Diğer
    Ana SayfaGüzellikLekesiz bir cilt hayal değil

    Lekesiz bir cilt hayal değil

    -

    Sağlıklı ve lekesiz bir cilt herkesin hayali. Ancak korunmasız güneş ışınlarına maruz kalmak, ilaç tedavisi veya bazı hastalıklar cildimizde iz bırakabiliyor. Neyse ki estetik dünyasının geldiği son noktada lekelerin tedavi edilmesini sağlayan pek çok yöntem bulunuyor. Cildinizi tahriş etmeden tedavi edebilen yöntemlere göz atarken cilt lekelerinin türlerini ve oluşum nedenlerini de uzmanından öğrendik. 

     

     

     

    - Advertisement -

    Kadınlar için cilt lekeleri özellikle yaz aylarında görülen en önemli cilt problemlerinden biri. Şehre dönüşlerin başladığı bu aylarda aynaya baktığınızda göreceğiniz bu lekeler hiç kuşkusuz canınızı sıkacaktır. Dr. Ayşegül Saltat Polikliniği’nden Dermatoloji Uzmanı Dr. Ömür Tekeli, güneş lekelerinin genellikle alın, yanak, üst dudak bölgesi, burun, çene, boyun ve kollar gibi güneşe maruz kalan bölgelerde ortaya çıktığını söylüyor. Dr. Tekeli sorularımıza yanıt verirken leke tedavisinin yavaş bir süreç olduğunun da altını çiziyor. 

    CİLTTE OLUŞAN LEKELER KAÇ TÜRLÜ OLUYOR? 

    Ciltte oluşan leke, yani hiperpigmentasyon sebebi genellikle pigment hücresi olan melanositlerin varlığına ve aktivitesine bağlı oluyor. Bu lekeler karşımıza lentigo, çil ya da melazma olarak çıkabiliyor. Lentigo, çil ve melazma sıklıkla estetik kaygılardan dolayı tedavi edilmek isteniyor. Bir de Café au lait (sütlü kahve) lekeleri denen lezyonlar görülebiliyor. Hiperpigmentasyon, yani cilt lekelerinin oluşumunda bazen bir hastalık da karşımıza sebep olarak çıkıyor. Kullanılan ilaçlar, hipertiroidizm ve addison hastalıkları lekelenmelerde en sık karşımıza çıkan sistemik hastalıklar. 

    ÇİLLER: Efelid (çil), çok sayıda kırmızı, bronz veya kahverengi lekeler, 1 ila 3 milimetre boyunda ve güneş gören bölgelerde ortaya çıkıyor. Çocuklukta ve yetişkinlikte gözlenebiliyor. Kozmetik nedenle tedavi gerekiyor; güneşten uzak durmak, güneş koruyucu, renk açıcılar, peeling ajanları veya lazer gibi tedavi seçenekleri bulunuyor. 

    HORMONAL LEKELER: Melazma veya kloazma lekeleri güneş ya da yaşlılık lekelerine benziyor ancak hormonal değişikliklere bağlı olarak daha büyük bölgeler tutuluyor. Gebelik sırasında melanin üretiminin tetiklenmesine bağlı olarak yüzde gebelik maskesi ve diğer bölgelerde cilt koyulaşmasına neden olabiliyor. Doğum kontrol ilacı kullanan kadınlarda da gebeliktekine benzer hormonal değişiklikler olduğu için hiperpigmentasyon görülebiliyor. Lekelerin kişiyi aşırı derece rahatsız ettiği durumlarda ilacın kesilmesi gerekebiliyor. 

    GÜNEŞ LEKELERİ: Lekeler, güneşe fazla maruz kalmanın sonucu olarak ortaya çıkan, genellikle kahverengi, bazı durumlarda ise beyaz renkte ciltte izlenen değişimlere deniliyor. Aslında bu lekeler cildimizin kendini güneşten korumak için fazla miktarda salgıladığı melanin birikmesi sonucunda oluşuyor. Cildin kendini yenilemesinin yavaşladığı 35 yaş üstü kişilerde daha sık görülmekle birlikte, gençler ve ergenler de bu sorunu yaşayabiliyor. Güneş lekeleri genellikle alın, yanak, üst dudak bölgesi, burun, çene, boyun, omuz ve kollar gibi güneşe yoğun olarak maruz kalan bölgelerde ortaya çıkıyor. Oluşumunda birçok faktör yer alıyor. En önemli iki faktör genetik yatkınlık ve ultraviyole ışınlarına (gözle görülmeyen zararlı güneş ışınları) maruz kalmak. 

