Beyazın bir renk olmadığını söyleyenler var. Teknik olarak haklılar da çünkü tüm renkleri içinde barındırır beyaz. Renkler, beyaz ışığın prizmadan ayrıştırılmasıyla oluşur. Güneşten gelen doğal ışık beyaz ışık olarak adlandırılır; kırmızı, yeşil ve mavi
renklerin birleşmesi ile hayat bulur. Aslında, beyaz bütün renklerin çıkış noktasıdır.
Soğukkanlılığı, asaleti, saflığı temsil eder beyaz. Huzur ve güven verir ama hüzün veren, dertleri, sıkıntıları hatırlatan bir yanı da vardır. Belki de bu yüzden Çinliler ve Hintliler matemde olduklarında beyazlara bürünür. Onlar için beyaz ölümün ve yasın simgesidir ama kültürlerinde ruhların başka bir bedende yeniden dünyaya geldikleri inancı var olduğu için beyazın başlangıçları temsil etmesi anlamı da geçerlidir. Birçok kültürde gelinliklerin beyaz olması masumiyeti temsil ettiği içindir.
Evrende pozitif ve negatif olmak üzere iki tür enerji vardır. İnsanlığı gelişime, evrime götüren pozitif enerji beyaz olarak algılanır, kaosa ve çöküntüye götüren negatif enerji ise siyah olarak bilinir. Kurtarıcıdır beyaz; daha güvenli, umut dolu yarınlara taşır bizi. Beyaz atlı prensin zihinlerimizde canlandırdığı tüm duyguları yansıtır. Savaşmaktan yorulduğumuzda da beyaz bayrak öfkenin dinmesi ve uzlaşmanın başlaması ümidini canlandırır.
Geçen yıl bu günlerde ne yaptığın ya da geçen ay, hatta dün ne yaptığın önemli değildir. Yapmamız gerekeni hissettiğimiz an, bir değişiklik yapma ihtiyacını duyduğumuz zaman, “Bu artık yürümüyor” dediğimizde ya da kendimizi daha iyi bir konuma getirmenin, geliştirmenin önemini kavradığımızda artık daha da gecikmeden harekete geçmeliyiz. Böylece kendimizi ve dolaylı olarak çevremize olan etkimizi de yenileme aşamasını başlatmış oluruz. Bu elzem başlangıcı içselleştirmek için de “Aksiyon al!”, “Değişimi daha fazla geciktirme!” cümlelerini bilinçaltına yerleştirmenizi hepinize hararetle öneririm!
Benim için eylül ayı hep başlangıçlarla dolu olmuştur. Musevi geleneklerine göre yılbaşı olan Rosh Ashana da eylül ayındadır. Ben hep eylülün bize beyaz bir sayfa açıp yeniden başlamak için fırsat yarattığına, geçmişteki hatalarımızı gözden geçirip onlardan öğrendiklerimiz ile daha iyi, daha başarılı bir hayat sürmemizi sağladığına inanmışımdır. Ama kendimizi yenilemek için sadece yeni bir yılın başlangıcını beklemeyelim! Bunun için en iyi zaman ne zaman biliyor musunuz? Bu, her sabah gözümüzü açtığımızda “Günaydın” derken, yani her günün başlangıcında olmalıdır. Uyandığımızı fark ettiğimiz an, bembeyaz bir sayfa açarak her şeye yeniden başlamak için en iyi zamandır! Bu, bize her günü bir öncekinden daha verimli ve keyifli yapabilmenin bilincini aşılar.
Doğada birçok besinin rengidir beyaz. Örneğin beyaz soğan, mantar, sarımsak, karnabahar, beyaz kohlrabi, beyaz turp, yoğurt (ev yapımı ise çok daha iyidir) ve yumurta akı (ne kadar değerli bir yaratılış!). Yoğurdun faydaları tüm dünya tarafından bilinir. Buzdolabında her zaman hazır bulundurarak istediğiniz zaman tüketebileceğiniz bir besindir! Kahvaltıda, öğle yemeğinde, atıştırmalık olarak, akşam yemeğinde, her ortama yoğurt yakışır. Doğal bir antibiyotik olan sarımsak her evde mutlaka olmalıdır. Beyaz soğan ise bütün diğer renkteki ve şekildeki soğanlar arasında en tatlı olanıdır.
Hayatın başlangıcının sembolü olan yumurta ile başlayalım. Yumurta akı hiçbir kolesterol ve yağ içermeyen harika bir konsantre protein kaynağıdır. Bizim için çok sağlıklıdırlar ama eminim ki benim çocukluğumdan beri işittiğim gibi siz de yumurta sarılarının kolesterol içerdiğini duymuşsunuzdur… Bazılarınıza doktorların yumurta sarısından uzak durmanızı ya da diyetinizde onları minimize etmenizi önermiş olabileceğini varsayarak aşağıdaki tarifi size sunmak istiyorum.
Beyaz soğanlı frittata
● 1 kg beyaz soğan
● 6 yumurta akı
(veya 5 yumurta akı + 1 bütün)
● Fesleğen, güvey otu, kekik
● Yarım yemek kaşığı zeytinyağı
● Tuz ve taze çekilmiş karabiber
Hazırlanışı
* Bir tavaya soğanları biraz zeytinyağı ve biraz su ile koyun, tuz ekleyin, otları ve karabiberi ilave edin.
* Soğanları yumuşayıp altın rengi oluncaya kadar 8 dakika kadar pişirin.
* Soğuyana kadar bekleyin ve yumurta ile karıştırın. Tuzu için tadına bakın.
* Sıcak bir kızartma tavasına biraz zeytinyağı dökün, sonra bir kağıt havlu ile kurulayın. Karışımı tavaya döküp kısık ateşte pişirin.
* Üzerini kapatın ve yaklaşık 7 dakika pişmesini bekleyin. Bir tabağa aktarın.
* Tabağınızı fazladan fesleğen yaprakları ve çeri domateslerle süsleyin. Afiyet olsun!
KENDİNİZİ ŞIMARTMAK İÇİN
* Soğan ve yumurta karışımınıza (pişmeden önce tabii ki) 3 yemek kaşığı parmesan peyniri ekleyin.
BEYAZ SOĞAN
Soğan birçok farklı renkte ve çeşitte karşımıza çıkar, ama hepsi de kuversatin, B9 vitamini, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve beta karoten içerir.
* Antiseptik, antibiyotik ve spazm önleyici özellikleri vardır. Harika bir toksin arındırıcıdır ve ağır metallerle parazitleri vücuttan atıcı özelliklere sahiptir. Astım spazmını azaltmaya yardımcı olur.
* Soğan, aynı zamanda bol miktarca C ve E vitamini içerir. Kalsiyum, demir, magnezyum, potasyum, fosfor, kuversatin, folik asit ve beta karoten içerir.
* Lif yönünden zengindir, kalorisi düşüktür, dünyanın her yerinde yemeklere koyulan temel malzemelerden birisidir.
* Soğan, tıpkı sarımsak gibi, etleri yumuşatmak ve çeşni katmak için yararlıdır, çoğu tarifte, salata ve garnitürlerde başlıca unsur olarak kullanılır.
İpucu: Birkaç dakika sote ettiğinizde tatlı lezzeti ortaya çıkar.
Formsanté Dergisi Eylül 2013 sayısı