Mutluluğun elinizde olduğunu hiç düşündünüz mü? Bunun için belki de yapmanız gereken tek şey negatif düşüncelerinizi pozitif olanlarla değiştirmek… Sizin için uzmanların görüşlerini aldık ve mutluluğun formülünü yakaladık.
Bu zamana kadar neyi denediyseniz bir türlü mutlu olmayı beceremediniz. Aslında yalnız değilsiniz! Mutluluk konusu, hemen herkes için çözülmesi zor bir problem. Hedonistik görüşe göre, vücudunuzu mutlu etmek, ruhsal mutluluğu başarmanıza yardım ediyor ve bu da dolayısıyla sizin pozitif düşünmenize yardımcı oluyor. Tüm bunların birleşimi sizi gerçek mutluluğa kavuşturuyor…
Ünlü İsveçli psikolog Alexandre Thalman’a göre ise işin sırrı bir bardağın yarısını boş diğer yarısını dolu görmek metaforu gibi: “Beynimiz, bütün hislerimizi yalnızca mutlu olmak fikri etrafında bütünleştirir. Bu yüzden bütün hayatımızı da bunu yorumlamak için harcıyoruz” diyor. Bu yorumlarımızın negatif ya da pozitif düşünceye dönüştüğüne vurgu yapan Thalman, duygularımızı belirleyen bu düşüncelerin, diğer insanlarla kurduğumuz ilişkileri etkilediğini de belirtiyor; “En basit örnek ile; hava yağmurlu olduğunda, modunuz düşük bir şekilde, dışarı çıkamadığınızı düşünürseniz mutsuz olursunuz, ama yağmurun evde çok keyifli bir gün geçirmenizi sağlayacağını düşünürseniz çok mutlu olabilirsiniz. Ayrıca bu, sizin etrafınızda olup biten bütün olaylarla baş etmenize de yardımcı olabilecek müthiş bir anahtar olabilir.” Thalman, işleri düşünce gücümüzle kendimizin zorlaştırdığını ve ister istemez kendi mutluluğumuza ya da mutsuzluğumuza neden olduğumuzu da ekliyor.
Kendinizi kıyaslamayın
Mutluluk üzerine çalışan psikiyatr Chistophe Andre, olumsuz karşılaştırmaların da insanları mutsuz ettiğine dikkat çekiyor. Andre, matematik sınavından 50 alan bir öğrencinin aynı sınavdan 100 notunu alan diğer öğrenciyle kendini karşılaştırarak kendi kendini mutsuz ettiğini düşünüyor. Psikiyatr, böyle düşünme biçimi yerine, hemen pozitif bir yan bularak olayı lehimize çevirmemiz gerektiğini belirtiyor. Ayrıca bu tip düşünce şekli korkuya sebep oluyor ve olumsuz karşılaştırmalar sonrasında insani ilişkiler bozulabiliyor.
Hayata anlam katın
Harvard Üniversitesi’nden Tal Ben-Shahar, “Mutluluğun formülünün zevk almak ve onu dolu dolu anlamlandırmak olduğunu düşünüyorum” diyor. Shahar, mutlu olan insanların hayattan zevk aldıklarını, yazdıklarını, bir şeyler ürettiklerini, kötü anları geçiştirebildiklerini ve varoluşları için sebepler bulabildiklerini savunuyor. Eğer mutlu olmak istiyorsak yaptıklarımıza, konuştuklarımıza ve yaşadıklarımıza anlam yüklememiz ve bu yarattığımız manaya sıkı sıkı sarılmamız gerekiyor. Hayatın içinde bizim de bir işe yaradığımız konusunda anlamlandırma yaparsak, yaratıcılığımızın artacağı, aktivitelerimizin çoğalacağı ve insan ilişkilerinde gözle görülür bir mesafe kat edeceğimizi de unutmamak gerekiyor. Çünkü mutluluk aynı zamanda paylaşabileceğiniz bir şey, mutlu olduğunuzda yanınızdaki ve sizinle iletişime geçen her bireyi olumlu yönde etkilemiş olacaksınız.
Pozitif bir bakış açısı bulun
Yaptığınız hatalarınız var; o gün orada bu şekilde davranmamalıydınız ya da içinizde arkadaşınızın bilmesi gereken bir gerçek var ama bunu bir türlü söyleyemediğiniz için vicdanınız sizi rahatsız ediyor. Psikanalist Claude Tedguy, iç çatışmalarımızın ya da vicdan muhakemelerimizin de bizi mutsuz ettiğini söylüyor. Gerçek ne kadar acı olursa olsun, yaptığınız geri dönülmeyecek bir hata bile olsa yine bardağın dolu tarafını düşünerek pozitif bir yan bulmanız gerekiyor. Tedguy, insanın buna kendini inandırması gerektiğine dikkat çekiyor. Psikanalistlerin, psikiyatrlarla birleştiği bir nokta da, olumlu düşünmeyen insanların kendi iç dünyalarındaki karanlığa kapılarak mutsuz olduğu. Kafasında devamlı olarak negatif düşünceyle dolanan karakterler, gerçekteki olumlu olayları fark edemez ve zamanla depresyona girebilir. Ayrıca psikiyatrlar, bazı nörolojik bozuklukların da kişinin olumsuz düşünmesine neden olduğunu ve uygun ilaçlarla tedavi edilmezse mutsuz bireyler yaratılacağının altını çiziyor. Peki pozitif düşünmek gerçekten de insanın mutlu olmasına yardımcı oluyor mu? Harvard Üniversitesi’nde “pozitif düşün” fikrinden yola çıkan psikolog Tal Ben-Shahar, 1400 öğrenci üzerinde yaptığı incelemede, bu öğrencilerin yüzde 23’ünün hayatlarını değiştirdiğini kanıtlıyor. Araştırmada olumlu düşünme taktiğini uygulayan öğrenciler, küçük mutluluklar yerine gerçek içsel mutluluğa kavuştuklarını açıklamış.
Negatifliğinizi kovalamak için yeni fikirler Olumsuz olmaktan kurtulmak için her şeyi denediniz ama yine de zorlanıyor musunuz? Hemen pes etmeyin, kişisel gelişim teknikleriyle yeniden bir şans yakalayabilirsiniz, mutluluk burayı henüz terk etmedi…
Teknik 1: Psikoterapist Pierre Balnc-Sahnoun, öncelikle bazı hareketlerimizi yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini söylüyor. Bunun için önce sizi mutsuz eden herhangi bir konuya odaklanın. Yeni bir bakış açısıyla, neden böyle davrandığınız üzerine fikir sahibi olana kadar düşünün. Aslında sonunda bulacağınız yanıt belli: Negatif düşünceniz sizin savunma mekanizmanız haline gelmiş. İkinci adım olarak, bunun neden kaynaklandığını, bu savunma mekanizmasının neden olduğunu anlamaya çalışın. Bulacağınız yanıt her ne olursa olsun, radikal değişiklikler yaparak onun etkisinden kurtulmak için kendinize gerçek bir söz verin. Zamanla göreceksiniz ki, aslında sizi karamsar yapan olaylar ya da olumsuz düşünmenize neden olan etkiler gelip geçici özelliklere sahip. Siz kendinizi yeniledikçe ve hastalıklı bir karamsarlığa sahip olmadığınızı gördükçe mutluluk ibrenizde bir artış gözlenecek.
Teknik 2: Fizyolojist ve psikoterapist Isabelle Fiilizat’a göre duygular, tehlike halinde ya da endişe durumunda kontrolünü sağlayamayacağımız bir hal alıyor. Kendinizi yeniden keşfetmeniz ve olumlu bir bakış açısına sahip olmanız için duygularınızın barış ortamında oluşması gerekiyor. Mutsuz olduğunuz bir durumun ortasında kaldığınızda geçmişe doğru bir zaman yolculuğuna çıkın. Gözlerinizi kapatın ve küçük bir çocukken mutsuz olduğunuz gerçek bir zamanı anımsayın. Bebekleriniz eskimiş olabilir, size söz verildiği halde yan sokaktaki parka gidememiş olabilirsiniz; bu yüzden ağladığınızı da unutmayın. Tıpkı, o gerçek duygu kırıklığının geçtiğine şahit olduğunuz gibi, şu an içinde bulunduğunuz durumu da atlatacağınıza gerçekten inanın. Belki çocuk değilsiniz, ama hayatın her karesinde büyüdüğünüzü ve yeni olaylarla karşılaşıp belleğinize kazıyacağınızı unutmayın.
Artık harekete geçme zamanı, düşünmeyi bırakın! Düşünceleriniz negatif mi yoksa pozitif mi? Bunu düşünmeyi artık bir kenara bırakın ve harekete geçin, tıpkı film çekimlerindeki gibi: Action!
Pozitif düşünce dünyayı kurtaran olumlu bir yana sahip. Yıllar önce İkinci Dünya Savaşı sonrasında savaşa giren toplumların psikolojilerini düzeltmekte de aynı yöntemin kullanıldığını biliyoruz. İyi ve pozitif düşüncenin yaydığı olumlu enerjinin dönüp dolaşıp yeniden sizi bulacağı fikri de oldukça yaygın. Yunus Emre’nin, Mevlana’nın yazıları ve son zamanlarda ünlenen “Secret” kitabı da aynı felsefenin ürünü. Pozitif düşünceye sahip olmak aynı zamanda objektifliğimizi de artırarak, olaylara başka açılardan bakmamızı sağlıyor. Son yıllarda yaşanan ekonomik krizlerden sonra özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde pozitif düşüncenin yayılmasının insanların daha mutlu olmasında önemli bir rol oynadığı kanıtlandı. Ayrıca araştırmalar, olumlu düşüncenin hayata ve geleceğe yönelik umutları artırdığına da dikkat çekiyor.
Russ Harris, uzun yıllar üzerinde çalıştığı mutluluk konusundaki kitabı Happiness Trap’te: “Mutluluk, olumlu düşünce sayesinde peşinde koştuklarımızdan çok, olumsuz olan hislerimizi pozitif düşünce sayesinde ötelemektir” diyor. Eğer acı çekiyorsanız, niye olduğunu merak ettiğinizde sonuç ne oluyor, hiç düşündünüz mü? Bu soruların yanıtlarını vermek sizi mutluluğa bir parça daha yakınlaştırır. Ayrıca motive olmak da işinizi kolaylaştıracak en büyük etkenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Uzman Julie Fast, yapacağınız şeyi aklınıza koyduğunuzda hiç vakit kaybetmeden yapmanız gerektiğiniz vurguluyor. Spora başlamak ve vücudunuzu mutlu etmek de mutluluk hormonunu tetikleyen önemli bir yardımcı olabiliyor.
Etrafınızla ilişkileriniz pozitif düşünceden sonra nasıl bir yol izliyor? Elbette ki olumlu düşünce ve açığa çıkan enerji diğer insanlarla olan ilişkilerinizi de olumlu yönde etkiliyor. En iyi yöntem, kendimizi olduğu gibi hayatın içine bırakmak. Ölmeden önce yaşayacaklarınızı planlamak yerine, iyi ve güzel taraflarıyla hayatı algılayıp tam ortasında bulunmak doğru yollardan biri sayılıyor.
Canan Danyıldız
Formsante Dergisi Mart 2011 Sayısı