    GENETİK YATKINLIK NASIL ETKİ EDİYOR? 
    Genetik oldukça önemli bir etken ve Türk toplumunda lekelenmeye belirgin bir meyil var. 

    CİLT LEKESİNİN TEDAVİSİNE NASIL KARAR VERİLİYOR? HANGİ LEKELERE HANGİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ UYGULANIYOR? 
    Efelidlerin ve lentigoların tedavisi kozmetik bir tercihtir. Güneşten uzak durma, güneş koruyucu kullanma, koruyucu içeren makyaj malzemesi ve krem kullanma ek lezyonların oluşumunu azaltabiliyor. Eğer istenirse, hasta, dermatolog gibi profesyonel bir uzman tarafından uygulanacak renk açıcı solüsyonları veya peeling ajanları kullanabilir. Bununla birlikte, leke tedavisinde sonuçlar yavaştır; irritasyon ve hiperpigmentasyon gibi komplikasyonlar görülebilir. Hidrokinon gibi renk açıcı ajanlar yüzde 2-4’lük krem ve jeller şeklinde bulunabiliyor. Lazer tedavisi de oldukça iyi bir seçenek ancak bu lezyonların geniş dağılımı ve sıklığı nedeniyle kozmetik dermatologlara danışmak ve kişiye özel bir tedavi seçeneği belirlemek daha doğru oluyor. 

    LEKE TEDAVİSİNDE UYGULANAN EN YENİ YÖNTEMLER NELER? 
    Leke tedavisi oldukça çetrefilli bir süreç; gereğinden kuvvetli uygulama yapılırsa kişiyi hiç olmayan yerlerindeki lekeleri uyandıracak hale getirebilirken, gereğinden az ve korkak uygulamalarla zaman ve para kaybedebileceğiniz olasılıklarla dolu. Yöntemler içinde en güvenilir gelişmeler lazer dünyasında oluyor. Ve lazer ile hangi hastada neyi kombine edeceğimiz büyük önem taşıyor. Q Switch lazer bu konuda oldukça etkili, yıllar içinde deneyimlendik ve adeta nokta atışı yapabilir hale geldik. Bir de Pico lazerler var; yeni yeni deneyimlenmeye başladık. 

    Kimlere peeling yapılıyor? Hangi tip peeling’ler uygulanıyor?
    Peeling, lepizmatik olarak adlandırılan kimyasal maddeler ile epidermisin korneum tabakasının dermik enflamatuvar reaksiyon yoluyla yıkılmasına deniliyor. Kimyasal soyma deriye dışarıdan uygulanan çeşitli kimyasal maddeler ile epidermis ve dermiste çeşitli düzeylerde harabiyet oluşturmaya dayanıyor. Yeni deri oluşumu uyarılması özellikle epidermis düzeyindeki pigmentasyonların giderilmesi için iyi bir tedavi seçeneği oluşturuyor.

    HİPERPİGMENTASYON DIŞINDA KİMYASAL PEELİNG UYGULANABİLEN DURUMLAR:

    • Çatlaklar

    • Doğumdan sonra oluşan lekeler

    • Ciltteki yağlanmalar

    • Milalar

    • Derinleşmiş yüz kırışıklıkları 

    • Akne skarları 

    • Güneşin zararlı etkilerine fazlaca 

    maruz kalmış deri 

    • Yaygın keratoz ve telenjiektazilere

    A- ALFA HİDROKSİ ASİTLER 

    (MEYVE ASİTLERİ)

    Pigment tedavisinde en sık kullandıklarımızdan, AHA’lar kolajen ve elastin dokusunu harekete geçirerek, yeni baştan üretim yapılmasını sağlıyor ve bu vesileyle cildin çok belirgin derecede derinin renginin açılması hedefleniyor. Gergin, daha nemli durumda ve yumuşak olması sağlanıyor. Aynı zamanda sert olan deri hücrelerini çözerek derinin daha sağlıklı olmasına yardımcı oluyor. Tıkanık gözenekler açılıyor ve zararlı maddeler dışarı atılıyor. Dokulardaki yara izlerinin kapanması ve deriye renk veren pigment maddesinin düzenlenmesi sağlanıyor. Stabil, renksiz, kokusuz, suda çözünebilir ve toksik olmamaları nedeniyle kullanım avantajı sunuyorlar. 

    AHA’LARIN EN ÖNEMLI ÜYELERİ:

    Şeker Kamışı – Glikolik Asit

    Süt Asiti – Laktik Asit

    Elma Asiti – Malik Asit

    Üzüm Asiti – Tartarik Asit

    Limon Asiti – Sitrik Asit

    AHA’ların karbon zinciri ne kadar kısa ise cildin üst tabakasına düzgün görünüm kazandırma etkisi o kadar artıyor; tam tersine zincir ne kadar uzun ise nemlendirici özellik o derece fazla oluyor. AHA’lar arasında karbon zinciri en kısa olan glikolik asit, soyma amacı ile en etkin kullanılan AHA. 

    AHA’LARIN KOZMETİK ÖZELLİKLERİ

    • Cilt lekelerinin giderilmesi: Yaşlılık lekelerini uzaklaştırmak için günlük uygulanılabilen krem, losyon veya jeller, yüzde 10-12 konsantrasyonlarında nötralleştirilmiş AHA içeriyor. Bu lekelerin yok olması cildin özelliğine göre birkaç haftadan 9-12 aya kadar sürebiliyor. Bu tip preparatların yüze uygulanması, cilt duyarlılığının yüksek olması nedeniyle önerilmiyor. Yüzde 8 glikolik asit, yüzde 2 hidrokinon ile birlikte jel şekline sokularak, pigmentasyonu azaltarak tüm cildin rengini açmak amacı ile etnik kozmetik ürünlerde kullanıldı. 

    • Cildin nemlendirilmesi

    • Akneyi engelleme

    • Cildin soyulması ve kırışıklıklar

    • Tırnaklara düzgün görünüm vermek 

    • Jiletle tıraşa bağlı kıl dönmesi enflamasyonları 

    B- FENOL PEELİNG
    En kuvvetli kimyasal soyma ajanlarından. Dudak etrafına, alın ve yanaklara uygulandığında birkaç dakika içinde derinin sertleşerek beyaz renk aldığı görülüyor. Bir süre sonra örtücü zar kalınlaşıp kabuklaşıyor. Fenol, karaciğerde inaktive ediliyor ve daha sonra idrar yoluyla atılıyor. 

    C- RETINOİK ASİT İLE PEELİNG 
    Retinoik asitler primer kimyasal soyma ajanı olarak kullanılmaktan ziyade daha çok kimyasal soyma işleminden sonra gelişebilecek komplikasyonları en aza indirmek amacıyla kullanılıyor. 

    D- REZORSİN İLE PEELİNG
    Rezorsin tek başına kullanıldığında yüzeyel soyma yaparken, TCA yüzde 35 solüsyonu ile birlikte kullanıldığında orta derecede kimyasal soyma yapabiliyor. Epidermisi kalınlaştırdığı belirlendi.

    E- KARBON KARI İLE PEELİNG
    Dondurma sonucu doku değişiklikleri ile oluşturulan fiziko-kimyasal peeling işlemidir. Rezorsine karşı hassasiyet olan olgularda ve yüzeysel yara izlerinde karbon karı ile peeling kullanılıyor. 

    F- TRİKLOR ASETİK ASİT İLE PEELİNG
    TCA’nın diğer ajanlara göre avantajı, kardiak, renal ve hepatotoksik reaksiyonlara neden olmamaları ve alerjik reaksiyon oluşturmamaları. Konsantrasyonuna göre kimyasal soyma işleminin derinliği ayarlandığı için pratikte de sık kullanılan içerik olarak kabul ediliyor. Farklı karışım oranlarıyla yüzeyel, orta ve derin kimyasal soyma yapılabiliyor.

    Dövmeler de siliniyor
    Adını saniyenin trilyonda biri “pikosaniye”den alan PicoSil ile dövmenizi sildirmeniz mümkün. Dr. Hüseyin Tırman, bu teknolojinin fotomekanik etkisiyle çevre dokulara zarar vermeden, dövmeyi ciltten kolayca parçalayarak sildiğini söylüyor ve ekliyor: “Lazer ışığı cilde o kadar hızla veriliyor ki hedeflenen leke veya dövme boyaları kum taneleri gibi çok küçük parçalara ayrılabiliyor. Şöyle örnek verebiliriz: Bir bardağı elinizden düşürüp kırdığınızda büyük parçalar halinde kırılır. Aynı bardağı yere hızla çarptığınızda ise çok daha minik parçalara ayrılıp tuzla buz olduğunu görürsünüz. Lazer teknolojileri de lekeyi parçalamak için tasarlandı. Bu leke ne kadar çok küçük parçalara ayrılırsa vücudun makrofaj dediğimiz savunma hücreleri tarafından daha kolay yutularak bir tür sindirim ile yok edilerek tedavi ediliyor. Büyük birkaç parçaya ayrılmış bir bardağı mı, yoksa tuzla buz olmuş minik cam tanelerini mi elektrik süpürgesi ile vakumlayıp temizlemek daha kolaydır? Büyük parçalar süpürgenin ucu ve hortumundan geçemeyeceği için temizlenemeyecektir. Bu özellik nedeni ile eski teknoloji ile silinemeyen leke ve dövmeleri tamamen silmek mümkün görünüyor.”

    Leke tedavisinde son trend: Leke Maskesi
    Leke tedavisinde kullanılan başlıca uygulamalardan lazer, ışık tedavileri, mezoterapi gibi bilinen yöntemlerin yanı sıra son olarak, her cilt tipine uygulanabilen ve çözüm odaklı maskeler bulunuyor. Ciltte doğduktan sonra oluşan tüm lekelerin tedavisinde uygulanabilen Cosmelan-Dermamelan yaz sonrası güneş lekeleri için de birebir. Cosmelan, deride bulunan melanin miktarını azaltarak pigmentasyonu baskılamayı hedefliyor. Bu yönüyle etkin bir peeling yöntemi olan ürün, ciltte leke oluşumunu tetikleyen mekanizmayı etkisi altına alıyor. Deri renginin belli bölgelerde koyu bir renge dönüşmesine sebep olan mekanizmanın içinde aktif rol oynatan tirozin adlı enzimi baskılaması, asıl etkisini göstermesini sağlıyor. Bu sayede melanin oluşumunu azaltarak cildin koyulaşmış bölümlerinin rengi açılmasına ve bundan kaynaklanan lekelerin tedavi edilmesine yardımcı oluyor. 

    BU TEDAVİLER NE KADAR ZAMANDA SONUÇ VERİYOR, O DÖNEMDE NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİYOR?
    Lazer tedavileri daha erken, kimyasal peeling’ler daha geç cevap veriyor, lazer ile iki-üç ay içinde sonuç alınabiliyor. Diğer kombine tedavilerde, altı aylık bir süreci öngörerek tedaviye başlamak lazım. Güneşten koruyucu kullanımı lekenin tekrarlamaması için kullanılacak en etkili önlem.

    LEKENİN OLUŞTUĞU YERE GÖRE TEDAVİDE FARKLILIK OLUYOR MU? 
    Uzun süre güneş hasarı almış olan bir cilt için seçeceğimiz tedavi ile aynı kişinin daha az hasar almış bir vücut alanında seçeceğimiz tedavi seçeneği ve doz bile bambaşka olabiliyor. Bu nedenle hastanın bir dermatolog ile mutlak bir güven ilişkisi içinde yola çıkması şart. 

    EN ÇOK YÜZÜN HANGİ BÖLGELERİNDE GÜNEŞ LEKESİ OLUŞUYOR?
    Sırasıyla sayacak olursa burun üstü, bıyık bölgesi, yanaklar, alın, göz altları en sık leke gözlediğimiz yerler. 

    CİLT LEKELERİNDEN KURTULMAK İÇİN EVDE NELER YAPABİLİRİZ?
    Daha çok yapmamanız gerekenleri saymak lekeden kurtulmamızı kolaylaştırır. Kese yapmayın, yazın sir ağda yaptırmayın. Limon, lime, bergamot, incir yaprağı sütü, kereviz, dereotu, yaban havucu ve havuç suyu gibi örnek verebileceğimiz bazı bitkisel ürünler ve yiyecekler (pitofotodermatit) güneşe duyarlandırarak egzama ve buna bağlı leke yapabiliyor. Bir de mutlaka güneş koruyucu kullanın! En güvenilir olanlar 50 korumalık fiziksel filtreleri içerenler. Daha azını almaya çalışmayın; zaten tüm yüzüne bir çay kaşığı dolusu kullanan bilinçli insan sayısı bile biz dermatologların henüz ulaşamadığımız bir oran. Bazı güneşe hassas kişilerde kimyasal filtrelere de ihtiyaç duyuluyor. DNA’ya kadar ulaşıp koruyabilen yegane filtreler de onlar. Ayrıca antioksidan desteği ile koruma adeta garantileniyor; yeşil çay, resveratrol, eğrelti otu en sık karşımıza çıkanlar arasında.

    Formsanté – 2015 Eylül sayısı
    Deran Çetinsaraç

     



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz