Diğer
    Ana SayfaPsikolojiVeee sahne sizin!

    Veee sahne sizin!

    -

     

    01092014 psikodrama02Hayatında ne varsa grupta da o var

    Psikodramada gruplar “Boğa ve Matador” örneğinde olduğu gibi belirli bir tema bağlamında oluşturuluyor. Bir başlık oluşturuluyor ve o başlığa insanlar akıp geliyor. Bazen de bağımlılık, meslek seçimi ve spor psikolojisi gibi konular açılıyor. “Kim gelirse gelsin konu kendiliğinden oluşacak” da denilebiliyor. Birbirini hiç tanımayan insanlar bir araya geliyor ve ilginç bir şekilde kişi dışarıdaki hayatında ne yaşıyorsa grupta da onu yaşıyor. Örneğin ona otoriter davranan biriyle ilgili meselesi varsa grupta da bir kişi ona otoriter davranıyor ve gündelik hayatındakinin benzeri bir tepki veriyor. Yani hayatın bir örneklemi oluşuyor. Bu olaydan yola çıkarak terapistin de önderliğinde problem tespit ediliyor. Otoriter kişi ile yaşadığı problem bir çağrışım yapıyor. Terapist, “Haydi bunu sahnelendirelim” diyor. 

    “Sahnelendirme ile birlikte kişiye bilinçaltında onu etkileyen şeyi somutlaştırma hakkı veriyorsunuz. Dışardan baktığında değişim vakti geldiğini görüyor. Nasıl değiştirebiliriz? Örneğin daha güçlü şeylere konsantre olarak… Amacımız daha güçlüye konsantre olmak olursa kimse bizi ezemez” diyor Psk. Akyıldız ve devam ediyor: “Grup şans eseri oluşsa da herkesin hikayesi birbiri ile örtüşüyor çünkü insanız ve hepimizin hayatında bir anne ve baba var. Hepimizin insani korkuları var. Bizi ortak noktada oluşturan o kadar çok şey varken ortak paydalarda buluşmamak imkansız. Hayatta hiçbir şey tesadüf değil ve bu gruplarda da insanlar birbirlerini buluyorlar.” 

    Bir psikodrama çalışmasında aslında hiç ortak noktanız olmadığını düşündüğünüz hatta karşı cinsten bir katılımcı babası ile olan ilişkisinde çocukluğunda bir sahneyi somutlaştırırken bir an geliyor siz orada kendinizi görüyorsunuz. Üstelik de kendi çocukluğunuzu değil, bugünkü anne ya da baba olan halinizi. İşte o an silkeleniyorsunuz ve şöyle düşünüyorsunuz: “Yıllar sonra benim çocuğum da bir psikodrama çalışmasında beni böyle mi canlandıracak? Kendime gelmeliyim ve çocuğum ile olan ilişkilerimi, ona yaklaşımımı gözden geçirmeliyim.” Tabii ki elimizden geleni yapsak da çocuklarımız üzerinde çeşitli etkilerimiz olacaktır ancak bir psikodrama çalışmasında kendi yansımasını gören birinin hayatını gözden geçirmemesi ve açılımlar yaşamaması imkansız gibi. Psk. Akyıldız, “Gerçek hayatta geçmişe gidip yaşanan hiçbir şeyi değiştiremezsiniz ancak psikodrama ile bunu gerçekçi boyutlarda kalarak yapabilirsiniz. Yani eğer 1.90 metre boyunda değilseniz öyle gibi davranmazsınız ama 1.70 ile nasıl mutlu olacağınızı öğrenirsiniz” diyor.

    - Advertisement -

     

    Önce tedirgin sonra dost

    Bu grup çalışmasının başlangıcında her katılımcıda biraz güvensizlik ve tedirginlik olabiliyor. Hatta çeşitli bahanelerle daha en başta gruptan ayrılanlar da… Aslında onlar sadece kendileri için daha doğru zamanı beklemek üzere bahaneler üretiyorlar. Devam eden her katılımcı önceleri sadece terapist ile temas halinde olmayı tercih ediyor ancak zaman içinde grup üyeleri arasında bağ kuruluyor. Bazen bir katılımcının bilinçdışı, sahnelenen konu ile kendi arasında bağlantı kurmayı reddedebiliyor ve bunu uykusu gelerek ya da tuvalete gitmek isteyerek gösteriyor. Ama zamanla her katılımcı anlıyor ki insan olup da benzer konuları yaşamayan yok. Hepimiz bazen aşk acısı çekiyoruz, hatalar yapıyoruz, parasız kalıyoruz. Her şey insanlar için ve bu konuları paylaştıkça bağlar kuruluyor. Bunun sonucunda da çalışmaya giren ile çıkan kişi aynı olmuyor. Terapi odasından çıkıp şehrin kalabalığına karıştığınızda kendinizi, kendiniz hakkında yeni bir şeyler öğrenmiş olmanız nedeniyle daha “aydınlık” hissediyorsunuz. Üstelik artık yalnız da değilsiniz… Biliyorsunuz ki bir sonraki çalışmada olmazsanız arkadaşlarınız eksikliğinizi hissedecek ya da siz onlarınkini… 

    Psikolog Esin Nur Akyıldız, “Yaşadığı problemde yalnız olmadığını fark eden kişi bir başkasının çözümlerinden esinleniyor, benzer çözümler denemek isteyebiliyor. Gruba bir şeyler aktardıkça ve dinledikçe kuvvetli bağ ve aidiyet duygusu oluşuyor. Grupta eksikliğinin hissedileceğini bilmek hem özel hem değerli hissettiriyor. Kişi adeta kendini tamamlıyor. Sonradan oluşan bir aile gibi olunuyor. Bu o kadar değerli ki… Burada bir elçi olabilmek bana da büyük bir enerji veriyor, o gün dışarda kar yağıyor olsa bile benim içim alev alev yanıyor” diyor.



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz