Eğlenceli, başarılı, disiplinli, fit, hareketli, espirili, güçlü (kaslı), sevecen, anaç ve tabii ki çok güzel bir anne! Karşınızda Çağla Şikel!
Röportaj: Elif Gürsoy
Fotoğraflar: Murat Sargın
Styling: Tülin Demir
Styling Asistanı: Şebnem Topallar
Saç: Suat Ürün
Kime ya da neye güzel dediğinizi bilemeyiz. Bize güzel gelen, başkasına bir şey hissettirmeyebilir. Ancak Formsante ekibi olarak, Çağla Şikel ile yaptığımız üçüncü kapak çalışması sonucunda bir kez daha anladık ki ışık, enerji ve aura bambaşka güzellikler yansıtıyor. Güler yüzü, sanki uzun zamandır tanışıyormuşçasına rahat hissettiren tavırları, mütevazı duruşu, kusursuz fiziği ile Çağla Şikel bir kez daha kalbimize dokundu. Onu zaten hepimiz yakından tanıyor gibiyiz ama son dönemde neler yaptığını, nasıl hissettiğini bir de kendisine sorduk!
Bale geçmişinizin bir kısmını biliyoruz… Peki ne oldu da o dönemi noktaladınız ve modelliğe adım attınız?
Aslında her şey “En iyisi değilsen, en iyisi olduğun şeyi yap” psikolojisiyle gelişti. Dans etmeyi çok seviyordum ama daha iyi yapabileceğim bir şeylerin olduğunu da hissediyordum. Ama ne mankenlik ne de sunuculuk, bunların hiçbiri hayalim değildi. Bu yönde bir planım yoktu. Güzellik yarışmasına niye katıldığımı çok da hatırlamamakla birlikte, beni kimse mankenliğe ya da sunuculuğa doğru teşvik etmedi. Belki sahne üzerinde o gerekli auraya sahiptim, bilemiyorum! 17 yaşındaydım, daha yüz hatlarım bile yerli yerine oturmamıştı. Dolayısıyla kendimi bu konuda çok da özgüvenli, aşırı güzel hissetmiyordum. Ama bale geçmişimden ötürü, sahnedeki duruşum, enerjim ve özgüvenim mankenliğe yatkın olduğumu hissettirdi. Yarışmayı kazandıktan sonra da mankenlik kariyerim başladı.
Sizce Çağla Şikel mesleğinde neden çok başarılı?
Bence başarının sırrı çalışmak. Belki çok değil ama disiplinli çalışmak. Bir de işine aşık olmak… Yapılan iş ne olursa olsun, çalışılan marka popüler olsun ya da olmasın en iyisini yapmaya çalışıyorum. Her koşulda aynı özeni göstermeye dikkat ediyorum.
Çok iyi model ya da manken kimdir sizce?
Etrafımda gördüğüm kadarıyla çok güzel fizikli, şahane genç kızlarımız var. Ama güzelliğin yanında bir de aura gerek. Çok güzel olunmayabilir belki… Ama bazılarında öyle bir ışık, aura vardır ki asıl güzelliği o verir! 22 yıllık meslek hayatımda, podyuma ya da sahneye çıkmadan önce heyecanlanmadığım bir günüm yok! Güzellik anlayışı tabii ki göreceli. Ben de hiçbir zaman biblo gibi bir kadın olmadım ama girdiğim ortamda bana bakanların, enerjimi aldıklarını hissediyorum. Bu yüzden sevildiğimi hissediyorum, dolayısıyla güzel işler çıkarmaya çalışıyorum. Pozitif enerjim iş hayatıma olduğu gibi; aileme, arkadaşlarıma, çevremdekilere kadar geçiyor diye düşünüyorum.
Şanslı bir gen yapısı ve metabolizmaya sahipsiniz. Formunuzu korumak için neler yapıyorsunuz?
Benim düzenimde bir şeylerden vazgeçmek ya da yasaklar yok. Vazgeçmediğim şeyler arasında spor var. Kendimi çözmüş durumdayım. Ben spor yapmazsam çok zayıf ve kemikli bir yapıya bürünüyorum. Hiçbir kıvrımım kalmıyor, sağlıksız gözüküyorum ve kilo vermeye başlıyorum. Ama düzenli spor yaptığım zaman enerjiyle dolup taşıyorum ve neredeyse birini yiyebilecek kadar aç hissediyorum! (gülüyor) Genel olarak, kasları onarabilmek ve yeterli beslenebilmek adına güzel yemekler yemeye ihtiyacım oluyor. Mesela hamilelik döneminde bir süre düşük riskim vardı. O dönemde hareketlerimi minimalize etmem gerekiyordu. Bütün gün oturuyordum. Durduğum, oturduğum yerde kilo verdim, süzüldüm. Böyle olunca da hamileliğimde adamakıllı kilo bile alamadım.
Şu sıralar hangi spor dalıyla ilgileniyorsunuz?
Fitness, yoga, binicilik… Ne ararsanız yaptım! Ama geçenlerde oğlum boks yapmak istediğini söyledi. Ben de bir arkadaşım vasıtasıyla onu boks derslerinin verildiği bir spor salonuna götürdüm. Onunla birlikte ben de başladım. Ufak bir deneme dersiyle ilk adımı attım. Hayatımda yaptığım en güzel başlangıçlardan biri oldu. Bugüne kadar boksa hiç yanaşmamıştım. Çünkü çok enerji harcattığı için kalori kaybedeceğimi düşünerek kilo vereceğimi sanıyordum. Zaten kendimi bu kiloda bile zor tutuyorum… Ama eğitmenimle konuştuktan sonra bunun böyle bir durum yaratmayacağını öğrendim. İşim gereği, hem bedenen hem beynen çok yoruluyorum. Ama boksa gittiğim zaman kendimi sıfırlayabilme fırsatı buluyorum. Hatta oğlum yanımda ders yapıyor, ben de başka bir eğitmenle çalışıyorum. Dönüp ne yapıyor, ne ediyor diye ona bakmayı bile unutuyorum! İkimiz de kendi halimizde takılıyoruz. Ders bittiğinde kendimi çok iyi hissediyorum.
Nasıl besleniyorsunuz?
Her şeyden azar azar yemekten yanayım. Yasaklarım yok. Kebap da yerim, kızarmış ekmek üstüne tereyağı da sürerim. Ama bunları sürekli yapmadığım için metabolizmam bir tehlike olarak görmüyor. Beslenme düzenimde bedenimi iyi gözlemleyip, dinleyebiliyorum. Bu yüzden kendime ait bir yolum var. Metabolizma yaşım 35. Ancak ileriki yaşlarda kemik erimesi ya da bel rahatsızlıkları ile karşılaşmamak için kaslarımı diri tutmam şart.
Asla ağzıma sürmem dediğini şeyler neler?
Şekerli gıdalarla hiç aram yok. Bilerek yememezlik yapmıyorum, hiç sevmiyorum. Hiç gazlı içecek içmedim. Ev yemeklerini, et ve balık çeşitlerini seviyorum. Özellikle spor sonrası somon ve levrek! Spordan sonra yediğim sağlıklı bir öğün bana başka bir enerji veriyor, farklı hissettiriyor. Sabah kahvaltısında iki yumurta yiyorum. Bunun yanında avokado, ceviz, badem de oluyor.
Çocuklarınızın her şeyiyle siz mi ilgileniyorsunuz? Ya da ne kadarıyla ilgilenebiliyorsunuz?
Gideceğimiz yerin bir saat içinde kapanacağını bile bile, sırf onlara keyifli anlar yaşatacağım diye cuma akşamı trafiğinde İstanbul’un bir ucuna gitmişliğim bile var! Hiçbir şey, benim onların istediklerini yapmama engel olamaz. Olabildiğince, elimden geldiğince onlarla iyi vakit geçirmek istiyorum. Onların sağlıklı bir şekilde sosyalleşebilmesi benim için çok önemli. Büyüyorlar, büyüdükçe arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirmek istiyorlar. Önceden parka, bahçeye beraber giderdik. Şimdi bir yere birlikte gidebilmek için yalvar yakar oluyorum.
Karakterleri çok farklı mı?
Hem de nasıl! Uzay daha çok bebek mesela… Balık burcu ve çok duygusal. Ben onu biraz hırçın seviyorum. Sarsıyorum, sıkıştırıyorum! Uzay’la daha samimi bir ilişkimiz var. Ama Kuzey… Kuzey çok cool. Beni çok sevdiğini biliyorum. Buna bana dokunuşlarıyla da belli ediyor. Ama ne zaman ki ben öpmek, mıncıklamak istiyorum izin vermiyor. (gülüyor)
Onlardan hayata dair öğrendiğiniz bir şeyler var mı?
Bana dünyaya neden geldiğimi hissettirdiler. Ben dünyaya doğurmak, anne olmak, korumak için gelmişim gibi hissediyorum. Bir bebeği emzirmek, ona anne olmak, onunla ilgilenmek için gelmişim gibi… Onların mutluluğu benim için her şeyden önemli. Okul, eğitim gibi şeyler tabii ki çok önemli ama ben onların mutlu bireyler olmalarını sağlamaya çalışıyorum. Çünkü mutlu insan zaten başarılı olmaya hazır demektir…
Bakımınıza düşkün olduğunuzu Youtube kanalınızdan biliyoruz. Peki, Çağla Şıkel’in her gün yanında taşıdığı kozmetik ürünler neler?
Hiçbir şey taşımıyorum! Çünkü evden çıkarken tam ve hazır bir şekilde çıkıyorum. Fondöten de kullanmıyorum. Onun yerine dermatolojik aydınlatıcı bir kremim var. Onu genelde yazın kullanıyordum ama baktım ki cildimi daha iyi gösteriyor, sürekli kullanmaya başladım. O yüzden için çok rahat. Akşam eve geldiğimde çok detaylı bir cilt temizliği yapıyorum. Temizlik sonrası nemlendirme, bazen de maske uyguluyorum. Hafta sonları iyi hissedersem tüm günü maskeyle geçirebiliyorum. Ayaklarıma bile maske yapıyorum. Mesleğime duyduğum saygıdan ötürü kişisel bakımıma çok özen gösteriyorum. Sadece zorunlu olduğum için değil, içimden gelerek ve severek yaptığımdan kendimi iyi hissediyorum.
Bu ara hayat nasıl gidiyor? Hayatımın … dönemindeyim, derken boşluğu nasıl doldurursunuz?
Bu röportajı geçmişte yapsaydık yine aynı şeyi söylerdim. Hayatımın en güzel dönemindeyim! Çünkü her zaman verimli çalışıyorum, her fırsatta iyi ve güzel hissediyorum! Ben böyle yaşamayı seviyorum ve kendimi mutlu hissediyorum. Çalışıyorum, üretiyorum ve araştırıyorum. Bunlar beni dinç ve dinamik tutuyor. Aktif çalışma hayatımı çok seviyorum. Yeni şeyler yaratmayı, üretmeyi çok seviyorum. Youtube kanalımı da bu yüzden açtık. Çünkü anlatacak, gösterecek ve paylaşacak çok şeyim var!