Diğer
    Ana SayfaSağlıkSperm ve yumurta kalitesi nasıl korunmalı?

    Sperm ve yumurta kalitesi nasıl korunmalı?

    -

    ”Sperm ve yumurtanın kalitesi beslenmeye bağlı” diyor uzmanlar. Yani aşırı şişmanlık veya zayıflık kısırlığa neden olabiliyor. Yaş, meslek veya statü farkı gözetmeksizin herkesi etkileyen stres de üreme sağlığını olumsuz etkiliyor. Kısırlık tedavisini de güçleştirebiliyor. Sağlıklı bir fertilitenin yolu dengeli beslenmek ve stresten arınma yöntemlerinden yararlanmaktan geçiyor.

    Funda Çatar

    Çevresel kirlilik, hormonlu besinler, bazı ağır metaller ve daha nice etkenler nedeniyle kısırlık bireylerin öncelikli önemli sorunlarından. Aşırı şişmanlık veya aşırı zayıflık ile hiçbir zaman yakamızı bırakmayan stres de günümüzde kısırlığa yol açan önemli faktörlerden. Beslenmenin bile kadınların yumurtalıkları ile erkeklerin spermleri üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğu araştırmalarla kanıtlanmış. Hatalı beslenme alışkanlıkları sağlıklı yumurta üretimini önlüyor, sperm sayısının azalmasına yol açıyor. Bu da ya doğal yoldan hamile kalma şansını azaltıyor ya da düşük riskinin artmasına neden oluyor.
    Hatalı beslenme alışkanlığının bir başka sonucu ise kısırlık tedavisinin başarı şansını düşürmesi. Özellikle fazla kilolu veya obez olmanın kadınlarda doğurganlığı azalttığına dikkat çeken Beslenme Uzmanı ve Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy, dengesiz beslenmenin, hamilelik gerçekleşse bile, bu süreçte anne ile bebeğin sağlığını riske attığı uyarısında bulunuyor. Özellikle anne adaylarının hamilelik öncesinde sağlıklı beslenmeye özel önem vermeleri gerekiyor.
    Hatalı beslenme alışkanlıklarının yanı sıra, bahsettiğimiz gibi, hayat şartlarının yarattığı stres de hem erkekte hem de kadında üreme sağlığını olumsuz etkiliyor. Örneğin stres altındaki erkeklerde zamanla psikolojik bozukluklar ortaya çıkabiliyor. Ruhsal sorun nedeniyle kullanılan antidepresanlar da sperm faaliyetlerini azaltan önemli etkenlerden. Stres, kadınlarda da yumurtlama bozukluklarına neden olarak üreme sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Hal böyle olunca da, infertilite kliniklerine başvuran çiftlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftler bir yandan uzun yıllar sürebilen yorucu bir tedavi sürecinin yarattığı sorunlarla başa çıkmaya çalışırken, diğer taraftan eş-dostun aşırı meraktan kaynaklanan soruları veya gereksiz müdahaleleri karşısında yoruluyor ve yine stresle boğuşuyorlar.
    Kaygı, gerginlik, duygusal iniş çıkışlar, hassasiyet, öfke ya da korku gibi duygusal sorunlar, kısırlık tedavisi gören çiftlerin sıkça karşılaştıkları sorunlardan.
    Bu da, belki de çok daha kısa sürede başarıyla sonuçlanabilecek olan tedavinin uzamasına veya başarısız kalmasına neden olabiliyor. Psikolog Elif Orhon da, çocuk sahibi olabilmek veya tedavi sürecini daha kolay atlatabilmeniz için, iç dünyanızda fırtınalar koptuğunda, duygusal yakınmalarınızla başa çıkabilmeniz için tedavi gördüğünüz merkezin psikiyatri biriminden mutlaka bir uzman yardımı almanız gerektiğine dikkat çekiyor. Biz de bu ay, üreme sağlığında çok önemli bir yere sahip olan beslenme alışkanlıkları ve stresle başa çıkma yöntemleri hakkında bilgi edinebilmek için İnfertilite Beslenme Uzmanı ve Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy ile Psikolog Elif Orhon'la görüştük. İki uzmana göre de aslında sperm ve embriyo kalitesini korumak o kadar da zor değil; yapılması gereken en önemli şey, dengeli beslenmek ve stresten arınma yöntemlerinden yararlanmak!

    Haberi merak ediyorsanız devamını Formsante'nin temmuz 2006 sayısında bulabilirsiniz.



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz