Diğer
    Ana SayfaPozitifStrese bağlı hastalıklardan meditasyonla korunun

    Strese bağlı hastalıklardan meditasyonla korunun

    -

    Günlük hayatta onlarca uyaranla karşı karşıya kalan çağımız insanında strese bağlı sağlık sorunları çığ gibi büyüyor. Binlerce yıllık bir uygulama olan meditasyon zihni sakinleştiriyor, huzura kavuşturuyor ve bilim dünyasında da artık “strese karşı panzehir” olarak adlandırılıyor. “Mutlak Huzur Alanı’na giriş kapısını” meditasyonla bulduğunu söyleyen ve konuyla ilgili çalışmalar yapan Ebru Şinik, stresle mücadelede meditasyonun rolünü bilimsel veriler ışığında anlattı…

     

    Günümüzde hayatın ritmi geçen yüzyıllara nazaran her zamankinden hızlı ilerliyor. Atalarımıza göre çok daha fazla bilgi ve dış uyarıcının bombardımanı altında günlerimizi geçiriyoruz. Doğadan uzaklaşmış ve çoğunlukla betonlar içinde hayatlarımızı sürdürürken, neredeyse doğduğumuz andan itibaren stres yaşamaya başlıyoruz. Çağımızda şaşırtıcı olmayan bir biçimde artan sayıda kişi stres, endişeli hal, korkular, uykusuzluk ve kronik sağlık sorunlarından şikayetçi ve çoğumuz zihnimizi sakinleştirmenin, zihni huzura kavuşturmanın arayışı içinde. Her ne kadar meditasyon kendi başına bir tedavi olarak düşünülmese de, yapılan araştırmalar birçok sağlık sorununa iyi geldiğini kanıtlıyor. Bu araştırmalardan çoğu düzenli meditasyon sayesinde beyinde oluşan nöro-plastisite değişimini ve meditasyonun stresin panzehiri olduğu gerçeğini ortaya koyan araştırmalar.

    Beyindeki nöro-plastisite değişimi, düzenli meditasyon ile beyindeki nöronların birbirleri ile bağlantı şekilleri ve ilişkilerinin evrimleşme yönünde hızlı bir değişim gösterdiği ve bununla beraber beynin kimyasının da değiştiği anlamına geliyor. Yani meditasyon, zihninizin hem kimyasal ve fiziksel yapısını hem de çalışma şeklini değiştirerek, yüksek bilinç seviyelerine ulaşmakta anahtar görevi görüyor.

    - Advertisement -

     

    Stres vücutta nelere yol açıyor?

    Her strese girdiğimizde vücudumuz fizyolojik olarak bir sürü tepki veriyor. Bu fiziksel ve zihinsel çağlayanlar bütünü, bilimsel terminolojide “Savaş ve Kaç Tepkisi” olarak adlandırılıyor. 

    Strese girildiğinde; kalp atışları hızlanıyor, kalbe daha fazla kan pompalanıyor, kan basıncı yükseliyor, terleme başlıyor, böbreküstü bezleri stres hormonları olan adrenalin ve kortizol hormonları pompalamaya başlıyor. Pankreas daha fazla glükoz, daha az insülin salgılamaya başlıyor, kan akışının büyük kısmı sindirim sistemi organları yerine kaslara doğru yolunu değiştiriyor, böbrek üstü bezleri stres hormonu salgılamasına başladığı için daha az büyüme hormonu salgılamaya başlıyor. Öte yandan bağışıklık sistemi bastırılıyor ve kan pıhtıları da yapışkan bir hal alıyor. 

    Beynimizin en ilkel bölgesinden gelen ve bedenimizin normalde kendini sadece ölümden korumak için vermesi gereken bu stres tepkileri (Savaş ve Kaç Tepkisi), çağımızda çoğunlukla bizi ölümden korumak ve hayatta kalabilmemize destek olmak için değil, herhangi bir arzu veya ihtiyacımız karşılanmadığı veya gururumuz hatta egomuz tehdit altında olduğu zaman, yani psikolojik sebeplerle oluşuyor. Gün içerisinde çok fazla stres yaşıyorsak, yaşadığımız bu fizyolojik değişikliklerin sıklığı bağışıklık sistemimizin zayıf düşmesine sebep oluyor ve fiziksel sağlığımızı tehdit etmeye başlayarak bir dizi hastalığın kapısını aralıyor.

     

    Meditasyon stres tepkilerini telafi ediyor

    Düzenli meditasyon sayesinde bedenimizin verdiği bu stres tepkilerini telafi eden ve fizyolojik değerlerin normale döndüğü beden, zihin ve ruh sağlığımızı dengeleyen bir “Dingin Farkındalık” durumuna kayıyoruz. Dingin Farkındalık, beden fiziksel olarak dinlenmedeyken, uyanık fakat sükunet içerisindeki bir zihinle birleşimi ifade ediyor. 

    Bu duruma kaydığımızda fizyolojik olarak kalp atışlarımız yavaşlıyor, kalbe daha az kan pompalanıyor, kan basıncımız normale dönüyor, oksijen tüketimi ve karbondioksit çıkışımız artıyor, terleme azalıyor, böbrek üstü bezleri daha az adrenalin ve kortizol salgılamaya başlıyor, nefes alıp vermemiz normale dönüyor, stres hormonları yerine yaşlanma karşıtı olan DHEA (anti-aging) hormonu salgılaması başlıyor ve kan pıhtısı yapışkanlığı da normal seviyesine iniyor.

     

    Stresin neden olduğu hastalıklar:

    • Kan basıncının yükselmesi ile koroner kalp rahatsızlıklarına

    • Stres hormonu artışı ile  anksiyete, endişe, korku ve uykusuzluk yaşanmasına 

    • Kan şekeri artışı ile şeker hastalığı ve obeziteye

    • Sindirim sisteminde sirkülasyonun azalması ile sindirim bozukluklarına 

    • Büyüme ve seks hormonlarının azalması ile erken yaşlanmaya

    • Bağışıklık sisteminin zayıflaması ile enfeksiyonlara açık olmaya ve kanser hücreleri oluşum riskinin artışına

    • Yapışkan kan pıhtısı artışı ile kalp krizi gibi rahatsızlıkların oluşmasına neden olabiliyor.



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz