Diğer
    Ana SayfaSağlıkTacizi yaşayan kadın ve erkekler anlatıyor...Cinsel travmayı nasıl atlattılar?

    Tacizi yaşayan kadın ve erkekler anlatıyor…Cinsel travmayı nasıl atlattılar?

    -

    Cinsel taciz, ünlü ünsüz pek çok kadının, hatta erkeğin sorunu. Eşinin, ailesinden bir bireyin veya işvereninin tacizine maruz kalanlar çoğu zaman toplum tarafından dışlanma ve ayıplanma korkusuyla susmak zorunda kalıyor. Bu kez de depresyondan anksiyeteye, cinsel isteksizlikten panik atağa kadar pek çok sorunla başa çıkmaya çalışıyorlar.

    Eşim, ruhsal problemleri nedeniyle en ufak bir sorun karşısında kavga çıkarıyor, iç dünyasındaki fırtınaları alkol kadehlerine sarılarak dindirmeye çalışıyordu. Evde eşyaları kırıyor, bana hakaretler ediyor, sorunlarımızı konuşmayı teklif ettiğimde ise kapıyı çarpıp kendini sokağa atıyordu. Eşime aşıktım, ona yardım etmek için elimden gelen her çabayı gösteriyordum ama nafile. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Bana yaşattıkları yüzünden gün geçtikçe ölüme bir adım daha yaklaşmışım gibi hissediyordum. Derken bir gün benim de çok sevdiğim bir arkadaşı geldi evimize. Alkol eşliğinde başlayan sohbet koyulaşmış, konu evliliğimizdeki sorunlara gelmişti. Bir anda kendime hakim olamadım ve "Artık çok yoruldum, yaşamak istemiyorum" diye ağlamaya başladım. Ben, gözyaşlarıma hakim olamazken, arkadaşı aniden yanıma gelip bana sarıldı. Bir yandan beni öpmeye çalışıyor, bir yandan da elini göğsüme doğru kaydırmaya çalışıyordu. O an şok oldum. Eşim, bu sırada her zamanki gibi alkolün etkisiyle sızıp kalmıştı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diyerek var gücümle uzaklaştırdım arkadaşını. O da yaptığından çok pişman olmuş, utancından evimizi terk etmişti. Büyük bir şok yaşıyordum, Acaba bu tacize ben mi neden olmuştum? "Kıyafetimden veya bakışlarımdan mı güç almıştı?" diye kendimi sorguladım günlerce. Eşimi hâlâ ilk günkü gibi severken, ihaneti asla düşünemezken, üstelik gözyaşları içinde ölmek istediğimi söylerken bunu nasıl yapabilirdim ki?
    Aktardığımız yaşanmış bu hikaye bir şirkettte muhasabeci olarak çalışan 27 yaşındaki E.S’ye ait. Genç kadın yaşadığı cinsel travmadan sonra günlerce kendisini sorgulamak zorunda kaldı. Tıpkı, cinsel tacize uğrayan diğer kadınlar gibi…
    Cinsel taciz, birkaç ay önce medyamızda manşetlerden inmeyen, ünlü bir mankenin başına gelen "kaset görüntüleri"nin ardından çok konuşuldu. Doğrusu medya temsilcilerinden sıradan halka herkesin üzerinde fikir yürüttüğü konu, kasetle ilgili "teknik" sayılabilecek şeylerdi. Burada ayrıntısına girmeyeceğim ama şunu belirtmeden de geçemeyeceğim. Bu olayda hepimiz konuştuk ama belki de en önemli noktayı gözardı ettik. O da olaydan sonra genç mankenin karmakarışık olan iç dünyasıydı. Oysa cinsel taciz, mağdurun hem ruhsal hem de cinsel yaşantısında belki de yaşam boyu silinemeyecek olan derin izler bırakabiliyor!
    Cinsel taciz nedir?
    Öncelikle cinsel tacizin ne olduğundan kısaca bahsedelim isterseniz. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Cinsel İşlev Bozukluğu Polikliniği'nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Ceyda Güvenç, istem dışı uygulanan her türlü cinsel yaklaşımın cinsel taciz olduğunu söylüyor. Bu; cinsel birleşmeye zorlama olabiliyor, cinsellik içeren bir öpücük de. Mağdurun bedenini okşamak veya seyretmek, cinsellik içeren sözler sarf etmek de cinsel tacize giriyor. Sokaktaki bir yabancı, işyerindeki bir eleman, komşumuz, hatta çok sevilen bir amca bile cinsel taciz uygulayabiliyor.
    Örtbas ediliyor!
    Psikiyatri uzmanı Dr. Ceyda Güvenç'e göre, cinsel tacize uğrayan mağdurlar, aile bireyleri ile toplum tarafından suçlanacakları kaygısıyla veya olaydan kendilerinin de sorumlu tutulabileceklerini düşündüklerin için tacizi genellikle saklamak zorunda kalıyor. Oysa, özellikle çocukluk çağında yaşanan cinsel tacizlerde anne ve babanın desteği, çocuğun ruhsal gelişimi açısından çok önemli. Psikiyatri Uzmanı Dr. Serdar Serdaroğlu, tacizin asla örtbas edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor. Çünkü taciz "Aman olaylar büyümesin" düşüncesiyle örtbas edilince, çocuk anne ve babasının, yaşadığı cinsel travmayı önemsemediğini düşünerek zamanla özgüvenini yitirmeye başlıyor. Bu da, cinsel travmanın çocuğun veya ergenlik çağındaki gencin ruhsal dünyasında çok daha uzun süreli ve ciddi hasarlar bırakmasına yol açıyor.
    Ensest ilişkiler de sanılanın aksine çok yaygın ülkemizde. Çocukluk çağı cinsel istismarı büyük oranda aileden bir birey ya da çocuğun tanıdığı kişiler tarafından gerçekleştiriliyor. En çok da babanın cinsel istismarı var uzmanlara göre. Genç kızlar ya da ergenlik çağındaki erkekler de cinsel tacize uğrayabiliyor aile bireyleri tarafından. Ülkemizde kesin bir rakam olmasa da, örneğin Mor Çatı'ya telefon eden veya başvuran 538 kişiden 185'i, yani yüzde 35'i, cinsel şiddete maruz kaldığını bildirmiş. Cinsel şiddete uğrayan bu kişilerden 48'i aile içi cinsel şiddete uğramış. Bir başka deyişle, cinsel tacize uğrayanların yüzde 26'sı ensest mağduru. İşin en vahimi de aile içindeki cinsel tacizler çoğu zaman uzun yıllar devam ediyor. Bu da, mağdurun cinsel tacizden çok daha fazla hasar görmesine yol açıyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Serdar Serdaroğlu'na göre, ensestin en sarsıcı başka bir yönü ise, çocuğun ya da gencin kendisini en güvendiği hissettiği yer olan evinde tacize uğraması. Evde kendisini, korumasız ve çaresiz hisseden mağdurda zamanla pek çok ciddi ruhsal sorunlar ortaya çıkıyor…

    Devamı 2005 Aralık sayımızda…



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz