Sıklıkla cereyanda kalmak ya da ters hareketle oluştuğu düşünülen miyofasiyal ağrı sendromunun temelinde farklı nedenler yatabiliyor. Toplumda “kulunç” olarak bilinen bu rahatsızlık, D vitamini eksikliğinden aşırı spor yapmaya kadar birçok etkenle ortaya çıkabiliyor. Tedavisi ise kişiye özel planlanıyor. Peki, kulunç (Miyofasiyal Ağrı) neden olur? En çok nerelere vurur, nasıl geçer, tedavisi nasıl yapılır? İşte yanıtları:
Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal
HER 4 KİŞİDEN İKİSİNDE MİYOFASİYAL AĞRI (KULUNÇ) VAR
Toplumdaki her dört kişiden bir ya da ikisinde kulunç yani miyofasiyal ağrı sendromuna rastlanabiliyor. Ortaya çıkmasında ise cereyanda kalmak, sedanter yaşam ya da ani ve ters hareket etmenin etkili olduğu düşünülüyor.
Oysa günümüzün yaşam şartları, hareketsizlik, ofiste sürekli masa başında çalışmak gibi etkenler, kas-iskelet sistemi problemlerine zemin hazırlıyor. İnsanların en sık şikayet ettiği sorunlardan biri olan kas ağrılarının önlenmesi için birçok çalışma yapılıyor.
MİYOFASİYAL AĞRI (KULUNÇ) EN ÇOK NERELERE VURUR?
Bu ağrıların temelinde de genellikle miyofasiyal ağrı sendromu yatıyor. Ataşehir Florence Nightingale Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Gülşen, miyofasiyal ağrı sendromunun kas içinde hassas noktaların bulunduğu, belli kas gruplarında gelişen ağrıyla karakterize gergin kas bantlarının yol açtığı tıbbi bir tablo olduğunu belirterek, “Yapılan çalışmalara göre; bel ağrısının yüzde 85’i, baş-boyun ağrılarının ise yüzde 54,6’sı miyofasiyal ağrı sendromundan kaynaklanıyor” diyor.
KULUNÇUN NEDENLERİ VE SONUÇLARI NE?
Peki, miyofasiyal ağrının (kulunç) nedenleri ve sonuçları ne? Gülşen şu bilgileri veriyor:
Miyofasiyal ağrı sendromu genellikle; ağrılı ve gergin kas bandı, yanma, batma gibi duysal bozukluklar, eklem hareketinde azalma, koordinasyon bozukluğu, terleme ve kızarma gibi bulgulara yol açıyor. Prof. Dr. Gülşen, kasa gelen travma ya da tekrarlayan aşırı yüklenmenin tetik nokta oluşumunu başlatabildiğine dikkat çekerek, şu bilgileri veriyor:
- “Kısalmış kaslar üzerine ani yük binmesi de başlama sebebi olabiliyor. Örneğin, bacak bacak üstüne atarak oturmak ya da sürekli yan yatmak, kalça ve bel arasındaki kasta kısalmaya neden olabiliyor.
- Uzun süre hareketsiz kalmak,
- Gerekenden fazla spor yapmak
- Anemi, kalsiyum, potasyum, C, B1, B6 ve B12 vitamini eksiklikleri de miyofasiyal ağrıda rol oynayabiliyor. Kronik kas-iskelet ağrısı olan kişilerin yüzde 89’unda D vitamini seviyesi düşük oluyor. Bu eksiklik ise kas-iskelet ağrısı, Tip II lif kaybı ve veproksimal kas atrofisiyle ilişkilendiriliyor.
- Lyme hastalığı, mikoplazma enfeksiyonları, Hepatit C ve enterovirüsler gibi enfeksiyonlar, uyku problemi, hipotiroidi, hiperürisemi, hipoglisemi gibi hormonal ve metobolik hastalıklar ile psikolojik rahatsızlıklar da miyofasiyal ağrıya neden olabiliyor.
NEDEN AĞRI OLUŞUYOR?
Bu rahatsızlık, vücutta birtakım sorunlara yol açabiliyor. Kas içi dolaşım bozularak, beslenemeyen dokularda hasar başlıyor. Kas içinde, kasılan en küçük birim olan sarkomerler, kan damarlarını kasıp gevşeterek pompa görevi görüyor. Miyofasiyal bant yani kasılı kasta (kulunç) ise devamlı kasılı kalarak, bölgesel dolaşımı durduruyor. Oksijensizlik ve kasta biriken toksik maddelerin zarar verdiğini, beynin reaksiyon olarak ağrı sinyalleri gönderdiğini belirten Prof. Dr. Gülşen, “Sonuçta, kas kullanılmadığı için iyice kısalıyor ve kısır döngü oluşuyor. Normalde sinir uçlarından salgılanan ‘asetilkolin’ adlı madde kası uyarıyor ve ‘asetilkolinesteraz’ adlı maddeyle yok ediliyor. Ancak kas kasılı ise bu engelleniyor. Aşırı asetilkolin, kası sürekli kasıp zarar veriyor. Kas zedelenmelerinde, hasarlanan dokudan kalsiyum salınıyor ve aşırı kalsiyum, kas liflerinde devamlı kasılma yapıyor. Kas gevşeyemediği için daha çok kalsiyum birikerek dokuyu sertleştiriyor” diyor.
MİYOFASİYAL AĞRI (KULUNÇ) NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?
Miyofasiyal ağrı sendromunun tanısında fizik muayene büyük önem taşıyor. Ardından EMG ile kasların elektriksel sinyalleri, ultrason ile kastaki sertleşme ve bası nedeniyle salgılanan toksik maddelerin oluşturduğu beslenemeyen bölge, termografi ile sıcak basması, yanma veya üşüme varsa o bölgede otonom sinir sisteminin bozukluğuna bağlı görüntüler ve algometreyle ağrı eşiğinin artması değerlendiriliyor.
3 ŞEKİLDE TEDAVİ VAR
Miyofasiyal ağrı sendromu; fizik tedavi, medikal tedavi ve tetik noktalara enjeksiyonlar şeklinde tedavi ediliyor. Fizik tedavi uygulamalarının, tedavinin temelini oluşturduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Gülçin Gülşen, şu bilgileri veriyor: “Kasa özel miyofasiyal germe teknikleri, lazer, ultrason, ESWT ve kas stim lasyonu (interferansiyel akım, FES) gibi yöntemler, hastaya özgün bir şekilde düzenleniyor. Germe egzersizleri, eklem hareket açıklığı, tutulan kastaki hassas noktaları inaktif duruma geçirerek ağrıyı azaltmada yardımcı oluyor. Gergin kas bandı içine yapılan PRP ve botoks uygulamaları da bazı hastalarda başarılı tedavi seçenekleri arasında yer alıyor. Akut dönemde ağrının azaltılması için uygun ilaç tedavisi kullanılabiliyor. Ayrıca yanlış pozisyon, uzun süre sabit kalmak, demir, B1, B6, B12, D vitamini eksiklikleri, tiroit bozuklukları, anskiyete ve depresyon gibi faktörlerin saptanarak ortadan kaldırılması da önem taşıyor.”