Diğer
    Ana SayfaSağlıkNefes terapisiyle kendinizi keşfedin

    Nefes terapisiyle kendinizi keşfedin

    -

    Şöyle derin bir soluk alın! Hayat kaynağımız olan nefesi doğru şekilde ve yeterli miktarda almanıza yardımcı olacak bir terapi var şimdi! Kalp ve zihin bütünlüğüne ulaşmayı ve farkındalığı arttırmayı amaçlayan bu yöntem sayesinde, göbekten nasıl nefes alınacağını da öğreneceksiniz. Aslında doğrusu buymuş!

    Esin Altuğ

    Enerji kaynağımız, aldığımız nefes! Soluk almak, duyguları bastırmak ya da açığa çıkarmak için kullandığımız bir mekanizma aynı zamanda. Etiler Owo ve Beyoğlu Kun'da nefes terapisi seansları düzenleyen nefes uzmanı Müge Uluğ, toplumdaki yanlış koşullandırmalar ve yaygın davranış kalıpları sebebiyle, çoğu insanın yanlış nefes aldığına dikkat çekiyor. Yani çocukluğumuzdan itibaren duygularımızı açığa vurmanın doğru olmadığına şartlandırılıyoruz ve bunu nefesimizi tutarak ya da daha "sığ" nefes alarak başarabildiğimizi keşfediyoruz. Bu andan itibaren, bu yanlış nefes alma alışkanlıkları, duygusal açıdan korunmak üzere kullandığımız bir kalkan oluveriyor. İşte yurtdışında yaygın olarak uygulanan nefes terapisi, yeterli ve doğru nefes almanın püf noktalarını ortaya çıkarmak için geliştirilmiş. İşin güzel yanı, ortalama 6-9 seanslık bir eğitimden sonra bu yöntemi kendiniz de uygulayabiliyorsunuz.

    Pırlanta nefes…

    Kullandığı tekniklerden birinin adı bu. Çünkü böyle bir nefes çok değerli ve az bulunuyor. Doğru nefes, karından alınıyor! Göbeğimiz, anne karnındayken annemizle bağlı olduğumuz nokta ve yaşam kaynaklarımıza çok yakın. Göbeğimizle nefes alıp, duygularımızı fark ettikçe zihnimiz ve kalbimiz sakinleşiyor, istikrarsız ruh hallerimiz kayboluyor. Amaç ise ruh, beden ve zihin dengesini oluşturabilmek. Kaliteli nefesin enerjisi eski yaraları onarıyor, dahası yenilerinin oluşmasını da engelliyor. Kızdığımızda ya da korktuğumuzda nefesimizin ritmi bozuluyor. Sakin, mutlu ve neşeliyken nefesimiz daha kaliteli hale geliyor.

    Neden önemli?

    Hastalıklara karşı vücudumuzun direnci de bedenimizdeki oksijen miktarıyla doğrudan ilişkili. Oksijen miktarı azaldıkça, bedenimizin toksin atma yeteneği de azalıyor.
    Doğru şekilde soluk alıp veremiyorsak, bağışıklık sistemimizi zehirlemeye başlıyoruz. Oysa vücuttan toksinlerin atılması, yaşlanmayı geciktiren en önemli etken! Yüz gevşeyip gençleşiyor.
    Organlarımızın fonksiyonlarını sağlıklı yerine getirebilmeleri için de yeterli oksijen almak önemli. Beynimiz yeterince oksijen alamadığında, ihtiyacı olan oksijeni diğer organlarımızdan çekiyor. Kanımızdaki normal oksijen konsantrasyonu yüzde 60-70 civarında. Bu oranı yüzde 80'in üzerine çıkarabilirsek enerji ve canlılığımız da artıyor. Beyin fonksiyonları da böylece sağlıklı olarak sürdürülebiliyor. Nefesimizi tuttuğumuzda veya yetersiz oksijen aldığımızda akciğerlerimizin de büyük kısmını kullanmamaya başlıyoruz. Oysa akciğerlerin tam anlamı ile kullanımı, vücudumuzdan büyük oranda toksin atılmasını sağlıyor. Bedenimizdeki toksinlerin yüzde 70'ini nefes verme eylemi sırasında atıyoruz.



    Önceki İçerik
    Sonraki İçerik

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz