Diğer
    Ana SayfaAktüelÜçü bir arada hayat zor anne&iş kadını&eş

    Üçü bir arada hayat zor anne&iş kadını&eş

    -

    “Peki ya ben?” sorusunu daha önce kendi kendinize hiç sormuş muydunuz?
    Hepimiz aslında farkındayız bu durumun… Diğer kadınlarda da şunu gördüm; iş öncelikli olmak zorunda çünkü belli bir performans bekleniyor. O yüzden işten feragat edemiyorsun. Çocuğu sen dünyaya getirdin, onu en iyi şekilde büyütmek zorundasın, o nedenle feragat edemiyorsun. Eş, sosyal çevre, ailenin diğer fertleri ve evin düzeni ile ilgili yükümlülüklerden feragat edemiyorsun. Geriye feragat edecek bir tek sen kalıyorsun. Bu gruba girince bunun iyice farkına vardık, “Bir şey yapmamız lazım” dedik. Her hafta başka şeyler konuştuk ama temelde gördük ki bizim mutlu olmamız, kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız gerekiyor. Bizim gibi olan insanlarla bir araya gelip, yalnız olmadığımızı görmemiz gerekiyor. Değiştirmek için en azından önce fark etmemiz gerekiyor. Bu kitabın çıkış noktalarından biri de bu; kadınların bunu fark etmesi.. Tabii her kadının çözümü farklı… Biri kariyer diyor, biri evden çalışıyor, biri çalışmamayı tercih ediyor. Önemli olan çözümü fark etmek…

    subat-2013-yasam-resim-2subat-2013-yasam-resim-3Mutlaka bir arka bahçeniz olsun Burcu Aksoy, hem kendi hayatında hem de grupta yaşadığı deneyimlerden yola çıkarak annelere şu önerilerde bulunuyor:
    “İnsan insanın acısını alır demiş atalarımız. Kadınlar da diğer kadınlarla paylaşımlarda bulunmalı. Çünkü hepimiz farklı hayatlarda, farklı renklerdeyiz ama yaşadıklarımız birbirine çok benziyor.
    Her kadının mutlaka bir arka bahçesi olmalı. Bu bahçe mutlaka iş hayatı olmak zorunda değil. Örgü örmek de olabilir, mutlu olduğunuz başka bir şey de… Yeter ki kendinizi şarj edin. Çocuklar doğuyor, büyüyor ve bir gün evden gidiyor, yine eşinizle baş başa kalıyorsunuz. Bu nedenle evliliğinizi karşılıklı olarak ihmal etmeyin. Haftada bir gün çocuksuz, baş başa vakit geçirin.”

    Tamamen biz olarak var olduk orada. Ruhlarımızın pasını sildik. Orada öyle şeyler konuştuk ki… Yanlış yoktu, gizli saklı yoktu, yargılama yoktu. Herkes olduğu gibi içtendi. Her insanın olması gerektiği gibi… Bütün hayatımızı göz önüne serip paylaştık. Orada tamamen ‘ben’dik.

    Kitapta eşler hakkında birçok hayal kırıklığından söz ediliyor. Onlara da söz hakkı verilse ne derlerdi acaba?
    Erkekleri eleştirmek gibi bir amacım kesinlikle yok. Bu kitabın amaçlarından biri erkeklerde de farkındalık yaratmak… Onların algılama şekli tamamen farklı. Erkekler, sorun gözlerinin önüne gelmediği sürece onu yok sayıyor. Bu kitabı okurlarsa kadınların neler beklediğini öğrenip ona göre davranabilirler. Çocuk doğduktan sonra kadın ve erkek ortak noktalarda birleşip her şeyi paylaşınca sorun olmuyor zaten. Ama çocuk sadece kadının bir parçası olarak algılanınca kadın isyan ediyor. Oysa çocuk o aşkın ortak bir meyvesi ve ona beraber bakmak evliliği güçlendiriyor.

    Bazı şeyleri önceden bilmek için yeni evliler ve hamileler de okuyabilir diye düşünüyorum…
    Evet çünkü iki insan aşık olup evleniyor ve çocuk sahibi oluncaya kadar adeta evcilik oynuyorlar. Oysa çocuk doğunca bütün sistem değişiyor. Öncesinde karı-koca olarak hazırlıklı olmak, kendilerini neyin beklediğini bilmek, en azından bize bugüne kadar söylenmeyenler konusunda hazırlıklı olmak açısından faydalı olabilir.

    - Advertisement -

    Devamı diğer sayfada



    Önceki İçerik
    Sonraki İçerik

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz