Diğer
    Ana SayfaPsikolojiUnutkanlıklar arttıysa dikkat!

    Unutkanlıklar arttıysa dikkat!

    -

    Son günlerde ezberden çevirdiğiniz telefon numaralarını hatırlamakta zorlanıyor, isim hafızanızın zayıfladığını hissediyor ya da günlük hayatta çok kullandığınız bilgileri anımsayamıyorsanız check up vaktiniz geldi demektir. Ama bu check up bildiklerinize benzemiyor. Bedeniniz değil, belleğiniz kontrol ediliyor.

    Teknolojinin hayatımıza kattığı birçok yenilik aslında bilişsel işlevlerimizi daha az kullanmamıza yol açıyor. Örneğin geçmişte ezberlediğimiz telefon numaralarının onlarcasına bugün birkaç hareketle kolayca ulaşabiliyoruz. Aklımıza takılan bir konuyu düşünmek, hatırlamaya çalışmak yerine arama motorlarına soruyoruz. Hal böyle olunca belleğimizi yeteri kadar çalıştırmıyoruz. Bazen basit, günlük hayatta en sık kullandığımız şeyleri dahi unutabiliyoruz. Bu durumun ilerlemesi ise bazı nörolojik, psikolojik hastalıkların işaretçisi olabiliyor.

    Son yıllarda hatırlama güçlüğü çeken, unutkanlıktan muzdarip kişilerin imdadına ise bellek check up yetişiyor. Bellek, dikkat, algı, dil gibi zihinsel işlevlerin bazı testler aracılığıyla ölçülebildiğini belirten Psikoloji Elika Danışmanlık Merkezi’nden Psikolog Burcu Türk, nöropsikolojik testler olarak adlandırılan bu uygulamaların zihnin sağlıklı ya da sağlıksız işleyişini, hangi işlevin beklenmedik düzeyde olduğunu, hangilerinde sorun yaşandığını ortaya koymaya yardımcı olduğunu söylüyor:

    “Yapılan testler işlevlerdeki bozulmaların kalıcı ya da geçici olup olmadığı hakkında bilgi veriyor. Bu anlamda nörolojik, psikiyatrik sorunların ve patolojilerin erken teşhis ve tedavisinin planlanmasında da kullanılıyor. Nöropsikolojik test ve ölçeklerle kısa ve uzun süreli bellek, hafıza süreçleri incelenebiliyor. Dikkati toplama, sürdürme, algısal organizasyon, hatırlama gibi süreçlerdeki değişiklikler gözlemlenebiliyor. Olası bozulmalar hakkında ciddi fikir edinilebiliyor, önlemler alınabiliyor. Uyguladığımız nöropsikolojik testler ise kısaca bellek check up olarak adlandırılıyor.”

    TEK SORUN UNUTKANLIK DEĞIL

    - Advertisement -

    Unutkanlık daha çok ileri yaş sorunu gibi düşünülse de aslında toplumun her kesiminde görülebiliyor. Bu nedenle nöropsikolojik testler çocuk, ergen, yetişkin ayrımı olmaksızın herkese uygulanabiliyor. Psikolog Türk, amaç aynı olsa da yaş gruplarına bağlı olarak testte sorulan soruların ve tabii ki değerlendirmelerin değiştiğini belirtiyor.

    Yıllık rutin taramaların dahi göz ardı edildiği ülkemizde, kim neden bellek check up’tan geçmek ister diye düşünebilirsiniz. Oysa bu testler yalnızca unutkanlık değil, konsantrasyon sorunlarında, düşünce sisteminde ortaya çıkan aksaklıklarda, stres, gerginlik ya da öfke duyulması gibi kişinin yaşam kalitesini bozan birtakım durumlar halinde de uygulanabiliyor. Psikolog Türk, nöropsikolojik testten geçmek isteyen kişilerin şikayetlerini şöyle anlatıyor: “İnsanlar bize son zamanlarda unutkanlık şikayetinin arttığı, film izlerken, kitap okurken, birini dinlerken dikkatini toplamakta zorluk çektiği, telefon numaralarını, isimleri, randevuları, tarihleri çabuk unuttuğu, karar vermekte güçlük çektiği, hesap ya da planlama yapmak gibi pratik düşünme becerisinde azalma olduğu, sık sık eşyalarını kaybettiği, okuduğunu anlamakta zorlandığı, sık sık dalgınlık yaşadığı, aynı soruyu tekrar tekrar sorduğu, kendisini sıklıkla gergin ve stresli hissettiği, son zamanlarda daha öfkeli olduğu, insanlarla görüşme isteğinin azaldığı, kendini sıklıkla yorgun hissettiği, uyku düzeninde sorun yaşadığı, baş ağrısı, kulak çınlaması gibi şikayetlerinin arttığı, iş veya okul performansında düşüş yaşadığı gibi şikayetlerle başvuruyor. Bu şikayetlerin hepsinin bir arada olması gerekmiyor. Birkaç tanesinin varlığı bile nöropsikolojik testlerin uygulanması için yeterli oluyor.”

    Hafıza problemlerinin temelinde çok çeşitli nedenler olabiliyor. Kafa travmaları, beyin tümörleri, demans, Alzheimer ve bazı psikiyatrik durumlar bu soruna yol açabiliyor. Günümüzde ise stres ve yoğun çalışma temposunun da bellek problemlerini tetiklediği görülebiliyor. Psikolog Burcu Türk, belleğin güçlü ve zinde kalması için alınabilecek önlemleri şöyle sıralıyor:

    • İyi, kaliteli bir beslenme ve uyku düzeni oluşturun.

