Diğer
    Ana SayfaGenelTekrar enfeksiyonu soru işaretleri yarattı! Aşı olan biri koronavirüse yakalanabilir mi?

    Tekrar enfeksiyonu soru işaretleri yarattı! Aşı olan biri koronavirüse yakalanabilir mi?

    -

    Geçtiğimiz gün Hong Kong kaynaklı bir araştırma ile dünyada ilk kez koronavirüs tekrar enfeksiyonuna rastlandığı açıklanmıştı. Tüm dünyanın gözü bu habere kilitlendi. Çünkü söz konusu araştırmaya göre daha önce koronavirüs atlatmış bir kişide, 4 buçuk ay sonra tekrar koronavirüs tespit edilmişti. Üstelik yapılan araştırma ile kişinin bedenindeki iki koronavirüs suşunun birbirinden farklı olduğu ortaya çıkmıştı. Rusya’dan gelen aşı açıklamalarıyla beraber, tüm dünyada koronavirüsten belki de kurtulma umudu yeşermişken, Hong Kong’tan gelen koronavirüs tekrar enfeksiyonu vakası haberi kafalarda soru işareti yarattı. Daha önce koronavirüs geçirmiş bir kişi nasıl ikinci defa koronavirüse yakalanıyordu? Daha önce koronavirüse yakalanan biri bağışıklık kazanmıyor muydu? Koronavirüsü geçiren bir kişi tekrar yakalanabiliyorsa, koronavirüs aşısının işe yaramama ihtimali var mıydı? Tüm bu soruların cevabını Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, Formsanté.com.tr için cevapladı.

    Meltem ŞAHBAZ

    – Öncelikle birçok kişinin Hong Kong’daki vaka ile ilk kez duyduğu “Tekrar enfeksiyon” vakası ne anlama geliyor?

    Koronavirüs kaparak, enfeksiyonu bir kez geçirdikten ve iyileştikten bir süre sonra tekrar Koronavirüs’e yakalanıp, COVID19 enfeksiyonunu bir kez daha geçiriyor olmak anlamında kullanıyoruz.

    – Bazı uzmanlar koronavirüs pandemisinin en başından bu yana virüs mutasyon geçirebilir ve koronavirüs geçiren biri tekrar geçirebilir diyorlardı. Şimdiye dek bu bir ihtimal olarak görülüyordu. Hong Kong’da yayımlanan çalışma ne anlama geliyor tam olarak?

    - Advertisement -

    Nasıl ki insanlar genetik olarak birbirinden farklı ise ve bu genetik farklılıklar yüzünden nasıl bir insan fiziksel olarak başka bir insandan ayrı görünüyor ise aynı şey mikroorganizmalar için de geçerlidir. Aynı türden bile olsalar, yani hepsi koronavirüs türüne ait olsa bile, onlar da genetik olarak birbirlerinden farklı olabilirler.

    Kimi daha saldırgan, kimi daha iyi huylu olabilir, yani kimi daha fazla hastalık yaparken, kimi daha hafif hastalığa yol açabilir. Bu sebeple bir tane korona virüs yoktur, alt türler vardır ve bunlara farklı suşlar, çeşitler diyoruz. Her ülkede ve her toplumda hatta bazen her şehirde farklı genetik özelliklere sahip baskın virüs suşları olabilir. İşte bu sebeple yüksek oranda farklılaşmış, mutasyon geçirerek farklı genetik özelliklere sahip bir koronavirüs daha önce hasta olmuş bir kişiyi tekrar hasta edebilir. Hatta aşı olmuş birisinin bile hasta olma riski söz konusu olabilir.      

    – Yani umutla beklenen aşının kesin çözüm olmayacağı söylenebilir mi? Koronavirüs vakasının bir hastada iyileştikten aylar sonra tekrar görünmesi ne anlama geliyor? Bu yeni bulgu aşı için yapılan bütün çalışmaları nasıl etkileyecek? 

    Koronavirüs vakasının bir hastada iyileştikten aylar sonra tekrar görünmesi; kişinin ilk enfeksiyonu geçirdiğinde bağışıklık oluşturamadığı veya oluştursa dahi zamanla bağışıklığını kaybettiği ya da farklı genetik özelliklere sahip bir koronavirüs ile tekrar karşılaştığı anlamına geliyor.

    Aşılar genellikle baskın çeşitler, yani en çok bulunan genetik özellikteki virüs çeşitlerine göre hazırlanır. Eğer virüs çok yüksek oranda genetik mutasyona uğrarsa, aşının geliştirildiği baskın türlerden farklılaşır ve o aşının işe yaramaması söz konusu olabilir. Koronavirüs için mevcut çalışılan aşılar genellikle SPIKE denilen bir koronavirüs parçasına karşı oluşturulmaktadır, şu ana kadar SPIKE çok değişmedi ama bundan sonrasında değişmeyeceği anlamına gelmiyor. O sebeple her şey olabilir. Değişmezse aşı çalışır veya değişirse aşı işe yaramaz veya daha az işe yarar. Bunu zaman gösterecek…

    – Koronavirüsün mutasyon geçirmesi ya da insan bedenine adapte olmasıyla ilgili söyleyebilecekleriniz neler olur? Yabancı kaynaklarda bazı uzmanların virüsün insan bedenine adapte olmaya başladığı, barındığı bedeni öldürmenin kendisi için zarar olduğunu ve bu yüzden koronavirüs ölümlerinin de azaldığına yönelik kanı var. Bu konuya katılıyor musunuz?

    Hiçbir virüs veya benzeri mikroorganizma bulunduğu bedene alışmaya çalışmaz. Böyle mekanizma ne duydum ne işittim. Uzmanlar buna inanmıyordur bence, bu daha çok durumun nasıl anlaşıldığı ile ilgili. Evrimsel olarak doğal seçilim diye bir şey var. Doğal seçilime göre, hayatta kalan soyunu devam ettirir. Düşünün bir virüs var ve çok ölümcül, hasta ettiği insanı hemen öldürüyor. Bu durumda ne olur; bir başkasına bulaşamadan yok olup gider. İlk virüs ile aynı türe ait, genetik olarak farklı ve daha az öldürücü olan başka bir virüs, hastalandırdığı insanı öldürmedi ama süründürdü. Peki şimdi ne oldu? İlk virüs daha ilk insanda, onu öldürdüğü için yok oldu ama ikinci virüs konağını öldürmediği için yayılmaya devam etti. İşte mekanizma bu şekilde çalışır, öldürücülüğü yüksek olan konağı öldürür ve kaybolur. Daha az öldürenler ise bedenlerde varlıklarını sürdürürler. Dolayısıyla adapte olmak diye bir şey yoktur, doğal seçilim vardır.

    Bir başka anlatışla, virüs insanlara bulaştı, virüse direnci olmayanlar öldü ve elendi. Virüse dirençli olanlar ise kaldı ve zamanla daha az insanın öldüğünü görmeye başladınız, işte burada da doğal seçilim oldu! Dirençsiz insanlar yok oldu ve elendi, dirençli olanlar artık virüsten daha az etkilenecek, tıpkı gripte olduğu gibi. Peki bu virüsün etkisinin azaldığı anlamına mı gelir? Hayır, sadece ölecek dirençsiz insan kalmadığı için görece etki azalmış gibi oldu…

    – Her yıl farklı virüs için grip aşılarının çıkması gibi, koronavirüste de aynı durum olabilir mi?

    Olabilir. Eğer virüs hızlı ve yüksek oranda mutasyon geçirmeye başlarsa baskın türler için her yıl yeni aşı yapılarak dağıtılmak zorunda kalınır.  

    – Hastanın ikinci enfeksiyonda hiçbir semptom göstermemiş olması, ikinci kez enfeksiyon göstermesi ile mi alakalı sizce?

    Elbette. 2 farklı savunma mekanizmamız var: Biri antikorlar ile humoral dediğimiz savunma sistemi, diğeri ise akut hızlı savunmamız hücresel savunma. İlk enfeksiyonda humoral yanıt oluşturup antikor geliştirirsek ikinci enfeksiyon oluşmaz çünkü korunuruz. Ama diyelim ki ilk enfeksiyonda antikor oluşturmadık veya zamanla ilk enfeksiyonda oluşturduğumuz antikorları kaybettik. Bu kez ilk enfeksiyon sırasında antikor yanıtın yanında hücresel yanıt oluşacağı için ki bunun da bir miktar hafızası vardır; ikinci kez yakalandığımızda antikorlarımız olmadığından korunmasak dahi hücresel yanıt hafızası devreye girecektir ve ikinci enfeksiyonun daha hafif geçmesini sağlayabilir. Tabi immun sistem veya bağışıklık sistemi oldukça karmaşık ve bu söylediklerim de oldukça teorik…  

    – Bundan sonraki süreçle ilgili bir öngörünüz neler?

    Süreç aşı ile kısalır! Aşısız 2 yıl ve belki daha uzun bir süre boyunca maske-mesafe-hijyen üçlüsü beraberinde zor bir hayat. Çalışan bir aşı ortaya çıkarsa 1 sene sonra eski hayatımıza dönebiliriz.

    – İnsanlara son uyarınız ne olur?

    Ne olur maskeyi önemseyin! Maske hem çevrenizdekileri hem de sizi korur. Belki de mesafeden bile daha kıymetlidir! Tabi ki mesafe de önemli. Ayrıca hijyen olmazsa olmazımız! Her can, her insan değerlidir! Sizin de çevrenizdekilerin de sevenleri ve yakınları için yerleriniz doldurulamaz. Canları birbirinden mahrum bırakmayın! Birbirimizi korumaya her zamankinden fazla ihtiyacımız var!

    Kadınların Covid-19’a karşı daha dayanıklı olmalarının sebebi: T lenfositleri



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz