Tuzun bileşiminde bulunan sodyum ve klorür mineralleri vücudun birçok fonksiyonunda hayati rol oynuyor ve doğal besinler sayesinde yeterince alınıyor. İşlenmiş besinler yoluyla
ihtiyaçtan fazla alındığında ise çeşitli sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Prof. Dr. Birsel Kavaklı tuz hakkında bilinmesi gerekenleri Formsanté okurları için anlattı.
TUZUN ZARARLARI
ÖDEM
Östrojen hormonu sodyum ve su atılımını azaltıyor. Bazı böbrek hastalıkları sodyum atılımını azaltırken, terleme ve diyare atılımı artırıyor. Böbrek hastalıkları sonucu böbrekler uygun şekilde çalışmazsa fazla sodyum atılamıyor; yüzde, bacaklarda ve ayaklarda şişkinlik (ödem) oluşuyor.
GUATR
Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de iyot yetersizliği ve guatr hastalığının önlenmesinde en iyi yöntem tuzun iyotlanması… İyot, vücudun enerji harcama hızını etkileyen ve bir tiroid hormonu olan tiroksinin yapısında yer alıyor. İyotlu tuz kullanımı, iyot yetersizliği hastalıklarının, bebek ve çocuklarda büyüme zeka geriliğinin önlemesinde etkili oluyor.
HİPERTANSİYON
Hipertansiyon (yüksek kan basıncı), kalp ve böbrek hastalıkları ile felç için temel risk faktörü… Toplumun yüzde 30’undan fazlasının sodyuma duyarlı kan basıncına sahip olduğu için bu kişilerin beslenmede sodyum alımını azaltması gerekiyor.
BÖBREK VE KARACİĞERLERE DİKKAT
Gereğinden fazla tuz alındığında kandaki tuz miktarı artıyor ve kişi susuyor. İçilen su ile birlikte fazla tuz, idrarla ve terle dışarı atılıyor. Ancak böbreklerde ya da karaciğerde sorun varsa bu gerçekleşmiyor ve kandaki tuz miktarı artınca vücudun çeşitli yerlerinde ödem oluşuyor. Aşırı terleyenlerin, ishal olanların ve günde dört litreden fazla idrar çıkaranların ise tuz alımını artırmaları gerekiyor.
KEMİK ERİMESİ VE KIRIKLAR
Fazla tuz tüketimi, idrarla kalsiyum atılımını artırıyor; kemiklerden kalsiyum kaybının artışı
da osteoporozu ve kemiklerin kırılma riskini yükseltiyor.
İSHALDE TUZ ÖNEMLİ
Yaz aylarında görülen besin zehirlenmesi ve bağırsak enfeksiyonları gibi durumlar sonucunda kusma ve ishalle vücuttan su ile birlikte “elektrolit” denilen sodyum ile potasyum kaybı da meydana geliyor. Bu kayıplara bağlı olarak da rahatsızlıklar oluşabiliyor. Özellikle çocuklarda bu kayıpların yerine konulması hayati önem taşıyor.
TUZUN GÖREVİ
Tuz, besinlerin bileşiminde bulunduğu gibi, göllerden, denizlerden ve kayalardan saf olarak da elde ediliyor. Tuzun yüzde 60’ı klor, yüzde 40’ı ise sodyumdan oluşuyor. Besinlerin pek çoğunun bileşiminde bulunan sodyum, “doğal yiyecek tuzu”, sofra tuzu ise “sodyum klorür” olarak adlandırılıyor. Sodyum, organizmada sıvı ve asit-baz dengesinin sağlanmasında önemli bir rol oynuyor. Sodyum yetersizliğinde; kusma, zihin bulanıklığı, kas yorgunluğu, vücudun çeşitli bölgelerinde ağrılar ve solunum yetersizliği gibi belirtiler görülebiliyor. Aşırı tuz tüketimi ise sağlık problemlerini beraberinde getiriyor. Sodyuma duyarlı kişilerde, fazla
sodyum alımına bağlı olarak kan basıncı yükseliyor. Yüksek kan basıncı (hipertansiyon) ise kalp ve böbrek hastalıkları ile felç için temel risk faktörünü oluşturuyor.
GÜNDE 6 G’I AŞMAYIN
Tükettiğimiz besinler gereksinimden daha fazla sodyum içerdiği için sodyum yetersizliği nadir görülüyor. Yetişkinler için minimum sodyum gereksinimi günde 500 mg yani yaklaşık 1/4 tatlı kaşığı… Maksimum tuz alımının ise günlük 6 g’ı (2,4 mg sodyum) aşmaması gerekiyor.
İYOTLU TUZ KULLANIN
İyot, vücudun enerji harcama hızını etkileyen ve bir tiroid hormonu olan tiroksinin yapısında yer alıyor ve yeterli miktarda alınmadığında vücut yeterli tiroksini üretemiyor, enerjiyi harcama hızı azalıyor ve kilo artışı olabiliyor. Bu nedenle iyot eklenmiş tuz kullanılması
öneriliyor.
SODYUM KAYNAKLARI
Sofra tuzu, kabartma tozu ve yemek sodası: Tuzun 1 gramında 400 mg sodyum bulunuyor.
İşlenmiş besinler: İşlenmiş besinler sodyum alımının yüzde 75’ini oluşturuyor.
Salamura besinler: Zeytin, turşu, peynir vb. gıdalar.
Doğal besinler: İşlem görmemiş doğal gıdalarda da sodyum bulunuyor.
TUZ KULLANIMINI AZALTMAK İÇİN NE YAPMALI?
Ot-baharat karışımları, limon ve limon suları kullanabilirsiniz. Bunları marketten alıyorsanız
etiketlerini okuyarak içinde hem tuz hem sodyum bulunmadığından emin olmalısınız.