Diğer
    Ana SayfaPsikolojiSosyal fobinizle yüzleşin!

    Sosyal fobinizle yüzleşin!

    -

     

    11072013 sosyalfobi2Öğrenilmiş çaresizlik körüklüyor

    Bir çocuğun çekingen olmasında genetik faktörlerin yanı sıra çevre koşulları da etkili olabiliyor. Bazı çocuklar çekingenliği ailelerinden alırken bazıları da anne-babaları, kardeşleri ya da arkadaşları tarafından aşağılandıkları ve duygularını içlerine attıkları için çekingenliğin tehlikeli denizlerinde yüzebiliyorlar. Psikolog Burkovik, çekingenliğin sebeplerinin çok değişken olduğunu ancak fark edilmediği takdirde çocuklukta, ergenlikte ya da yetişkinlikte hastalığa yani sosyal fobiye dönüşebildiğini belirtiyor. Çekingenliği ve sonrasında sosyal fobiyi körükleyen ise öğrenilmiş çaresizlik oluyor. Daha önce yaşanan kötü tecrübeleri zihnine yazan kişiler, benzer durumlarda aynı şeyleri yaşayacaklarına inanarak tedirgin oluyorlar.

     

    İş hayatında da ortaya çıkabiliyor

    - Advertisement -

    Yetişkinlikte ise sinyaller çoğunlukla iş hayatında ortaya çıkıyor. Çekingenliği sosyal fobiye dönüşmüş insanlar iş hayatında başarılı olamıyor, dikkatleri çok fazla dağılıyor, iletişim kuramamaya başlıyor. Bunun nedenini Psikolog Yıldız Burkovik şöyle açıklıyor; “Örneğin sosyal fobik kişi karşısındaki insan konuşurken çok heyecanlanıyor. Bu nedenle lafın başını duyuyor, sonunu duyamıyor. Kelimeleri karıştırıyor. Duyduğu tek bir kelime üzerinden yanıt vermeye kalkıyor ve tamamen alakasız bir şey çıkıyor ortaya…”

     

    Herkes beni izliyor!

    Sosyal fobisi olan kişinin ruh halini, “Kişiler, sanki kendisini izlemeye gelen birileri varmış ve sürekli onu gözlüyorlarmış gibi hissederek yaşıyorlar. Etraflarına bakmadıkları ve göz teması kurmadıkları için sürekli izlendiklerini düşünüyorlar. Oysa başlarını kaldırıp bir baksalar kimsenin onları izlemediğini fark edecekler” sözleri ile tanımlayan Burkovik, göz önünde olmaya alıştığı sanılan ünlü isimlerin dahi sosyal fobik olabildiğini belirtiyor. Sosyal fobisi olan bir oyuncunun sahnede çok rahat olabilmesini ise, “Çünkü oyuncular oynadıkları role giriyorlar. Zaten sosyal fobide sorun da insanın kendisi olmaması ve maskeler takmasıdır” diyerek açıklıyor. Bazı sosyal fobikler çekingenliklerini günümüz deyişi ile “cool” bir görüntü arkasına saklarken bazıları da çok girişken görünebiliyor, iddialı kıyafetler giyerek kendine güvenli bir imaj çizebiliyor.

     

    Ya elim titrerse?

    Sosyal fobik insanları kalıp cümleler ile tanımlamak imkansız, çünkü bazen kendine hiç güveni olmayan kişi sosyal fobi yaşarken bazen de kendine çok güvenli olan kişi kendini göstermekte çekingen davranabiliyor. Bu durumun günlük yaşamdaki yansımaları her kişide farklı şekilde ortaya çıkıyor. Psikolog Yıldız Burkovik, bunun örneklerini şöyle anlatıyor: “Bir şirketin genel müdürü bir toplantıda herkesin önünde eli titreyeceği için imza atmaktan çekinebiliyor. Bir başka yönetici topluluklara konuşurken sesinin incelmesinden çekindiği için bu işleri hep yardımcılarına devredebiliyor. Evlilik hazırlığında olan bir kişi, düğün pastasını kestikten sonra eşine yedirirken elinin titremesinden çekinebiliyor. Danışanlarım arasında en çok avukatlar ve öğretmenlerin sosyal fobiden kurtulmaya çalıştığını gözlemliyorum. Avukatlar, yüzlerinin kızarmasından ya da terlemekten çok kaygılanıyorlar çünkü söylediklerine itibar edilmemesinden çekiniyorlar. Öğretmenlerin bu duygulardan kurtulmaya çalışması beni çok sevindiriyor çünkü bu öğretmenlerin sınıflarında aynı durumdaki çocuklara çok daha anlayışla yaklaşacaklarına inanıyorum.”

     



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz