Önemli bir belgenizi kaç kere kaybettiğinizi, ya da e-postalarınız arasında kaç kere kaybolduğunuzu hatırlıyor musunuz? Peki bu durumun hayatınızda yarattığı zaman kaybının farkında mısınız?
Organizasyon, her iş için belirli bir sisteminizin olması anlamına geliyor. Kendinize uygun olarak geliştirdiğiniz sistem sayesinde, sizden yapılması beklenen işleri, eksiksiz ve zamanında yapabilirsiniz. Böylece, üretkenliğiniz artar ve zamanınızı daha rahat denetleyebilirsiniz. Bu sayede hayattan zaman çalacak ve bu zamanı kişisel işleriniz için ya da aileniz için ayırabileceksiniz.
İşleri karmaşıklaştırmayın
Organize olmaktaki en temel amaç, verimliliğin artması ve zaman kazanmak. Öyleyse işlerinizi mümkün olan en kolay yoldan halletmelisiniz. Eğer aklınızda 3-4 alternatifiniz varsa, en kolay yol alabileceğiniz, en çabuk yapabileceğiniz ve en çok akılda kalan genellikle verimliliğinizi en çok arttıracak olanıdır.
Hafızanıza her zaman güvenmeyin!
İnsan beyni gün içinde sürekli yeni bilgilerle karşılaşıyor. Bu bilgiler beyninize ulaşırken filtreden geçiyor. Duyduklarınız ve gördüklerinizin çok azı hafızanızda kalıyor. Kısacası bazen bir kalem, hafızanızdan daha güçlü çıkabiliyor. Hafızanızın sizi yanıltabilme ihtimalini göz önünde bulundurarak, önemli şeyleri bir kâğıda yazmayı deneyin. Önemli eşyalarınız için bir yer belirleyin ve her zaman oraya koyun; böylelikle zaman kazanmış olacaksınız.
Takvim alışkanlığınız olsun
Bir takvim edinin ve onu buzdolabının ya da masanın üzerine koyun. Gözünüzün önünde olması gerektiğini unutmayın. Banyo aynasının üzeri de iyi bir seçenek olabilir. Böylece daha güne başlarken, dişinizi fırçalarken plan yapabilirsiniz. Ayrıca benzer aktiviteleri aynı anda yapmaya özen gösterin. Örneğin, faturalarınızı aynı anda ödeyin ya da alışverişlerinizi bir seferde yapın. Böylece her biri için ayrı zaman harcamanıza gerek kalmaz. Hatta takviminizin yanına bu işler için bitirme süresini yazın, örneğin önemli telefon konuşmalarını yapmak için 30 dakika, faturalarınızı ödemek için 20 dakika yeterli olacaktır.
Gökçe Almaş
Haberin devamı 2010 Nisan sayısında…
