Yağ fazlalığı vücudun neresinde olursa olsun hoşlanmayız. Özellikle göz çevresinde oluşan küçük yağ kesecikleri, ayna karşısında daha çok vakit geçirmemize neden oluyor.
Göz çevresindeki deri son derece ince, dolayısıyla göz çevresi en çabuk hasar gören bölgemiz. Onep Estetik Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Onur Erol, göz kapaklarını hareket ettiren kasların bu ince deride zamanla kırışma ve gevşeme yaptığını söylüyor. Yıllar içinde kolajen dokusunu ve ince yağ tabakasını kaybeden göz çevresindeki deri; kırışıklıklar, çöküntüler, morluklar, sarkma veya torbalanma gibi reaksiyonlarla kendini gösterebiliyor. Prof. Dr. Erol, “Göz altında oluşan torbalar, gerçek torbalama olabileceği gibi, alt kapak bölgesindeki çökme sonucu yanıltıcı olarak torba izlenimini verebiliyor. Göz altı torbaları aslında bu bölgedeki kas ve zarın zayıflaması sonucunda ‘yağ fıtığı’ gibi dışarıya şişme şeklinde görülüyor” diye anlatıyor.
YAĞ TORBALARI SIKIŞTIRILIYOR
Bazı kadınlarda, adet dönemlerinde göz altı torbalarında artış oluyor. Bu durum vücudun genel olarak şişmesiyle ilgili. Dönem sonu, kalıcı değillerse kayboluyorlar. Prof. Dr. Onur Erol, yağ kesecikleri ve göz altı torbalarından kurtulmak için yapılması gerekenleri şu sözlerle anlatıyor: “İlerlemiş göz altı torbalarından bitkisel ürünlerle, kremlerle tamamen kurtulmak mümkün değil. Belirgin bir çözüm aranıyorsa cerrahi operasyon şart. Cerrahi operasyonlar ise sadece torbaların alınması biçiminde olmaz. Torbalanmanın biçimine göre dokuların sıkıştırılması, kemik yapıda erimeler varsa yağ enjeksiyonu gibi uygulamalarla desteklenmeli. Kirpik kenarından yapılan minik kesiyle içeriye girilip yağ dokuları ve buradaki kas dokuları sıkıştırılıyor. Lokal anestezi ile yapılabiliyor ve kirpik kenarından dikiş olduğu için izi görünmüyor, birkaç ay sonra izini bulmak dahi mümkün olmuyor. Göz altı yağ torbalarının aşırı derecede alınması yüze yorgun ifade vereceğinden son senelerde yurt dışındaki kongrelerde bu yağ torbalarının alınmasından ziyade sıkıştırılması öneriliyor. Ayrıca gerçek olmayan ancak yağ torbası izlenimini veren görüntünün nedeni ise göz çevresindeki orbita tabanının altındaki yağlar ile kemik yapının erimesi ve çöküntünün üstünde kalan kısmın şiş gibi görünmesi. Bu durumda buraya yağ dokuları enjekte edilerek buradaki çöküntü giderildiğinde yalancı göz torbası görüntüsü kayboluyor veya daha az görünüyor.”
Göz altı torbalarının oluşumunda:
Aktif ve pasif sigara içimi, böbrek hastalıkları, kalp sorunları, büyüme hormonu eksikliği, vücutta oluşan toksikasyon, alerjiler, uyku ve dinlenme kalitesi, yorgunluk rol oynayabilir ancak en önemli faktör genetik olarak kabul ediliyor.
Alt göz kapağında kırışıklık varsa bu kırışıklıkların kesilerek çıkarılması yerine, herhangi bir kesi izi bırakmadan lazer ile bu bölgelerin sıkıştırılması tavsiye ediliyor. Ancak gerçek anlamda yağ fıtığı, deride aşırı gevşeme ve sarkma varsa cerrahi tedavi en uygun yaklaşım oluyor.
Prof. Dr. Erol, “Elde edilen sonuca gelince, bu hastaya göre değişiyor. Eğer hastanın alerjik bir durumu olup sürekli gözleri şişmiyorsa yapılan operasyonun etkisi senelerce devam ediyor. Eğer çukurluk varsa bu çukurluğa zaman zaman yağ dokusu aşılamaları yapılarak verilen konturun korunması da sağlanabiliyor. Alt göz kapağı ameliyatlarında erken devrede hafif kızarıklık ve morarma olabiliyor. Bir hafta içinde buralar kendisini toparlıyor. Bu süre içinde morluklar güneşten korunmalı” diye ekliyor.