılabiliyor. Kişi bu esnada bedenini pek hissetmiyor ama her şeyin farkında oluyor ve büyük bir huzur duyuyor. O sırada kodları giriyoruz; “Sen artık bolluk bereket bilincindesin, çok değerlisin, hayata pozitif bakıyorsun” gibi… O gün doğan nöronlar arasında bir snaptik bağ kuruyoruz ancak henüz enerji yaymıyorlar. Her düşünce, davranış modeli minimum üç tane 28 günlük periyodun yani üç hücre bölünmesinin ardından yerleşiyor. Bir sonraki üç ay içinde ise yayına başlıyor. Bu üç ay içinde hem yeni sistemin hem eskisinin yayını devam ediyor. Örneğin biri ben değerliyim derken, diğeri ben değersizim demeyi sürdürüyor.  Altı aya yaklaşırken artık eski inanç sistemi geriye çekiliyor. Altı aydan sonra yeni sistem kendini var ediyor. Yılların getirdiği kütle bir seansta düzelmiyor. İlk üç çalışmayı yani tutunmaya kadar olan süreci beraber gerçekleştiriyoruz. Sonraki dönemde üç aylık çalışmayı kişi kendi götürebiliyor ve toplam altı ayda tamamlanıyor.

     

    Trans çalışması dışında kişinin günlük ödevleri de var mı?

    Önce yapılandırma, sonra kısa hedef, sonra bir yıllık, ardından üç yıllık hedefler şeklinde ilerleniyor. 21 gün boyunca geceleri dinlenecek CD’ler hazırlanıyor. Olumlamalar belirleniyor. Hedef kartları yazılıyor, canlandırma egzersizleri yapılıyor, imaj panoları hazırlanıyor. Örneğin bolluk bereket bilincine hiç inanmayan biri üç ayın sonunda “Neden olmasın?” demeye başlıyor, altı ay sonra düşünmüyor bile, “Elbette bolluk akıyor” diyor ve zaten akmaya başlamış oluyor.

     

    Hepimiz nefes alıyoruz, peki nerede eksik kalıyoruz?

    Hayatta sağlıklı olabilmemiz, tam, güzel, kolay ve daha anlamlı yaşayabilmemiz için kan dolaşımımızın çok güzel çalışıyor olması gerekiyor. Kan dolaşımının ana maddesi ise oksijen. Oksijeni bedene yüzde 30 koyduğumuzda organlar yeterince beslenemiyor. O zaman sağlığımız da yüzde 30, algımız da yüzde 30, gücümüz de yüzde 30 oluyor. Bizim amacımız ise oraya giren nefesi yüzde 100’e çıkartmak. Çünkü o zaman diyafram harekete geçmeye başlıyor, vücudun her köşesi oksijenlenmeye başlıyor, sistem dengeleniyor; fizik, zihin, ruh ve duygunun bütünlüğü sağlanmış oluyor. Kuantum nefesi, karından başlayan ve vücudun her bölgesine yayılan bir bebek nefesi olarak düşünebilirsiniz…



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz