Dünyaya geldiğimizde ilk besinimiz olan süt ve onun mayayla birleşiminden meydana gelen yoğurt… Bu iki besin maddesi de sağlığımız için büyük önem taşıyor. Peki, hangisi daha önemli? Diyetisyen Canan Aksoy, süt ile yoğurdu bizler için karşılaştırdı.
SÜT MÜ?
Mucizevi bir besin olan süt, yeni doğan bir bebeğin günlük besin gereksinimini tek başına karşılayabiliyor. 100 gram sütün yaklaşık 87 gramı su, 5 gramı karbonhidrat, 3.5 gramı protein ve 3.5 gramı da yağdan oluşuyor.
Sütte bulunan karbonhidrat, laktoz özelliği taşıyor. Bu madde diyabet hastalarına zarar vermeyen bir şeker grubuna dahil olsa da bazı kişilerde laktoz alerjisi görülebiliyor. Sütün içindeki yağların 2/3’ü doymuş, 1/3’ü ise doymamış yağ asitlerinden oluşuyor. En çok palmitik ve oleik asit bulunuyor.
SÜTÜN FAYDALARI
Oleik asit bağışıklık sistemini güçlendirirken, palmitik asit diğer yağların taşınmasında önemli rol oynuyor. Fosfor, biyoyararlılığı yüksek çinko ve B grubu vitaminlerden zengin sütte demir ve C vitamini ise fazla bulunmuyor.
Kaliteli protein, vitamin, mineral ve enzim içeren süt, aynı zamanda güçlü bir kalsiyum kaynağı olarak da dikkat çekiyor. Bir su bardağı süt yaklaşık 240 mg kalsiyum içeriyor. İki bardağı 1-3 yaş grubu çocukların günlük ihtiyacını karşılarken, aynı miktar 9-18 yaş grubunun ihtiyaç duyduğu kalsiyumun yaklaşık yüzde 40’ını sağlıyor.
Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde yetişkinlerin günde 2 su bardağı; çocuk, ergenlik dönemi gençler, gebe, emzikli ve menopoz sonrası kadınların ise 3-4 su bardağı süt tüketmeleri öneriliyor. Çünkü süt içmek büyüme ve gelişmeyi sağlıyor, vücudu sağlamlaştırıp güçlendiriyor.
Mikrobik enfeksiyonlara karşı etkili olan bu mucize sıvı, mide rahatsızlıklarını gidermesinin yanı sıra sindirim sistemini de düzene sokuyor.
YOĞURT MU?
Bu besin maddesi, sütün mayalanması sonucu oluşuyor. Son zamanlarda yoğurt yapımı için kullanılan maya çeşidinin değişmesiyle beraber, probiyotik yoğurtlar da yapılıyor. Probiyotik yoğurtlar, bağırsak florasının düzenlenmesinde, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde, kötü kolesterolün (LDL) düşmesinde fayda sağlıyor.
YOĞURDUN FAYDALARI
Bu yoğurtlar laktoz intoleransı olanlar tarafından da rahatlıkla tüketilebiliyor. 100 gram süt ile yoğurt aynı miktarlarda protein, karbonhidrat ve yağ içeriyor. Vitamin ve mineral açısından benzer özelliklere sahip olsalar da yoğurt bazı özellikleriyle öne çıkıyor. Laktoz içermeyen yoğurt gaz yapmıyor. Ayrıca bağırsak asitliğini düşürerek birtakım zararlı bakterilere karşı vücudu koruyor. Bu özelliğiyle besin zehirlenmelerinde sıkça tercih ediliyor.
Potasyum, fosfor, riboflavin, iyot, çinko ve B12 vitamini bakımından zengin olan yoğurt aynı zamanda yağda eriyen vitaminler, görme fonksiyonlarına katkısı olan A vitamini ile bağışıklık sistemini güçlendiren E vitamini içeriyor. Kalsiyum yeterli miktarda alındığında güçlü kemikler ve sağlıklı dişler için önem taşıyor.
Bir kase yoğurtta 330 mg kalsiyum bulunuyor. Osteoporoz döneminde yaşanan sorunlar beslenme kaynaklı olabiliyor. Yetersiz kalsiyum tüketimi ve D vitamini alımı olarak ortaya çıkan bu problemler, yoğurt tüketerek giderilebiliyor. Yoğun egzersiz sonrası yoğurt yemek içeriğindeki proteinle kasların kendini toparlamasını, karbonhidratla da azalan depoların doldurulmasını sağlıyor.
SONUÇ
Birer besin öğesi olarak karşılaştırıldığında kaliteli protein ve karbonhidrat içeren, demir ile C vitamini dışında tüm vitamin ve mineralleri bünyesinde barındıran süt ve yoğurt vücut için önem taşıyor. Doğadaki en zengin kalsiyum kaynağı olan bu besinleri tüketemeyenler için ayran, kefir ve peynir güçlü birer alternatif olarak öne çıkıyor. Tüm bu yararlarına karşın, önerilenden fazla tüketmemek gerekiyor. Çünkü fazla miktarda alınan süt ve yoğurt, kemik ve böbrek sağlığı üzerinde olumsuz etki yaratabiliyor.
Formsante Arşiv
✎ Ayşegül Uyanık ÖRNEKAL