Stres yoksa performans da yok ama çalışan bir kadınsanız taşıdığınız roller bazen o kadar çatışıyor ki yoğun stresin etkisi ile hiçbir şey yapmak istemiyorsunuz. Çözüm, stresinizi yönetmeyi öğrenmekte…
Kadın iş hayatında daha fazla öne geçiyor, kadınlar artık ara kademelerle yetinmiyor, yönetici olmak istiyor ve bunu başarıyor. Ancak diğer yandan kadınların ev kadınlığı, annelik, eş olma, gelin olma, evlat olma gibi rolleri aynen yerinde duruyor ve bu rol çatışması stresi getiriyor. Oysa profesyonel hayat şunu söylüyor; bir sorun varsa şikayet etme ve hemen çöz! Peki bize yazık değil mi? Yıllar sonra en verimli çağlarımıza dönüp baktığımızda her şeyi aynı anda mükemmel yapmaya çalışan ve belki de hepsini yarım yamalak yapan mutsuz, huzursuz kadınlar görmek istemiyoruz. Neyse ki bu konuda elimizden tutanlar var. Onlardan biri de Dr. Özlen Doğan. Training Development Center’da “Stres Yönetimi” eğitimleri veren, Eğitim Yönetim Danışmanı ve Yönetici Koçu Dr. Doğan ile stresle baş etmenin yollarını konuştuk.
Kurumlara verdikleri eğitimlerde çalışanların bireysel eğitim gereksinimlerinin saptanması ve gelişimlerinin sağlanmasını amaçladıklarını belirten Dr. Özlen Doğan, bu kapsamda verilen eğitimlerden en coşkulu olanların stres yönetim eğitimleri olduğunu söylüyor. Stres eğitimine talebin her geçen gün arttığının altını çizen Dr. Doğan şunları söylüyor: “Birçok eğitim seçeneğimiz olsa da katılımcılar çoğunlukla stresi tercih ediyorlar. Yakında koçu, psikoloğu ya da psikiyatristi olmayan kimse kalmayacağını düşünüyorum. Bu duruma olumlu bakıyorum çünkü dişimiz ağrıyınca doktora gidiyoruz, ruhumuz ağrıdığında neden gitmiyoruz? Bugün hala koçluk hizmeti alıp bunu söylemekten çekinenler de var ama bu durum zamanla değişecek çünkü profesyonel hayat; ‘Bir eksiğin varsa şikayet etme ve hemen çöz’ diyor.”
Stres yaşamayan paslanıyor
Stres aslında bizim için olmazsa olmaz. Bütün araştırmalar stresin bittiği noktayı ölüm anı olarak gösteriyor. Stres bizi savaşçı hale getiriyor ama önemli olan onu işe yarayacak seviyede tutabilmek… Stres yok denecek kadar az olduğunda (hipo stres) kişi dünya yansa umurunda olmayacak hale geliyor ve buna paslanma deniliyor. Bu kişilerin daha uzun yaşadığı bilinse de uzun ömürleri performans göstermeden geçiyor. Hiper streste ise hırs, kaygı, korku kişileri öyle eziyor ki sonunda patlama noktasına geliyorlar. Tıpkı içinde suyu bittiği için düdüğü çalan bir düdüklü tencere gibi oluyorsunuz ama kendinizi duymaz hale geliyorsunuz. Oysa iş hayatı sizin altınızdan ateşi sürekli yakıyor, yapmanız gereken ise stresinizi yönetebilmek. Stres optimal seviyede kaldığında yani gerektiği kadar yaşandığında ise performansınız da en yüksek seviyeye çıkıyor.
Sizin kişiliğiniz hangisi?
Birlikte çalıştığınız bir arkadaşınız genelde sakin kalmayı başarırken sizin neden uykularınız kaçıyor diye düşündünüz mü? Burada kişilik özellikleri ön plana çıkıyor. Dr. Özlen Doğan, “Özellikle pasif karakterlerin daha fazla stres yaşadığını görüyoruz. Bu kişilerde geri çekilme, kendini sorgulama, suçu kendisinde arama ve zannetme eğilimi oluyor. Örneğin karşısındaki kişi için ‘Beni zaten hiç beğenmedi’ diyor ama gerçekte karşı taraf hiç böyle düşünmüyor. Pasif karakterler bu tür döngülerin içinde o kadar çok kalıyor ki sonunda kimsenin onları anlamadığını düşünmeye başlıyorlar” diyor.
İkinci tip ise agresif saldırganlar… Onlar stres anında bağırıp çağırıyor ve sonra hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyor. Duygularını kontrol edemiyorlar, öfke sorunu yaşıyorlar ve kendilerinden çok karşılarındakine zarar veriyorlar çünkü kendileri hiçbir şey biriktirmiyor.
Üçüncü ve en korkulan tip ise pasif agresifler… Onlar olayları günlerce, aylarca hatta uzun yıllar boyunca biriktiriyor ve bu birikim intikamı tetikliyor. Bekleme eylemi arttıkça intikam almak uğruna hem kendilerine hem de karşılarındakilere zarar verebiliyorlar. Örneğin beş yaşındayken annesinin attığı tokadı unutmayan ve hayatı boyunca annesi ile ilişkisini bunun üzerine koyan insanlar pasif agresiflerden çıkıyor.
En ideali ise güvenli davranış sergileyen, yani gerektiğinde agresif saldırgan olan, bağırıp çağıran, elini masaya vuran; gerektiğinde ise geri çekilen ve “Tamam haklısın” diyebilen olmak oluyor. Güvenli davranış sergileyenler stresi yönetmekte de çok başarılı oluyor.