Diğer
    Ana SayfaPsikolojiStres stres nereye kadar?

    Stres stres nereye kadar?

    -

     

    01022014 stres3Hepimizin bir kuyusu var

    Dr. Özlen Doğan, herkesin kendi kuyusunda bazı sorunlarla karşılaştığını ve dünyanın sadece bu kuyudan ibaret olduğunu sandığını belirtiyor ve ekliyor: “Bilinçaltı çok değişik işliyor; sen kovaladıkça kendini saklıyor. Farkında olmadan üzerine eklenenlerle öyle kapanıyor ki kişi yeterince uğraşmadan o kuyudan çıkamıyor. Birçok sorun yaşıyorsunuz, bu kuyudan çıkmak istiyorsunuz ama çıkamaz hale geliyorsunuz. Bazen bir uzmanın sizi bu kuyudan çekip çıkartması gerekebiliyor. Eğer çıkmayı başarırsanız dönüp kuyuya baktığınızda ‘Bunun için mi bu kadar üzülmüşüm?’ diyorsunuz. Ama kuyunun içinde bunu fark etmeniz mümkün olmuyor.”

    Stresin kaynağını bulup kuyudan çıkmak için iki yol bulunuyor: Akılcı yöntem ve duygusal yöntem. Akılcı yöntemde kişi başkaları üzerinden kendine değer biçmiyor, stresinin önündeki işlerden kaynaklandığını fark ediyor. Duygusal yöntemde ise kişi stresinin işten değil, kendisinden kaynaklandığını fark ediyor. Eğer stres işten kaynaklanıyorsa kişinin kendisine şu soruları sorması gerekiyor: “Bu işi çözmek için neye ihtiyacım var? Daha fazla kaynağa mı, daha fazla zamana mı? Daha önce hiç yapmadığım bir iş olduğu için mi? Kendin için doğru işi mi yapıyorsun? Bu iş için yeterli miyim?” Bu soruların yanıtlarında kişi bazen aslında kendisi için doğru işi yapmadığını ya da yeterli değilken terfi ettiğini fark ediyor. Bu sorular kişinin kendine bir yol çizmesine fayda sağlıyor. Ancak duygusal yöntemde kişinin suçu diğer kişilerde araması daha mümkün oluyor. Bu aşamada kişinin aynayı kendine çevirmesini istediklerini belirten Dr. Özlen Doğan, “Hep mi başkaları suçlu, sen hiç mi bir şey yapmadın diye soruyoruz. İnsanlar düşünmeye başlayınca da kendi hatalarını daha rahat görüyor” diyor.

     

    - Advertisement -

    Önce kaynağı bulun

    Stresin kaynağını bulmadan ilacını vermek işe yaramıyor. Dr. Özlen Doğan, kişinin sakladığı, alta attığı, fabrika ayarlarına ters düşen ve çocukluktan gelen zihinsel tutumları görmeden pansuman yapmanın faydasız olduğunu belirterek, “Kişi bu asıl nedenin farkında olmayabiliyor. Örneğin durup dururken moralinin bozulduğunu söylüyor. Soruyoruz; ‘Hemen öncesinde ne oldu?’ Mail’lerine bakarken kredi kartı ekstresine baktığını hatırlıyor. Kendisi farkında değil ama beyin almış, analiz etmiş ve ekonomik olarak iyi durumda değilsin diye sinyal veriyor. Kişi sanıyor ki üzerinden başka olaylar geçti ve beyin onu unuttu. Oysa stresi o anda başlamış oluyor.”

     

    Süper kadınlıktan vazgeçin

    İş hayatında eskiden pasif kısımda görülen kadınlar artık daha çok güvenli davranış sergiliyor hatta zaman zaman agresif saldırgan oluyor. Ancak kadın evliyse, çocuğu varsa rol çatışmaları ve stres de başlıyor. Eğitimlerde kadınlara rolleri sorulduğunda önce “anne” denildiğini, erkeklerin ise ilk “işadamı” rolünü hatırladıklarını belirten Dr. Doğan sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kadınlar annelikten sonra eş, işkadını, ev hanımı, evlat, hala, teyze, arkadaş, komşu gibi birçok rol söylüyor. Hangi rolünü ihmal ettikleri sorulduğunda ise çoğunlukla annelik yanıtı geliyor. Ardından evini ihmal ettiklerini, annelerini uzun zamandır aramadıklarını söylüyorlar. Eşini ihmal ettiğini söyleyen kadın pek olmuyor. Bu rollerin hepsinin mükemmel olmasının gerekip gerekmediğini sorduğumuzda ise hepsinin mükemmel olmasını istiyorlar. Oysa bu mümkün değil; süper kadınlıktan vazgeçmek gerekiyor. Bırakın bazen eviniz pis olsun, bazen eşinizi bazen de çocuğunuzu ihmal edin. Çünkü tüm bu rollerin ortasındaki siz olmadığınızda diğerleri hiçbir anlam ifade etmiyor. İşte kadınların en önemli stres faktörlerinden biri de kendi mutlulukları yerine başkalarının mutluluğu ile ilgilenmeleri…”



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz