Yaşınız kaç olursa olsun unutkanlıklarınızı önemseyin, vitamin eksikliğinden uykusuzluğa hayatınızın hangi bölümünde desteğe ihtiyacınız olduğunu araştırın.
Araştırmalar insan beyninin 20 yaş civarında en yüksek seviyesine ulaştığını, daha sonra nöronlardaki eksilmeye bağlı olarak, giderek ağırlığının azaldığını gösteriyor. 60-70 yaşlarında insan beyni, maksimum ağırlığının yüzde 10’luk bir bölümünü yitirmiş olabiliyor. İnsanlar yaşlandıkça hatta 50 yaşından itibaren bellek fonksiyonlarında hafif de olsa bir azalma hissediyor. Bunları düşünmek için daha çok vaktiniz olduğu yanılgısına kapılmayın çünkü normal işleyiş böyle olsa da unutkanlık artık gençlerin de sorunu… Bayındır Hastanesi Söğütözü’nden Nöroloji Bölüm Başkanı Dr. Özcan Ertürk’e unutkanlığı ne zaman ciddiye almamız gerektiğini sorduk.
Kimi insan çok eski bir olayı detaylı hatırlarken kimileri dün ne yediğini unutuyor. Bu fark nasıl açıklanabilir?
Elbette bireyler arasında bellek farklılıkları var ve bu çok doğal bir durum. Belleği etkileyen onlarca faktör var. Bunlar beyin oluşumundan başlayıp onu geliştirmemize ve kullanmamıza kadar uzanıyor. Öte yandan beslenmemiz, uyku düzenimiz, hatta ruhsal durumumuz bile belleğimiz üzerinde önemli etkilere sahip. Bu nedenle bireysel farklılıklarla karşılaşıyoruz.
Erken yaşta unutkanlığın nedenleri neler?
Genç ve orta yaşta ortaya çıkan unutkanlığın nedenleri ileri yaştakinden çok farklı oluyor… Bu grupta unutkanlık genellikle kişinin kendisi ya da çevresi tarafından iş yükünün yoğunluğu ve stresle ilişkilendiriliyor ki kısmen doğru. Ama neden her zaman bu olmayabiliyor. Bazen asıl neden iç salgı bezlerinde fonksiyon bozukluğu, kansızlık, vitamin eksiklikleri gibi ruhsal olmaktan çok bedensel kaynaklı da olabiliyor. Bu durumda ayırt edici olabilecek önemli nokta, kişinin unutkanlığına eşlik eden, altta yatan asıl nedene bağlı başka şikayetlerinin de var olması. Bu nedenle, gençlerde de unutkanlık ciddiye alınması gereken bir durum.
Böyle bir durumda ne yapmak lazım?
Öncelikle ciddi bir nörolojik değerlendirmeden ve gerekirse birtakım testlerden geçilmesi gerekiyor. Genç yaşlarda günlük hayatı etkileyen unutkanlıkla birlikte keyifsizlik, moralsizlik, konsantrasyon eksikliği, işten kaçınma hali gibi diğer belirtiler de varsa, kişi depresyonda olabilir ve öncelikle bir psikiyatrist tarafından görülmesi gerekir. Genel olarak ilerleyici olmayan ve günlük yaşamı aksatmayan unutkanlıklarda fazla kaygılanmaya gerek yok.
Unutkanlığı ne zaman önemsemeliyiz?
Özellikle genç ve orta yaşlarda görülen, iş stresi ve yoğunluğu veya uyku sorunlarıyla ilişkilendirilen unutkanlık geçici olabiliyor. Yaşlılarda ise, ilerleyiciliği gözlenmeyen unutkanlıklarda kaygılanmaya gerek bulunmuyor ancak düzenli takip ihmal edilmemeli. Giderek artan, unutkanlık dışında yol bulamama, aritmetik yapamama, içe kapanma, canlı hayaller görme gibi ilave bulguları olan, ailesinde Alzheimer hastası olan, felç geçiren, ciddi kaza geçiren kişilerde ise unutkanlığın ciddiye alınması gerekiyor. Bilinen bir nörolojik hastalığı olan (beyin damar hastalığı, MS, epilepsi gibi) veya diğer tıbbi hastalıkları olan (şeker hastalığı, kalp krizi, herhangi bir kanser gibi) kişilerdeki unutkanlığın altında mevcut hastalıklar yatabildiğinden daha titiz bir inceleme ve izlem önem taşıyor.
Eğer sık sık unutmaya başladıysak neler yapmalıyız?
Ara sıra unutkanlık sorunu yaşanıyorsa endişelenmeye gerek yok. Bu durumda günlük yaşantımızı, uyku düzenimizi, beslenme tarzımızı gözden geçirmeli ve gerekli düzenlemeleri yapmalıyız. Unutkanlığımızın uzaması, günlük yaşantımızda bu unutkanlığın sorunlara yol açması durumunda ise mutlaka bir hekime müracaat etmek gerekiyor. Yeni bilgi edinme ve hatırlamada zorluk çekenler, yemek yapmak, ev düzenini sürdürmek, araba kullanmak, karar vermek, bütçelerini planlamak gibi önceden yaptıkları işleri yapmakta zorlananlar, bulunduğu yeri veya yolu şaşıranlar, eskiye göre daha durgun olanlar ya da kontrolsüz davranışlar gösterenler ile konuşmasında tutukluk, kelime bulma güçlüğü yaşayanlar vakit geçirmeden hafıza bozuklukları ünitelerine başvurmalı.