Yüzmeye, ata binmeye ve paten kaymaya bayılıyor. Kendi elleriyle enfes salatalar hazırlıyor. Oyunculuğun dışında yazı yazmaya ilgi duyuyor. Kapak kızımız, Aşk Oyunu dizisinin Ekin’i Yasemin Ergene kendisi hakkında merak edilenleri ve tatil planlarını anlatıyor…
| |
Milyonları ekrana kilitleyen dizi Aşk Oyunu nun kahramanı Ekin'i dizinin sezon arası verdiği dönemde tam da tatile çıkmak üzereyken yakaladık. Fotomodel ve oyuncu Yasemin Ergene aslında Formsante okuyucularının çok önceden tanıdığı bir isim; o bizim kapak kızlarımızdan biri. Bu genç yaşında parlak modellik kariyerinin ardından oyunculuğa ilk göz kırpışı bambaşka bir karakterle, Cem Davran'la oynadığı sitcom'daki deli dolu küçük baldız Sibel rolüyle olmuştu. Ona önemli bir hayran kitlesi kazandıran dizi ise bambaşka bir konsept, bir drama. Şimdi karşımda oldukça ağırbaşlı bir genç kız oturuyor ve son diziyle gelen şöhret onu biraz yormuş gibi gözüküyor…
-Seni bavullarınızla yakaladık.
Evet, dizi tatile girdi, ben de sonunda tatile çıkıyorum. Epey yoğun bir dönem geçirdik ve haliyle yoruldum. Şimdiki planım bol bol yüzmek, güneşlenmek ve dinlenmek. Benim tatil anlayışımda çılgın eğlenceler falan yok. Aksine bol bol uyumak ve kendimi yenilemek istiyorum. Belki kumsalda uzun yürüyüşler yaparım.
| |
Nasıl geçti bu sezon?
Başarılı bir sezon geçirdik. Bir o kadar da yorucuydu. Bir yandan dizi, bir yandan dergi çekimleri… Set ortamını çok seviyorum. Ama dışarıdan gözüktüğü gibi değil tabii. Haftanın 6 günü geç saatlere kadar çalıştık, sıranın bana gelmesi için uzun bekleme araları vardı. Soğuk havada, yağmurda hasta olduğum zamanlar oldu. Bir de yoğun tempodan sürekli tansiyonum düşüyordu. Yatırıp ayran içiriyorlardı. Yine de şikayetçi değilim halimden. İşimi seviyorum. Bünyem kuvvetliymiş demek ki.
-Düzenli sağlık kontrolü ve check up yaptırabiliyor musunuz?
Maalesef. Hem yoğunluktan hem de alışık olmadığım için düzenli doktor kontrolüne falan gidemiyorum. Hatta geçen aylarda sağlık sigortası yaptırdım, check up için motivasyon olsun diye, daha bir kere kontrole gidemedim. Tabii bu konuda kimse beni örnek almasın.
-Fiziğinize bakılınca sporla aranız iyi gibi gözüküyor, yanılmıyorum değil mi?
Evet, spor yapmayı severim. Aslında zayıf olmamın genetik olduğunu düşünüyorum. Ama sporun da faydası var elbette. Her fırsat bulduğumda yürüyorum, yüzüyorum, ata biniyorum ve paten kayıyorum. Bir süre önce formda kalmak için düzenli fitness yapmayı denemiştim. Ancak tansiyonum sürekli düştüğü için devam edemedim. Ben de açık hava sporlarını tercih ediyorum. Önemli olan hareket etmek…
Röportajın devamı Formsante'nin ağustos sayısında…