YAŞAYANLAR ANLATIYOR
Yıllanmış dostluğumuz bir günde bitti
“Yıllanmış dostluklar belli bir yaştan sonra asla bitmez sanıyordum, yanılmışım. Liseden beri içtiğimiz ayrı gitmeyen kız arkadaşımla 30 yaşından sonra bir gün telefondaki tartışma nedeniyle koptuk. O gün ona neden bu kadar tepki gösterdiğimi düşününce aslında yıllardır biriktirdiğim kızgınlığımı bir günde boşalttığımı anladım. Son yıllarda hep onun dertlerini paylaştık, hep onun canı sıkılınca eğlenmeye gittik, hep onun yaptığı programlara uyduk. Üstelik ben ona destek olmak isterken o beni hep eleştirdi; ilişkilerimi, seçimlerimi hatta giydiklerimi bile… Şimdi düşününce ona değil kendime kızıyorum. Böyle bir insan olmanın yolunu ona ben açtım. Zamanında tepkimi gösterseydim belki o daha iyi bir arkadaş olurdu ben de birikimimi bir konuşmada akıtmazdım. Bu saatten sonra kimseyi bu kadar idare edebileceğimi düşünmüyorum.”
Zeynep, 32, İstanbul
Kocamla konuşmak imkansız
“Kocamla farklı fikirlerde olduğumuz bir konu hakkında konuşmak mümkün değil. Geçmişe dair hiçbir olayı ve söylenmiş hiçbir sözü unutmuyor. İlgisi olsun olmasın, konuşma sırasında geçmişten bir şeyleri hemen konuya dahil ediyor. Tabii orada ipler kopuyor ve karşılıklı bağrışmaya başlıyoruz. Bu nedenle bugüne kadar hiçbir konuyu tatlıya bağlayamadık ve her şeyi içimize attık. Ona da bana da doğru konuşmanın ve tartışmanın yollarını öğretecek bir uzmana ihtiyacımız var sanırım.”
Selda, 34, İzmir
Maaşıma zam istemek mi? Asla…
“Ne zaman maaşımın düşüklüğünden söz etsem annem bana sık sık “Ağlamayana meme vermezler” sözünü hatırlatıyor. Zam ayından önce müdürümle konuşmamı, neden daha fazla maaşı hak ettiğimi anlatmamı istiyor. Oysa bunu yapmak benim için adeta imkansız. Bugüne kadar kimseden bir şey istemedim. Bana neden zam yapsınlar ki diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bunları söyleyince annem de haklı olarak, “O zaman niye şikayet ediyorsun?” diyor. Sanırım özgüven eksikliğim hayat boyu yakamı bırakmayacak.”
Yeliz, 27, İstanbul
Okudukça öğrendim, uyguluyorum
“Bu kadar kişisel gelişim kitabı boşa yazılmıyor ya… Ben de 20’li yaşlarımda tartışmayı bilmeyenlerdendim. Hiçbir şeyi içime atmazdım ama ister kız arkadaşımla olsun, ister sevgilimle, her anlaşmazlık kavgayla biterdi. Sonra günlerce kendimi yerdim, kim haklı kim haksız diye. Son yıllarda olgunlaştığımı ve okuduklarımdan bir şeyler öğrendiğimi düşünüyorum. Kafama bir şey takıldığında asla o anda konuyu açmıyorum ve isterse günler, haftalar sürsün, uygun zamanı kolluyorum. Konuşurken sinirlenmemeyi kendime ilke edindim, sesimi yükseltmiyorum, sırtımı dönüp gitmiyorum, kapıları çarpmıyorum. Karşı tarafı dinlemeye çalışıyor, kendimi ifade ederken suçlayıcı olmamaya gayret ediyorum. Her tartışmanın tatlıya bağlandığını söyleyemem ama vicdanımın daha rahat olduğundan emin olabilirsiniz.”
Ebru, 39, Antalya