    • Stres, kaygı ve üzüntüden uzak durun.

    • Düzenli egzersiz yapın.

    • Sosyal aktivitelere katılın.

    • Bulmaca, kelime oyunları, satranç gibi zihinsel aktivite gerektiren oyunlar oynayın.

    • Kitap okuyun.

    • Aktif bir yaşam tarzı benimseyin.Unutmayın ki sürekli yeni ve kompleks bilgiler öğrenmek belleği güçlü ve zinde tutmaya yardımcı oluyor.

    HEM YAZILIYOR HEM ÇİZİLİYOR

    Kişi, yaşam kalitesini bozan, sıkıntı yaşamasına yol açan sorunların varlığında bir uzmandan yardım isteyebiliyor. Nöropsikolojik test uygulamaya karar verilmesiyle de süreç başlıyor. Beynin her işlevine yönelik farklı testlerin bir araya gelmesiyle oluşan bu çalışmada danışan ve uzman bir arada, karşı karşıya oluyor. Yapılan testlerin online veya bilgisayar ortamında uygulanmadığını belirten Psikolog Türk, “Test sırasında danışana çeşitli sorular soruluyor, hesaplamalar yaptırılıyor, şekiller çizdiriliyor ya da bazı resimler gösteriliyor. Yani bunu çoktan seçmeli bir test gibi düşünmemek gerekiyor. Kişiden kişiye değişmekle birlikte çalışmalar ortalama 1,5-2 saat sürüyor” diyor.

    Yapılan testin sonucunda kişide bir bozukluk varsa, bunun hangi alanda olduğu tespit edilerek, ona göre yönlendirmeler yapılıyor. Ancak bu noktada danışana en doğru tedavi yönteminin verilmesi için doğru teşhis konulması önem taşıyor. Testin değerlendirme sonuçlarına göre önerilen tedaviler de değişiyor. Danışanın durumuna göre beslenme ve uyku düzeninin oluşturulmasından vitamin desteğine, ilaç tedavisinden dikkat artırıcı çalışmalara, psikoterapi, dil ve konuşma terapisinden çocuklarda oyun terapisine dek çok çeşitli yöntemler belirleniyor. Bazen birden fazla desteğin bir arada kullanılması gerekebiliyor. Bu gibi durumlarda medikal tedaviye psikoterapi eşlik edebiliyor, böylece daha etkili sonuçlar alınabiliyor.

    BİRÇOK NEDEN HAFIZAYI ETKİLİYOR

    Günümüzde unutkanlık denilince akla ilk gelen rahatsızlık bunama ya da daha da ötesi Alzheimer oluyor. Oysa her unutkanlık bunamayı işaret etmeyebiliyor. Buna yaşamsal olaylar, psikolojik sebepler veya kafa travmaları da yol açabiliyor. Kişiler o süreçte yaşadığı olayların etkisiyle kısa süreli unutkanlıklar yaşayabiliyor. Psikolojik nedenlerin temelinde bir hastalık olabildiği gibi, durumsal strese, travmalara ve zorlanmalara bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor. Psikiyatrik bazı rahatsızlıklar, örneğin depresyon, travma sonrası stres ve kaygı bozukluklarında da unutkanlık görülebiliyor. Ayrıca aşırı yoğun çalışma, uyku düzensizliği gibi durumlar sonucunda da hafıza, dikkat, muhakeme, oryantasyon gibi işlevlerde yavaşlık ve bozukluğa rastlanabiliyor. Bunların yanı sıra bazı vitamin eksiklikleri, beslenme yetersizlikleri ve yorgunluk da unutkanlığa neden olabiliyor.

    Kişilerin sağlık açısından kendilerini ve yakınlarını gözlemlemesinin önemine değinen Psikolog Türk, farklı bir durumla karşı karşıya kalındığında, özellikle de bu durumun günlük yaşam aktivitelerini etkilediğinin görülmesi halinde vakit kaybetmeden bir nörolog veya psikiyatri uzmanına danışılmasını öneriyor.

    Hafıza, dikkat, öğrenme, bellek, muhakeme, dil, soyutlama, karmaşık görsel, işitsel yetiler sabit olmuyor. Zaman içinde geçici ya da kalıcı bozulmalar, kayıplar ortaya çıkabiliyor. Yapılan nöropsikolojik testler de bu amaçla uygulanıyor. Psikolog Türk, bu testlerin uygulama alanlarını şöyle sıralıyor:

    • Genel tarama amaçlı, koruyucu, önleyici sağlık hizmetlerinde,

    • Unutkanlık, dalgınlık, odaklanma güçlüğü, hatırlama zorluğunda,

    • Ergenlerde dikkat ve öğrenme güçlüklerinde (özellikle sınav kaygısı gibi),

    • Dislekside (Özgül öğrenme bozukluğu),

    • Yetişkin dikkat eksikliğinde,

    • Kafa travmaları ve geçici hafıza kayıplarında,

    • Muhakeme güçlüklerinde,

    • Yaşlanmaya bağlı nörolojik sorunlarda,

    • Bazı psikiyatrik durumlarda (depresyon, kaygı gibi),

    • Demansın ve Alzheimer’ın erken dönemlerinde,

    • Farklı demans tablolarının birbirinden ayırt edilmesinde,

    • Depresyon, demans ve Alzheimer’ın ayrımında,

    • Hastalığın seyrinin izlenmesi, tedavinin planlanması ya da tedavinin değerlendirilmesinde kullanılıyor.

    Ayşegül Uyanık Örnekal
    Formsanté 2015 – Aralık sayısı



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz