Diğer
    Ana SayfaSağlıkSiz de sigarayı bırakabilirsiniz!

    Siz de sigarayı bırakabilirsiniz!

    -

    Çağımızın en zararlı bağımlılıklarından biri olan sigara, sağlık durumu başta olmak üzere kişinin sosyal hayatını da olumsuz etkiliyor. Yeni yıla yeni kararlar alarak başladıysanız ve bu alışkanlık sizin de hayatınızda aşılması gereken bir eşikse çözümü bu sayfalarda bulabilirsiniz.

    Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal

    Sigara, dünyanın en önemli halk sağlığı sorunlarının başında geliyor. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, en çok ölüme yol açan iki nedenden biri açlık, diğeri de sigara. Dünyada her yıl 8 milyon kişi sigaraya bağlı gelişen hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Sigara içeriğinde bulunan 7 binden fazla kimyasal maddenin 81’inin kanser yapıcı etkisi biliniyor. Saptanan en önemli kanserojen olan sigaranın akciğer kanserine bağlı ölümlerin yüzde 90’ından sorumlu olduğunu belirten Acıbadem Bağdat Caddesi Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihal Özşeker, “Akciğer dışında ağız, dil, yemek borusu, mide, pankreas, mesane, böbrek, prostat ve rahim ağzı kanseri riskinin sigara içenlerde arttığı bildiriliyor. Kronik bronşit ve amfizemin (KOAH-Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) en önemli sebebi sigaradır. Kalp krizi riski de sigara içenlerde 10 kat artıyor. Beyin damar hastalığı ile felç, el ve ayak damar tutulumu ile kangren, diğer etkileri arasında yer alıyor. Sigara; gebelikte düşük riski, erken doğum, düşük doğum tartılı bebeğin yanı sıra infertilite, cinsel fonksiyon bozukluğu, osteoporoz, katarakt gibi birçok hastalığın da hazırlayıcısı oluyor. Pasif sigara dumanı maruziyeti ise çeşitli solunum yolu problemlerine ve KOAH’a sebep olabildiği gibi akciğer kanser riskini de üç kat artırıyor” diyor.

    Dr. Özşeker, sigara bağımlılığı ve bırakmak için uygulanan medikal tedavi hakkında sorularımızı yanıtladı.

    - Advertisement -

    Sigara için güçlü bir bağımlılık kaynağı diyebilir miyiz?
    Elbette! Sigarayı denemek üzere içen her üç kişiden birisi bağımlı olabiliyor. Bağımlı olanların da yüzde 70’i zararlarından dolayı bırakmak istiyor. Ama kendi kendine bırakma başarısı çok düşük. Bağımlılığın hem fiziksel hem de psikolojik yönü var. Sigaranın içindeki nikotin, beyinde ve diğer organlardaki reseptörlere bağlanarak dopamin ile haz duygusu oluşmasına yol açıyor. Yani her içişte haz alınıyor. Bir başka neden ise nikotin… Diğer aracı maddelerle kişinin performansında artış, anksiyete kontrolü sağlama gibi çeşitli etkiler yaratabiliyor. Ama bunlar oldukça kısa sürüyor. Aynı duyguları yaşamak için her 15-20 dakikada bir sigara içme ihtiyacı duyuluyor. O nedenle, günde üç-beş sigara içerek başlayan bağımlılar, günlük 20 sigara ve daha fazlasını içmeye doğru ilerliyor. Bir süre sonra da sigarasız bir hayat düşünülemez hale geliyor. Hatta yaşam biçimi, sigara içilebilecek şekilde organize ediliyor. Bazı kişiler daha az nikotin almak için elektronik sigara içmeye çalışıyor. Ancak elektronik sigara ve benzeri ısıtılmış tütün ürünlerinin de normal sigara gibi bağımlılık yaptığını belirtmem gerekiyor. Bu ürünler hem içene hem çevresine zarar veriyor. Her içildiğinde birçok zarar vermeye devam ediyor.

    Bu alışkanlıktan kurtulmak kolay mı?
    Hiçbir bağımlılığı bırakmak çok kolay diyemeyiz. Bu, kişinin bağımlılıktan kurtulmak konusundaki kararlılığıyla doğru orantılı oluyor. Gerçekten bırakmak isteyen kişiler içinse çok kolay ilerliyor. Biraz tıbbi destek, biraz motivasyonla bağımlılık kolayca geride bırakılabiliyor. Mantıken bırakmak isteyen ama duygusal olarak buna hazır olmayan kişilerde ise süreç biraz daha uzun olabiliyor.

    Sigarayı bırakırken hangi sorunlar yaşanıyor?
    Kısa dönemli, geçici sorunlar görülüyor. Sigaranın bırakıldığı ilk günlerde nikotin yoksunluğu yaşanıyor. Ama vücut nikotinsiz yaşamaya kısa bir süre sonra alışıyor. Bu süreçte, nikotin yoksunluğu bulguları kişisel farklılıklar göstermekle birlikte en sık sinirlilik, huzursuzluk ve düşüncelerini toplamada güçlük olarak ortaya çıkıyor. Uykusuzluk, iştah artışı, baş ağrısı, kabızlık, ağız kuruluğu ve ağız içi yaralar da görülebiliyor. Ama bu bulgular kısa süreli ve geçici görülüyor. Oysa sigarayı bırakmaktan gelen kazanım, çok daha fazla oluyor.

    Poliklinikte yürütülen tedavi prosedürünü anlatır mısınız?
    Öncelikle sigarayı bırakmak üzere gelen her hastamızı gönülden kutluyoruz. Bu, hastalığını tedavi ettirmek gibi… Hep grip olarak yaşadığınızı düşünün. Gripten kurtulmak istemez misiniz? Sigara, onlarca önemli hastalığa zemin hazırlıyor. Bu alışkanlıktan kurtulmak isteyen herkes, söz konusu hastalıklara ait risklerden de uzaklaşmak istiyor. Bundan güzel bir karar olabilir mi? Sigarayı bırakmak üzere polikliniğe başvuran hastanın kararlılığı önemli olduğundan, biz de kararlılığını anlamaya çalışıyoruz. Öncelikle detaylı hasta öyküsü alınıyor. Sağlık bilgileri, kullandığı ilaçlar, günde kaç sigara içtiği, kaç yıldır kullandığına yönelik sorular soruluyor. Genel muayene yapılıyor. Sigaranın doğrudan zarar verdiği akciğer sağlığından emin olmak için akciğer grafisi, solunum fonksiyon
    testleri, karbonmonoksit ölçümü ve kan testleri de uygulanıyor. Bütün bu değerlendirmelerden sonra kişiye özel tedavi programı oluşturuluyor. Sigarada kişiye özel bir tedavi uygulamak büyük önem taşıyor. Zira herkes sigaraya farklı anlam yükleyebiliyor. Bu anlamı çözmek de sigarayı bırakmaya daha çok yardımcı olmamızı sağlıyor.

    Hangi medikal tedaviler uygulanıyor?
    Medikal tedavilerde iki yöntem ön plana çıkıyor. Fizyolojik bağımlılığa yönelik, nikotin replasman (yerine koyma) tedavisi yapılıyor. Bunun için de nikotin sakızları ve nikotin bantları kullanılıyor. Tedavinin mutlaka hekim kontrolünde düzenlenmesi ve takip edilmesi gerekiyor. Ayrıca bupropion ve vareniklin etken maddelerini içeren iki preparat yani ilaç tedavisi de yapılıyor. Bu ilaçlar, gerektiğinde nikotin preparatları ile kombine kullanılabiliyor. İlaç tedavisine ortalama 8-12 hafta devam ediliyor. Tedavide en önemli faktör; klinik takip, gözlem ve iş birliği oluyor. Dolayısıyla sigara bırakma gününden 15 gün sonra, ilk üç ay ayda bir kez, daha sonra üç ayda bir olmak üzere görüşmelere bir yıl devam ediliyor. Bir yıl sigara içmeyen hastanın tedavi başarısı kutlanacak düzeyde oluyor. Çünkü bu süreden sonra yeniden sigara başlama oranı düşük seviyede kalıyor.

    Sigara bırakmaya alternatif yöntem: Mora terapi
    Sigarayı bırakmada medikal tedavinin yanı sıra alternatif yöntemler de tercih edilebiliyor. Kimyasal ilaçların kullanılmadığı bir enerji tıbbı yöntemi olan biorezonans gibi… Elektromanyetik frekanslar aracılığıyla uygulanan bir yöntem olan biorezonans, sağlıksız dokuların yaydıkları frekansı ters yöne çevirerek yeniden vücuda gönderilmesi ve birbirleriyle karşılaşan frekansların kendilerini yok etmesi olarak açıklanabilir. Biorezonansın iki türlü işlem yaptığını belirten Nilena Biorezonans’tan Beslenme ve Bağımlılık Danışmanı, Biorezonans Uzmanı N. Gonca Kaya, şöyle devam ediyor: “Birincil olarak, vücutta akupunktur noktaları olarak da bilinen meridyen noktalarının kesişim yerlerinden elektrotlar sayesinde hastalıklı doku, hücre ya da organlardan alınan bozuk titreşimler sabit fazlı olarak ayna yöntemiyle ters çevriliyor ve saldıkları titreşimin tam aksi yönünde geri veriliyor. Böylece sorunlu bölgedeki bozuk elektromanyetik bilgi düzeltilmiş oluyor. İkincil olarak ise bağımlılık yapan maddenin çevresinde oluşan elektromanyetik alandaki titreşimler cihaz tarafından algılanıyor ve ayna görüntüsü vücuda geri gönderiliyor. Böylece rezonansa girerek birbirlerini nötrlemesi ile bağımlılık hissedilen maddeye karşı olan isteğin yok edilmesi sağlanıyor.”

    Hedef, sigara isteğinin bitmesi!
    Kamuoyunda biorezonans yöntemi olarak tanınsa da aslında uygulanan yöntem ve kullanılan cihazın adı Mora Terapi’ye ait… Mora ismi, bu tekniğin yaratıcısı Dr. Franz Morell ve Eric Rasche’nin soyadlarının ilk iki harfinin birleşiminden geliyor. Dr. Morell, 70’li yılların ortalarında elektronik mühendisi olan damadı Eric Rasche ile birlikte, vücudun kendi rezonanslarını (salınımlarını) kaydedebilen, analiz edebilen, düzeltebilen ve ardından düzenlenmiş salınımları insan vücuduna geri verebilen bir cihaz geliştirmiş. Bu, klasik biorezonans metodunun doğuşu olmuş. Özellikle Almanya ve Avrupa ülkelerinde biorezonans metodu olarak adlandırılan, tamamlayıcı tıp akımının başlamasına neden olmuş. 35 yıldır bilimsel çalışmalarla da desteklenen Morell-Rasche yönteminin yıllar içinde terapi etkinliği ve başarısı nedeniyle tüm dünyada yaygın şekilde kullanılan bir yöntem haline geldiğine dikkat çeken Kaya, “Bu nedenle pek çok farklı yöntem ve cihaz da biorezonans isminin saygınlığı dolayısıyla, aynı işlevleri yapmamasına rağmen aynı adı kullanıyor. Biorezonans, Avrupa’da özellikle son 30 yıldır, Türkiye’de ise son 10 yıldır aktif olarak uygulanıyor” diyor.

    Bu yönteminin en sık kullanıldığı alan, sigara bırakma tedavisi. Sigaranın içinde bulunan nikotin maddesinin yaydığı frekansın vücuttan silinmesi için kullanılıyor. İşlem, kişinin içtiği iki adet yarım sigara izmariti üzerinden yapılıyor. İçilen sigaralar deney tüplerinde cihaza tanıtılırken; kişi de elektrotlar yardımıyla el, avuç içleri, ayak altı ve göbekten cihaza bağlanıyor. İşlem süresince danışanın hiçbir şey hissetmediğine dikkat çeken Kaya, sigaradaki nikotinden ve kişinin içtiği sigara üzerindeki tükürüğünden alınan bozuk frekans bilgisinin ters çevrilerek vücuda geri yollandığını söylüyor: “Böylece karşılaşan iki frekans birbirini yok ediyor. Bu şekilde vücutta bulunan nikotin izleri tamamen silinmiş oluyor ve nikotinle tanışıklık ortadan kaldırılıyor. Nikotin maddesini ve etkilerini unutmuş olan vücut, tekrar alınması halinde ise adeta yabancı bir madde gibi algılıyor. Bu durum sigara isteğinin kesin bir şekilde azalmasını hatta tamamen bitmesini sağlıyor.”

    İstekli ve kararlı olmak önemli
    Yaklaşık 1 saat 15 dakika süren tek seansın, danışanın sigarayı bırakması için yeterli olabileceğini belirten Gonca Kaya, “Ancak maksimum 72 saatlik süreyi geçirdikten sonra sigara isteğinde azalma gerçekleşmediyse ikinci seans yapılabiliyor. Nikotin frekansının vücuttan silinmesi, vücudun sigarayı tekrar bir yabancı madde gibi algılamasına neden oluyor. Dolayısıyla, danışan sigaranın kokusuna bile dayanamaz hale geliyor. Ancak sigarayı bırakmak için seansa gelen danışanın istekli ve kararlı olması, süreci büyük oranda etkiliyor ve başarılı sonuç almayı sağlıyor. Biorezonans, sigara bırakmada çok etkili bir yardımcı yöntem olsa da tek başına cihazdan sonuç beklemek doğru değil. Özellikle seanstan çıktıktan sonraki 72 saat süresince irade ve kararlılık gösteren, yanlış kodlamalarla oluşmuş bilişsel çarpıtmalara, sonucundaki davranışlara ve yıllardır kemikleşmiş olan rutinlerine karşı koymayı başaran danışanın sigarayı bırakması çok büyük olasılık” diyor.

    ZARARLARI GÜNBEGÜN KAYBOLUYOR

    Sigarayı bırakınca vücudunuzda neler oluyor biliyor musunuz? “Harika şeyler oluyor!” diyen Dr. Nihal Özşeker, şöyle bilgi veriyor: “Sigarayı bıraktığınızda ilk düzelen nabız sayısı ve kan basıncı oluyor. Kanda karbonmonoksit hızla azalıyor yani daha çok oksijen alıyorsunuz. Efor kapasitesi artıyor, nefes alıp verme rahatlıyor. Koku ve tat duyuları iyileşiyor. Bağışıklık sistemi güçleniyor. Bir yıldan sonra kalp krizi, beyin kanaması ve damar hastalıkları riski yüzde 50 azalıyor. Kişi eğer KOAH hastasıysa, hastalığın ilerlemesi kontrol altına alınıyor. Beş yıldan sonra ağız, gırtlak, yemek borusu ve mesane kanser riskleri azalıyor.”



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz