Rafine edilmiş sofra tuzundan uzak durmamız gerektiğini çok uzun zamandır biliyoruz. Hakiki tuzu soluyarak sağlığımıza kavuşabileceğimiz fikri ise bizim için çok yeni…
Tuzun insan sağlığına yaptığı olumlu etkilerin keşfedilmesi aslında yeni değil. 19. yüzyıl ortalarında Felix Botchkowski adlı Polonyalı sağlık yetkilisi, tuz madenlerinde çalışan işçilerin akciğer hastalıklarına yakalanmadıklarını keşfetti ve daha sonra yapılan bilimsel araştırmalar tuz madenlerinin bu iyileştirici etkisini kanıtladı. İşin sırrı negatif iyonlardaydı.
Negatif iyonların pozitif etkisi
Geçen yaz çıktığınız deniz veya doğa tatilini düşünün… Egzoz, hava kirliliği, sigara dumanı ve elektronik cihazların sık kullanıldığı ortamlarda pozitif iyonlu havayı solumaktan yorgun düşmüştünüz, başınız dönüyordu, zaman zaman soluk almakta dahi zorlanıyordunuz. Tatilin ikinci gününden itibaren ise akşam ne kadar geç yatarsanız yatın güne zinde başladığınızı, baş ağrılarınızın kesildiğini, nefesinizin açıldığını hissettiniz; çünkü artık negatif iyonları soluyordunuz.
Dünyadaki araştırmalar da negatif iyonlu havayı zenginleştirmenin kendimizi daha iyi hissetmemize yardım edeceğini, daha kolay teneffüs edeceğimizi ve hatta ağrı kesici etkisi olacağını gösteriyor.
Şehrin göbeğinde bir mağara
Bu bilimsel gerçekten yola çıkan Sense Renaissance, İstanbul’un göbeğine bir tuz mağarası kurdu! Yetkilisi Barış Kışlak duvarları, zemini ve tavanı insan sağlığı için en kaliteli tuz olan Himalaya Tuzu ile kaplı olan bu mağara ile konuklara dış dünyadaki negatif etkilerden uzak, doğal bir ortam sunduklarını söylüyor: “Havaya çok ince öğütülmüş Himalaya Tuzu püskürtülerek steril, rahatlatıcı ve negatif iyonlu bir ortam sağlanıyor. Tuz Terapisi (Halotherapy), solunum yollarını alerjenlerden ve tütün dumanının kalıntılarından arındırmaya, bakteri ve mikropları yok etmeye yardımcı oluyor. Seanslar 45 ile 1 saat arasında sürüyor. 7 ila 12 seans sonunda elde edilen faydalar, yaklaşık 6-12 ay süresince hissedilmeye devam ediyor.”
Çocuklar için tuzdan kaleler
Çocuklarını ilaçların yan etkilerinden korumak isteyen aileler için tuz terapisi bir seçenek… Rahatsızlıklarını hafifletmek için Tuz Mağarası’na giren çocuklar hayal güçlerini geliştirme imkanı da buluyorlar. Nasıl mı? Kumdan değil ama tuzdan kaleler yaparak… Bu sırada doğal Himalaya Tuzları da solunum yollarını rahatlatıyor.
Sigaranın etkilerini temize çekin
Boğazımızda bulunan ve toksinlerin solunum yollarındaki hassas organlara geçmesine engel olan tüylerde sigara dumanının bıraktığı etkiyi yüksek dozda negatif iyon ile nötralize edebiliyoruz. Bu tüyler ne kadar hızlı hareket ederlerse o kadar etkili oluyorlar. Ancak sigara dumanı bunları yavaşlatıyor ve bedenin kansere yol açan kirlerden korunmasına engel oluyor. Yüksek düzeyde negatif iyon içeren hava, bu tüylerin hareketini tekrardan normale dönüştürüyor.
Tuz mağarasına kimler giremez?
1. Ateşli enfeksiyon geçirenlerin,
2. Kanser hastalarının,
3. Tüberküloz geçirmiş veya geçirmekte olan hastaların,
4. Kalp yetmezliği olanların,
5. Yüksek tansiyon hastalarının uzak durması öneriliyor.
Ya tuz olmasaydı?
En az 84 elemente sahip olan tuz soframıza gelene kadar rafine edilerek sadece sodyum ve klorür elementine indirgeniyor ve gerçek böylece elimizden alınmış oluyor. Oysa insan vücudunun yüzde 25’ini oluşturan tuz, tıpkı yiyecekleri koruduğu gibi hücreleri de koruyor. Hakiki tuz olmadan vücudun elektrik sistemi çalışmadığı için insan düşünemiyor, konuşamıyor ve kaslarını kullanamıyor.
Yaprak Çetinkaya