Meme kanserinin tedavisi tümörün boyutu, yayılımı, hastanın ameliyata uygun olup olmadığı gibi etkenlere göre farklılık gösteriyor. Hastaya özel planlanan ve farklı branşlardaki doktorların bir arada yürüttüğü tedavi başarıyı da beraberinde getiriyor…
Meme kanseri tanısı alan bir hastanın değerlendirilmesi ameliyata uygun olup olmadığı ile başlıyor. Tümörün boyutu, koltukaltı lenf bezlerinin tutulumu ve hastalığın başka organlara yayılımının araştırılması ile hastalık evrelendiriliyor. Meme kanserinin erken evrelerinde asıl tedavi cerrahi iken, ileri evre hastalıkta diğer tedavi türleri ön plana çıkıyor. Amerikan Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü, Meme Sağlığı ve Hastalıkları Ünitesi’nden Doç. Dr. Ece Dilege, meme kanseri tedavisinin nasıl planlandığını anlattı.
Meme kanserinde tedaviye nasıl karar veriliyor?
Tanı anında uzak metastaz varlığı geleneksel olarak ilk tedavinin ameliyat olmamasını gerektiriyor. Ayrıca tümörün göğüs duvarını tuttuğu durumlarda, meme cildinde yara ya da küçük tümör nodülleri varsa, hasta enflamatuar meme kanseri ise veya koltukaltında büyümüş ve birbirine yapışık, klinik olarak hastalıklı görünen lenf bezleri varsa ilk basamak tedavi kemoterapi (ilaç tedavisi) oluyor. Konsept olarak meme kanseri tedavisi lokal hastalığın cerrahi olarak tedavisi, radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi, endokrin tedavi (hormon tedavisi), biyolojik tedavi veya bunların kombinasyonlarını içeriyor. Cerrahi tedaviyi takiben multidisipliner olarak hastanın takiben alacağı tedavi (adjuvan tedavi) planlanıyor.
Koruyucu cerrahi hangi hastalara uygulanıyor?
Meme kanseri ameliyatları iki bölümden oluşuyor. Hasta ameliyata alındığında meme ve koltukaltına iki farklı cerrahi uygulanıyor. Memeye yönelik yapılan iki temel ameliyat yönteminden biri meme koruyucu cerrahi de denilen, yalnız kanserli bölgenin çıkartılması, diğeri ise mastektomi yani memenin tamamının alınması oluyor.
Meme koruyucu cerrahide tümör, etrafındaki bir miktar sağlam sınırlı meme dokusuyla beraber çıkartılıyor. Meme koruyucu cerrahide amacımız tümörün tamamını çıkartırken, geride estetik olarak kabul edilebilir bir meme bırakmak oluyor. Dolayısıyla tümör çapı ve meme volümü oranı önemli bir kriter olduğu için küçük meme ve büyük tümörlerde tercih edilmiyor. Memede farklı kadranlarda iki ve daha fazla tümör olduğunda ve yaygın kanser görünümlü mikrokalsifikasyon (kireçlenme) varlığında meme koruyucu cerrahi uygun olmuyor. Meme koruyucu cerrahinin en önemli şartı, ameliyat sonrasında kalan memeye radyoterapi yapılması… Radyoterapi hastalığın memede nüks etmemesi için yapılıyor. Eğer kişi sağlık durumu ya da sosyal durumu nedeniyle radyoterapi alamayacaksa meme koruyucu cerrahi yapılmıyor.
Meme kanserinde kimlere cerrahi tedavi uygulanıyor?
Hastalığın memede sınırlı olduğu hastalarda (evre 1, 2 ve bazı evre 3a’lar) ilk tedavi cerrahidir. Genel olarak meme kanserinde kesin tedavi ancak bu grupta mümkün oluyor.
Tüm meme alındığında nasıl çözümler üretiliyor?
Meme koruyucu cerrahiye uygun olmayan hastalarda mastektomi yapılıyor yani meme dokusunun tamamı alınıyor. Meme alındıktan sonra istenilirse rekonstrüktif cerrahi (plastik cerrahi) ile yerine ameliyat sırasında ya da ameliyat sonrası ek tedavilerin bitmesinin ardından yeniden meme yapılabiliyor. Uygun şartlarda yapıldığında mastektomi ve meme koruyucu cerrahi arasında yaşam süresi açısından bir fark bulunmuyor.
Koltukaltı lenf bezleri de önemli
Meme kanseri ameliyatının çok önemli bir kısmını da koltukaltı lenf bezlerinin değerlendirilmesi oluşturuyor. Memeden çıkan lenf sıvısının büyük kısmı ilk olarak koltukaltındaki lenf bezlerine gidiyor. Memedeki tümörden kopan hücreler de lenf sıvısıyla, lenf bezlerine gidebiliyor. Koltukaltı lenf bezlerinde metastaz olup olmaması hastalığın gidişatının tahmininde ve ameliyat sonrası yapılacak tedaviyi belirlemede büyük rol oynuyor. Koltukaltına yapılacak ameliyata karar verilirken, meme kanserinin tipine ve ameliyattan önce lenf bezi tutulumu bulgusu olup olmadığına bakılıyor. Günümüzde klinik olarak koltukaltı lenf bezi tutulumu olmayan hastalarda sentinel lenf bezi biyopsisi uygulanıyor. Yani cerrah memeden koltukaltına giden lenf sıvısını toplayan ilk lenf bezi/bezlerini bulup çıkartıyor. Bu lenf bezlerinde kanser yoksa, yapılan araştırmalar çok yüksek olasılıkla geride kalan lenf bezlerinde de kanser olmadığını ve daha fazla cerrahiye gerek kalmadığını gösteriyor. Kanser görüldüğünde ise cerrah koltukaltındaki diğer lenf bezlerini de çıkartıyor. Buna karar verirken, planlanan meme cerrahisinin türüne (meme koruyucu cerrahi/ mastektomi), hastalığın evresine ve sentinel noddaki bulunan kanser hücrelerinin miktarına bakılıyor.
Tedavide multidisipliner yaklaşım
Meme kanseri tedavisinin bir ekip işi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ece Dilege, “Multidisipliner meme ekibinde genel cerrahi uzmanı, medikal onkolog, radyasyon onkolojisi uzmanı, radyolog, patolog, psikolog, diyetisyen, plastik cerrahi uzmanı ve gereğinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı yer alıyor. Meme kanseri tedavisinin en önemli özelliklerinden biri hastaya özel tedavi yapılabilmesi. Hastanın tedavisine karar verirken hastalığın evresi ve tümörün biyolojik özelliklerinin yanında, hastanın mevcut ek hastalıkları, yaşı, menapoz durumu, sosyal durumu ve kişisel tercihleri de göz önünde bulunduruluyor” diyor.
NE ZAMAN RADYOTERAPİ?
Amerikan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Yasemin Bölükbaşı, meme koruyucu cerrahi uygulandığında mutlaka meme radyoterapisi önerildiğini belirterek şunları söylüyor: “Eğer memenizin hepsinin alındığı mastektomi ameliyatı geçirdiyseniz, çıkartılmış olan hastalığınızın detayları incelenerek hastalığınızın aynı yerde geri gelme ihtimali değerlendirilerek, göğüs duvarınıza ve gerekirse koltukaltınıza radyoterapi uygulanması önerilebilir. Hastalığınızın boyutunun büyüklüğü, derecesinin yüksekliği, lenf nodu tutulumu yineleme riskini azaltmak için radyoterapi önermemizi gerektirebilir. Ameliyat sırasında koltukaltınızdan çıkarılan hastalık tutulumu gösteren lenf nodları tedavi planını ve uygulama şeklini belirlemede bizlere yol gösterici oluyor.”
NE ZAMAN UYGULANIYOR?
Genellikle cerrahi sonrası önce kemoterapi uygulanıyor ve kemoterapinin ardından üç-dört hafta içinde radyoterapi tedavisi başlıyor. Kemoterapi uygulanmadığı durumlarda radyoterapi cerrahiden sonraki üç-dört hafta içinde uygulanmaya başlıyor. Eğer kısmi meme ışınlaması yapılacak ise cerrahiden sonraki hafta ya da üç hafta içinde uygulanıyor.
KİMLERE UYGULANMAZ?
* Bölgeye daha önceden radyoterapi uygulanmış ise;
* Skleroderma, vaskulit gibi sizi radyoterapiye aşırı duyarlılaştıran bir hastalığınız varsa;
* Hamile iseniz radyoterapi size uygulanmıyor.