Kendi sosyal ağlarınıza gömülüp uzaklaşmak yerine teknolojiyi cinsel hayatınızı renklendirecek bir araca çevirin; hem cinsel hayatınız renklensin hem de ilişkiniz…
akın zamana kadar televizyonun insan ilişkilerini olumsuz etkilediğini konuşur, akşamları televizyonun karşısına geçen çiftlerin orada uyuyakaldıklarından bahsederdik. Ama hiç değilse o zamanlar yine aynı salonda, dokunarak, arada bir sohbet ederek geçirilen zamanlardı bunlar. Sonra artan kanallar, çoğalan diziler derken bu sefer ayrı odalarda ayrı programlar izleme dönemi başladı. Şimdi ise bu değişime tabletler ve akıllı telefonlar eklendi, ilişkide de yatakta da kopuşlar başladı. Birçok kişi telefonunu, tabletini yanına alıyor, partneri ile birlikte değil, tek başına internet denilen sonsuz alemde dolaşıyor.
Pandemos Psikoloji Merkezi’nden Uzman Psikolog Gizem Pekcan, son yıllarda çiftlerin en çok dert yandıkları konunun akşamları eve gelindiğinde erkeğin televizyonun karşısına uzanıp spor programı izlemesi, kadının ise kendini yalnız hissedip internette vakit geçirmeyi tercih etmesi olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Ve sonra birbirlerini ilgisizlikle suçluyorlar. Aslında çözüm basit… Televizyon seyretmek, internete girmek aslında kötü bir şey değil ve artık bir ihtiyaç. Ama bunu birlikte yapabilmek, birlikte bir program izleyebilmek, internetteki paylaşımları birlikte okuyup gülmek ve hatta akşam tüm bunları yapmadan önce bir saati sadece sohbet ederek geçirmek hiç zor değil. Çünkü bunu yapmadığınızda flörtleşme, cilveleşme dolayısıyla da cinsellik unutulmaya başlanıyor. Televizyonun karşısında uyumalar artıyor, birleşme sayısı azalıyor. Aynı evin içinde yaşayan iki yabancı olunacak hale gelinebiliyor.”
“Oldu bitti” birleşmeler
Sadece cinsel birleşme sıklığının azalması cinsel hayatın olumsuz etkilendiğini göstermiyor. Aynı sıklıkta birlikte olunsa bile cinselliğe ayrılan zamanın azalması, genellikle erkeğin hızlandırılmış seks yaşama eğilimine girmesi, ön sevişmeden, oyunlardan uzak, “Uyumadan önce beş dakika sevişip aradan çıkaralım” düşüncesi zamanla alışkanlığa dönüşüyor. Bunun sonucunda ise tatmin olamayan kadın cinsel isteksizlik yaşamaya başlıyor çünkü kadınlar biraz daha vakit harcanmasını, kur yapılmasını, güzel sözler söylenmesini, okşanılmayı, öpülmeyi istiyor.
Paylaşım yoksa sorun çok
Kadınlar ise hele ki çalışmıyorlarsa gün boyu eşlerinin eve gelişini bekliyor, paylaşımda bulunmak istiyor ve bu olmadığında tahammülsüzleşmeye başlıyor. En sık yapılan hata ise neden şikayetçi olduklarını söylemek yerine başka nedenlere sığınarak şikayet etmeleri oluyor. “Gömleğini oraya attın”, “Bardağını şurada bıraktın” demeye başlıyorlar. Normal şartlarda tahammül edebilecekleri bu tür detayları araç olarak kullanıyorlar.
Yalnız kalmayalım derken…
İnsan tek başına olmaya katlanamayan bir varlık olduğu için teknolojinin bu kadar yaygın olmadığı zamanlarda kadın da erkek de iletişim kurma ve paylaşma ihtiyacı hissediyor. Ancak günümüzde herkesin her an yanında olan bir arkadaşı var: İnternet… Ve internette anında birçok farklı insana ulaşma şansı bulunuyor. Bu insanlarla duygusal bağınızın ne olduğu da çok önem taşımıyor. Dolayısı ile teknolojinin gelişimi insanların birebir ilişkilerini çok etkiledi ancak Uzm. Psk. Pekcan, bunun tek sorumlusunun teknoloji değil, insanın kendisi olduğunu söylüyor. Uzm. Psk. Pekcan, “Aslında teknolojiyi ilişkileri güçlendirmek için kullanma şansımız da var ve aslında sosyal ağların ortaya çıkış amaçları da bu… Oysa biz bunu tamamen birbirimizden uzaklaşmak, kendi içimize çekilmek için kullanıyoruz” diyor.
