Diğer
    Ana SayfaBeslenme & DiyetVerilen kilolar nasıl korunmalı?

    Verilen kilolar nasıl korunmalı?

    -

     

    11032014 diyet3Her diyet listesinde bazı ölçü birimleri var. Bunlar kaşık, kase gibi araçlarla ölçülüyor. Ancak bu ölçüler kişiden kişiye değişebiliyor. Biri kaşığı silme doldururken, diğeri tepeleme dolduruyor. Bu durum diyetin gidişatını değiştiriyor mu?

    Tabii ki herkesin deneyimi farklı ama normalde sağlıklı bir insanın midesi kendi iki avucu kadar yiyecek alıyor. Yani bir ana öğünde bu kadar yemek yenmesi gerekiyor. Aksi halde mide genişliyor ve hacmi artıyor. İlk 15 gün eğer çok yüksek kiloda birisi, iki avuç kadar yani 5-6 kaşık sebze yemeği, yanında da 150 gram et yerse bu ona yetmeyebiliyor. Yani ideal kiloya geldikten sonra iki avuç kadar, hatta midemizin yüzde 75’i kadar yemek yeterli olabiliyor. Bu noktada yemek yeme süresi de önem taşıyor. Tokluk 13’üncü dakikada oluşuyor. Oysa Türk toplumunda beşinci dakikada masa toplanıyor. Bu nedenle de masadan kalkar kalkmaz meyve ya da tatlıyla yemeğe devam ediyoruz.

     

    Günde yalnızca üç öğün, örneğin sabah tost, öğlen ızgara, akşam da salata yiyerek diyet yapılır mı?

    - Advertisement -

    Öncelikle şunu düzeltelim, eğer kişi acıkmıyorsa dört saatte bir ana öğün yiyebilir. Herkes iki saatte bir beslenmek zorunda değil. Ama kişinin kan şekeri çok sık inip çıkıyorsa, o kişiyi ara öğünlerle desteklemek gerekiyor. Söz konusu kişi zayıf da olabilir, kilolu da… Asıl olan dört saatte bir ana öğünleri atlamamak ve aralarda bol sıvı tüketmek. Yeşil elma, kivi gibi şekersiz meyvelerle ara öğün yapılabilir. Yanında da mide suyunu çeksin diye bir avuç leblebi yenebilir. Kan şekeri düşen kişiler öğleden sonra iki ara öğün dahi tüketebilir. Kişinin acıkması yediğiyle yakından ilgili. Eğer beyaz un, pirinç, makarna, beyaz şeker, çok şekerli meyve tüketilirse iki saat sonra acıkma kaçınılmaz oluyor. Oysa siyah olan gruptan, yani işlenmemiş tam buğday ekmeği, organik ekmek, kepekli makarna tüketilirse ya da et yenirse dört saat sonra acıkma görülüyor. Sürekli diyette olmak da vücutta direnç yaratıyor. Bilinçaltı kendini korumaya alarak, kilo vermeyi engelliyor. Bu durumdan tüm hormonlar etkileniyor, hormonlar da metabolizmayı yavaşlatarak, diyetin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oluyor.

     

    “Sürekli kilo alıp vermek ve hep diyetteyim demek, bir patoloji. Bazıları çok zayıf olmasına rağmen her zaman diyetteyim diyor. O kişinin bilinçaltının mutlaka zayıflatılması gerekiyor. Çok zayıf olduğu halde kendini çok şişman görenlerin destek almaları ve bilinçaltının da o duygudurumundan, diyette olmanın verdiği sıkıntıdan kurtulması gerekiyor.”

     

    Bazı sebze ve meyveler mevsim dışı olsa da farklı ülkelerden ithal ediliyor. Örneğin yaz meyvesi olan üzüm, bu aylarda yaz mevsiminin yaşandığı Brezilya’dan getiriliyor. Bu meyveleri tüketmek metabolizmada soruna neden oluyor mu?

    Bütün meyvelerin kendine has vitamin ve protein yapıları var. Siz hiç yemediğiniz bir vitamine ya da bir besine karşı alerjik çıkabilirsiniz. Bu nedenle de doğru olan, kendi toprağının vermiş olduğunu, mevsiminde tüketmek… Mevsim dışı sebze ve meyve yememek gerekiyor. Her ne kadar şimdi topraksız tarımda birtakım yöntemler gelişse de onlarda da bir miktar kimyasal alınabiliyor. Bu noktaya da dikkat etmek gerekiyor.



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz