Diğer
    Ana SayfaİlişkiOnun da başı ağrıyorsa dikkat!

    Onun da başı ağrıyorsa dikkat!

    -

    eylul-2012-saglik-4-resim-2Hastalıklar
    Kalp damar, diyabet, psikiyatrik sorunlar gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar da cinsel istek kaybına neden olabiliyor. İlaç kullanımı dışında hormonal bozukluklar, yaralanmalar sonucu gelişen durumlar ve metabolizma hastalıkları da cinselliği etkiliyor. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Kişinin yaşam zorlukları, ilişki sorunları ve psikiyatrik rahatsızlıklara bağlı ilgi, istek kaybı da olabiliyor. Ani bir kayıp, kişinin işlerinde yaşadığı maddi kayıplar, stresli durumlar, ilişkide yaşanan ciddi bir aldatılma, huzursuzluk da kişinin cinselliğe ilgisini etkiliyor. Psikiyatrik hastalıklar içinde ise depresyon başta olmak üzere doğrudan cinsel isteğin kaybına neden olabiliyor. Cinsel saldırıya maruz kalma, ağır ruhsal hastalıklarda da bu durum söz konusu” diyor.

    Partnerin sorunları
    Eğer birlikte olduğu kadın cinsel bir sorun yaşıyorsa erkekte bir süre sonra cinsel ilgisizlik görülebiliyor. Kadının cinsel isteksizliği, uyarılma sorunu, ağrılı cinsel ilişki, orgazm olamaması ya da vajinismus erkekte de cinsel isteksizliğe neden olabiliyor.

    İkili ilişkilerde yaşanan sorunlar
    Eşler arasında herhangi bir iletişim sorunu varsa bundan ilk etkilenecek nokta cinsellik oluyor. Cinsellik kendi içinde de bir iletişimdir. Eğer çiftlerin birbirlerinden beklentilerinde sorun olduysa, küsme gibi bir durum ortaya çıktıysa cinsellik bazen bu sorunu aşabilse de bazen de ilk etkilenen alan olabiliyor. Aldatma gibi bir sorun yaşanıldığında ise cinsellik kişinin karşı tarafla paylaşacakları açısından sıkıntı vermeye başlıyor. Çünkü kişi ihanete uğradığını düşündüğünde cinsel istek kaybı yaşayabiliyor.

    Ne yapılabilir?
    Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Her çiftin kendilerince geliştirmiş olduğu bir iletişim dilinin olması gerekiyor. Cinsel terapilerde çiftler arasındaki iletişimin yetersiz olduğunu görüyoruz. Cinsellikte iletişim yeterli değilse cinsel sorun da ortaya çıkıyor. Toplumdaki inanışlardan biri konuşmanın cinselliğin büyüsünü bozduğu yönündedir, oysa bu doğru bir düşünce değil. Cinsellikte iletişim tekniklerinde çiftlerin sevişme sırasında sözel ya da bedensel olarak mesaj verebileceklerini öğretiyoruz. Bu mesajın sağlıklı olduğunu belirtiyoruz. Çiftler cinsellik sırasında neden konuşmaz? Çünkü cinsellik alınganlığa açık bir alan, yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Sorunlar reddedilme gibi anlaşılabiliyor. Cinsellikle ilgili konuşmak ayıp gelebiliyor” diyor.

    İletişim nasıl kurulabilir?
    Çiftler bazen kendini haklı göstermek istiyor. Tartışmanın da bazı kuralları oluyor. Her iki tarafın da belirli bir süre konuşma süresi olmalı. Kendi haklılığını değil, kendi yanlışını görmek üzerine konuşmak gerekiyor. Beş dakikalık bir konuşmada “Ben bu sorunda şu noktalardan dolayı doğru yapmamış olabilirim” demek, yani karşı tarafı suçlamayarak konuşmak gerekiyor.

    - Advertisement -

    YAŞAYANLAR ANLATIYOR
    Nalan,34, İstanbul
    “İlk evlendiğimiz günlerde eşimle neredeyse yataktan çıkmazdık. Cinsel hayatımız o kadar iyiydi ki; tartıştığımız günlerde bile yatağa girdiğimiz anda her şey güllük gülistanlık olurdu. Fakat aradan beş yıl geçtikten sonra eşimde bazı değişimler olmaya başladı. Yatağa her zaman ben uyuduktan sonra giriyor ve benimle kesinlikle birlikte olmak istemiyordu. Ona yakın davrandığım zamanlarda ise bana oldukça kırıcı davranıyordu. Bu durumda önce başka biri olduğunu düşündüm ve onu takip etmeye başladım. Fakat başka kimse olmadığını gördüm. Bir uzmandan yardım almamız gerektiğini söylediğimde ise buna kesinlikle yanaşmadı. Neredeyse son bir yıldır hiç birlikte olmuyoruz. Artık bu duruma alıştım galiba ve ben de cinselliği düşünmemeye başladım. Sağlıksız bir ilişki yaşadığımızın farkındayım ama şimdilik bu sebepten dolayı eşimden ayrılmak istemiyorum. Umarım onu tedavi olmaya ikna edebilirim.”

    Esra,28,İzmir
    “Geçen yıl çok yakışıklı bir adamla tanıştım. Hayallerimin erkeğiydi diyebilirim. İlk önce uzun konuşmaların olduğu bir arkadaşlık dönemi oldu. Akşam yemekleri, sinema ve küçük öpücükler. Fakat hepsi buydu. Bir türlü ileriki aşamaya geçmiyordu. Neredeyse beş ay sonra beni evine davet etti. Fakat bu davet de hiç kolay olmadı. Evde önce öpüşmeye başladık fakat sıra sevişmeye geldiğinde benden uzaklaştı. Sorunun bende olduğunu düşündüm ve ne olduğunu sordum fakat bana bir cevap vermedi ve hiçbir şey olmamış gibi sohbete kaldığı yerden devam etti. O geceden sonra onu hiç aramadım ve sorunun ne olduğunu bilmiyorum ama kendimi çok kötü hissettim.”

    Sevim,37, İzmir
    “Eşimle oldukça zevkli bir cinsel yaşantımız vardı. Çocuktan sonra biraz sekteye uğramış olsa da 10 yıllık evliliğimizde cinsel sorunu olan arkadaşlarımı şaşkınlıkla dinlerdim. Fakat ne olduysa eşimin rahatsızlığından sonra oldu. Diyabet hastası olan eşim bir süre sonra cinsellikten ve yatağımızdan uzaklaşmaya başladı. İlk başta bu sorun benim için aşılmaz gibi görünüyordu. Fakat birlikte cinsel terapiye başladıktan sonra uzmanımız bize sevişmenin sadece cinsel birleşme olmadığını ve birbirimize nasıl dokunmamız gerektiğini öğretti. Böylece eşim sertleşme sorunu yaşadığı dönemlerde birbirimize dokunarak da zevk almayı öğrendik. Şimdi bir sorunumuz var gibi düşünmüyoruz ve her şey yolunda. Ben bu tür sorunların konuşarak ve karşılıklı anlayış göstererek aşılacağını düşünüyorum.”

    Nilgün YILDIZ

    Formsanté Dergisi Eylül 2012 Sayısı



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz