Diğer
    Ana SayfaBeslenme & DiyetModern hayata ters düşen diyet Taş devri diyeti

    Modern hayata ters düşen diyet Taş devri diyeti

    -

    Atalarımız bizden daha sağlıklı besleniyormuş meğer. Bu diyet, pek çok kronik hastalığın faturasını, rafine gıdalara çıkarıyor. Çözümse pek keyifli; halis tereyağı, kırmızı et, ev yapımı turşu, bal ve pekmez tüketmek. Tabii ekmek ve makarnayla vedalaşmayı göze alabilirseniz…

    Uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı, binlerce yıl önce var olan beslenme alışkanlıklarında yatıyor olabilir mi? Bazı uzmanlara göre cevap evet! Modern çağın sayısız hastalıkları ve kilo sorunuyla boğuşan bizlerin karşısına onlarca çeşit rafine diyet ve çözüm, yap-boz şeklinde sunulurken, ‘doğal olana dönüş’ trendi Taş Devri’ne kadar uzanıyor. Başta bu beslenme biçimini de ‘çöp diyetler’den sayan sağlık otoriteleri bile artık ikna olmaya başladılar ve ‘Taş Devri Beslenme Biçimi’ sağlıklı yaşam gündeminin ilk sıralarına oturdu…

    Taş devri diyeti nedir?
    Hızlı kilo vermeyi sağlayan şok diyetlerden biri değil. Bu diyet, sağlıklı kilonuzda kalmanızı amaçlayan bir yaşam biçimini temsil ediyor. Fazla kilonuz varsa ya da aşırı zayıfsanız, elbette dengeli kiloya ulaşıyorsunuz ama bu programla ‘üç kilo fazlanızdan kurtulmanın’ ötesinde, sağlıklı kalmak hedefleniyor. Diyetin mantığı basit; mağara döneminde insanlar neyle besleniyorsa, siz de onu yemelisiniz. Yani hormonsuz et, tavuk, balık, meyve, kök sebzeler, kabuklu kuruyemişler. Kafanız karıştıysa, belki de nelerin yenmemesi gerektiğini belirtmek daha yararlı olur; inek sütü, katkı maddesi ve kimyasal barındıran gıdalar, un, şeker, tuz, fasulye, patates, tahıllar, makarna yasak. Daha doğrusu mümkün olduğunca az tüketilmeli. Çünkü bu besinler insan hayatına sonraki çağlarda girmiş ve vücudumuz bunları sindirmek için programlanmamış. Bu ‘medeniyet dönemi’ gıdaları bize aşırı kalori ve toksin olarak geri dönüyor. Diyetin özü ve mantığı bu. Tüketim çağında, her yanımız, işlenmiş gıdalarla çevrili, bizler için bu programı uygulayabilmekse gerçekten disiplin gerektiriyor…

     

    Hangi gıdalar tüketilmeli?
    Hormonsuz beslenen hayvan eti
    Köyde doğal beslenen kümes hayvanları
    Küçük balıklar (yetiştirme değil)
    Günde dört adet köy yumurtası
    Tercihen çiğ olarak yeşil yapraklı sebzeler ve havuç, şalgam, yer elması gibi kök sebzeleri
    Çilek, böğürtlen, dut türleri (yüksek şeker içeren meyveleri sınırlandırın)
    Ciğer ve böbrek
    Sucuk, kavurma, pastırma
    Günde iki avuç, çiğ ve az tuzlu badem, ceviz, fındık
    Günde iki diş sarımsak ve soğan
    Az tuzlu zeytin
    Sızma zeytinyağı
    Köy tereyağı
    Kuyruk ve iç yağı
    Günde en az bir gram balıkyağı
    Kavurup, öğütülmüş keten tohumu (günde üç tatlı kaşığı yeterli)
    Şekersiz, telli ve yapay zamklı poşetlerde olmayan çay
    Ev yapımı turşu (probiyotik kaynağıdır, tuzunu azaltıp tüketin)
    Baharatlar (vücut pasını sökerler)
    Günde iki çay kaşığı, doğal bal ya da pekmez
    Maylanmış süt ürünleri; tam yağlı yoğurt, tam yağlı peynir, kefir
    Günde 4-5 gram kaya tuzu
    Boza, şalgam suyu, sıkma meyve suyu

    - Advertisement -

     

    Bu gıdalar yasak
    Kimyasal, raf ömrü uzatıcı madde, gıda boyası içeren katkı maddeli hazır gıdalar

    Kafein
    Şekerli ürünler ve rafine tuz Unlu mamuller (insülin direncini arttırırlar)
    Fasulye
    Patates
    Arpa, buğday, mısır gibi tahıl ürünleri
    Kimyasal yolla katılaştırıldığı için margarin
    Katkı maddesi barındırdığı için salam ve sosis
    Metal zehirlenmesi riski taşıyan büyük balıklar
    Ayçiçek, mısır özü, soya yağı
    Tatlandırıcılar (depresyona yol açabilirler)

    Haberin devamı 2010 şubat sayısında…



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz