Terapi gibi hobiler

"Hayatındaki otomatik hareketler, kendisinin hep önünde durdu. Yapmakla yükümlü olduğu şeyler öyle bir ortalamıştı ki hayatını, dalları olmayan bir ağaçtı. Aynı şartlarda bulunan herhangi biri gibi modelsiz yukarıya doğru uzadığını düşündü. Kökleri ona bir şey ifade etmiyordu, kendine çok yabancı geldi. Üzerindeki güneşe hiç bakmadığını hatırladı, tanımsız bir sıcaklık diyordu onun için, karın da rengi yoktu, sadece soğuk. Neden bu kadar uzadıktan sonra aklına gelmişti ki sorgulamak?"
Bu satırların sahibi psikiyatrist Dr. Fulya Özgün. Ataköy'de Panik Atak Dostları Derneği (Pandost) bünyesinde çalışan Dr. Özgün, sorumlulukları arasında sıkışıp kalmış bireylerin, gerçek kimliklerini keşfetme süreçlerini böyle anlatıyor.
"Duyguları, hisleri tanımak ve tarif edebilmek önemli. İnsan, bir şekilde vücudundaki ve ruhundaki değişiklikleri fark ederse yardım isteyebilir. Arada bir kafamızı camdan çıkarıp nefes alma ihtiyacı duyarız. Ahşap boyama, mum ve cam şekillendirme gibi hobiler buna fırsat yaratır. Onunla uğraşırken diğer işleri düşünmemiz mümkün değildir. Çünkü, mutlaka konsantre olmamız ve emek vermemiz gerek. Böylece özgürleşip ruhumuzu daha derinlemesine tanıma fırsatı buluruz…"

Panik Atak Dostları Derneği'nde hizmet veren Yılmaz, danışanlarına terapinin yanı sıra hobileri de öneriyor. Çünkü kişilerin kendi potansiyellerini tam olarak gerçekleştirebildikleri bir faaliyetle ilgilendiklerinde, psikolojik sorunlarını aşma sürecinin hızlandığını gözlemlemiş. "Artık özellikle metropollerde insanlar rutin, tekdüze giden hayatlarını sorguluyor. İş ve ev yaşamları arasında sıkışıp kalanlar da doğal olarak bir tatminsizlik yaşıyor. Bir tıkanmışlık hissi ile birlikte çeşitli psikolojik bozukluklar da kendini gösteriyor. Bu noktada, her bireyin kendi iç dünyasına bir yolculuk yapıp yaratıcı yönünü keşfetmesi "iyileştirici" bir etkiye sahip. Böylece bireylerin kişisel gelişimleri hız kazanıyor. Kendi kimliklerinin en derindeki noktalarına ulaşma imkanı bulabiliyorlar…"