Diğer
    Ana SayfaSağlıkSağlık Raporu - Nisan 2012

    Sağlık Raporu – Nisan 2012

    -

    Sosyal fobi alkolü tetikliyor
    Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt, birçok psikiyatrik hastalıkla birlikte görülebilen sosyal fobinin alkol ve kötü madde kullanımını 2-3 kat artırdığını belirtti. Sosyal ortamlarda ve kişisel performans gerektiren durumlarda, başarısız olacağı ve aşağılanacağı kaygısıyla kişinin aşırı ve sürekli korku duyması sosyal fobi olarak adlandırılıyor. Doç. Dr. Erhan Kurt, “Bu yüzden sosyal fobik kişi bu tür ortamlara girmekten kaçınıyor, eğer girerse huzursuz oluyor. Bu stres durumu da alkol ya da uyuşturucu gibi kötü madde kullanımına yatkınlığı artırıyor” diyor.

    Stresleri de farklı!
    Arizona Üniversitesi’nde 166 evli çift üzerinde yapılan bir çalışmada, kadınların gün içerisindeki stresinin erkeklere oranla daha fazla olduğu, bunun nedeninin de kadınların aynı stresli olayı gün içerisinde hatırlayarak tekrar yaşayabildikleri, ancak erkeklerin böyle bir şey yaşamadıkları, olaydan kısa bir süre sonra unuttukları ortaya çıktı. Uzman Psikolog Ayben Ertem, erkekler ve kadınların strese farklı tepki vermelerinin nedeninin aslında hormonlarla ilgili olduğunu belirtiyor. Kortizol, epinefrin ve oksitosin kritik rol oynayan üç önemli hormon. Stresli durumlarda kortizol ve epinefrin kişinin kan basıncını ve dolaşımdaki kan şekeri seviyesini arttırıyor ve kortizol, bağışıklık sisteminin etkinliğini azaltıyor. Kadınlarda, stresli bir ortamda kortizol ve epinefrin kan dolaşımından hızlı bir şekilde geçerken oksitosin devreye giriyor, beyinden salınıyor, kortizol ve epinefrin üretimine karşı atak yapıyor ve gevşetici, rahatlatıcı duyguları yükseltiyor. Erkekler de strese girdiklerinde oksitosin hormonu salgılıyor ancak kadınlara oranla çok daha az miktarda oluyor.

    Düğün öncesi dikkat!
    Evlilik planlama sitesi dugun.com, üyeleri arasında yaptığı anketle düğün sürecinde ailelerin ve çiftlerin arasında yaşanan anlaşmazlıkların arttığını belirledi. Yapılan araştırmaya göre nişanlı çiftlerin yüzde 40’ı bu stresli süreçte ebeveynleriyle problem yaşıyor, yüzde 20’si ise birbirleriyle fikir ayrılığına düşüyor.

    Kilolar tüp bebek tedavisini etkiliyor
    Tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin sağlıklı kilolara sahip olmaları tedavinin başarısını olumlu yönde etkileyen önemli bir faktör olarak ön plana çıkıyor. Kilo fazlası olan çiftlerin tedaviye başlamadan önce kişiye özel oluşturulacak beslenme listelerini uygulayarak kilo vermelerinin tedavi için gerekli olduğunu belirten Eurofertil Medikal Direktörü Dr. Hakan Özörnek, “Kişilerin bel çevresi kalınlığı ideal kiloya sahip olup olmadıklarını ortaya koyuyor. Kadınlarda bel çevresi 88, erkeklerde ise 102 cm’den daha kalın olan kişiler fazla kilolu olarak tanımlanıyor. Bu kişilerin tüp bebek tedavisine başlamadan önce kişiye özel diyetlerle kilo vererek tedaviye başlamalarını sağlamak gerekiyor” diyor. Doğru beslenme programları gebelik şansını artırırken, hem gebelik sürecinin hem de doğumun sorunsuz geçmesine yardımcı oluyor. Böylece sağlıklı bir bebeğe kavuşma ihtimali de artıyor.

    - Advertisement -

    Formsanté Dergisi Nisan 2012 Sayısı



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz