Göğüsleriniz gün geçtikçe büyüyor, mide bulantılarınız ise had safhaya ulaşıyor. Üstelik cildinizde lekeler oluştu ve karnınız da büyümeye başladı. Bunlara ek olarak iki aydır regl görmüyorsunuz. Özetle, hamileliğin tüm belirtilerini yaşıyorsunuz. Ancak doktorunuzla randevunuzda çıkan sonuca şaşırıp kalıyorsunuz; kesinlikle hamile değilsiniz.
Funda Çatar
- Advertisement - N 26 yaşında, ev hanımı: “İlk cinsel deneyimimi 20 yaşındayken üstelik korunma yöntemlerinden yararlanmadan yaşamıştım. Bu ilişkiden sonra hamile kaldığım endişesine kapılınca, doğum belirtilerinin neler olduğunu öğrendim. Kısa bir süre sonra regl görmemeye başladım. Karnım gittikçe büyüyor, göğüslerim karıncalanıyor ve sabahları midem bulanıyordu. Mide bulantılarımdan sonra istifralarıma annem bile şahit olmuştu. Doktora başvurduğumda yapılan incelemede; göğüslerimde büyüme, cildimle lekelenmeler de tespit edildi. Zaman ilerledikçe bebeğimin hareketlerini bile hissetmeye başlamıştım. Test sonucunda hamile olmadığım ortaya çıktığında şok oldum. Hamileliğin tüm belirtilerini yaşarken, üstelik bebeğimi içimde hissederken testin negatif çıkması nasıl mümkün olabilirdi?” Y. K, 27 yaşında ev hanımı: “İlk görüştüğümde aşık olduğum eşimle mutlu bir birlikteliğimiz vardı. Ancak ailesi özellikle bir erkek çocuğu doğurmam konusunda baskı yapmaya başlayınca, evliliğimiz üzerinde adeta kara bulutlar dolaşmaya başladı. Ailesinin etkisi altında kalan eşim, hamile kalamadığım için gün geçtikte benden uzaklaşıyor en ufak bir sorun karşısında tartışmaya başlıyordu. “Ya çocuğum olmazsa?” “Ya eşim benden ayrılırsa?” kaygısı adeta beynimi kemirmeye başlamıştı. Böylesine yoğun endişeler içinde kıvranırken regl olmadığımı fark ettim. Artık sabahları mide bulantısıyla uyanmaya başlıyor ve soluğu lavobada alıyordum. Göğüslerimin de şiştiğini fark edince, artık hamile kaldığımdan emindim. Bu gelişmeyi eşim ve ailesiyle de paylaşınca evde şenlik yaşandı adeta. İki ay sonra eşimle birlikte doktora başvurduğumda, hamile olmadığım tespit edilince dünya başıma yıkıldı nerdeyse. Peki ben hamileliğin tüm belirtilerinin nasıl yaşamıştım?” Gerçek yaşam öykülerinden kısa kesitler sunduğumuz 16 yaşındaki S. N. ile 27 yaşındaki Y. K.’nın ortak noktası; yalancı hamilelik hastalığının etkisi altında kalmaları. Her iki kadın da yaşadıkları şokun ardından psikoterapi tedavisinden yararlanarak sağlıklarına kavuştular.
Psikiyatrist Dr. Serdar Serdaroğlu, yalancı hamileliğin genellikle Doğu kültürlerinde, özellikle yoğun erkek çocuk beklentisinin olduğu toplumlarda sık görüldüğüne dikkat çekiyor. Kadının çocuk sahibi olması, toplumda saygı görmesi ve evliliğinin yürümesi açısından son derece önem taşıyor. Çünkü pek çok kesimde anne olmayan kadın ailesinden ve eşinden hak ettiği değeri bulamıyor. Eşi ve ailesi tarafından erkek çocuk doğurması beklenen kadın, hamile kalamadığı takdirde yoğun bir endişeye kapılabiliyor. Zamanla ruhsal dengesi bozulunca da hastalıklı derecede çocuk beklentisi içine girebiliyor. Bir başka neden de, bu görüşün hakim olduğu bir toplumda yetişen kadının anne olmadığı takdirde kendini gerçek bir kadın olarak görememesi. İşte tüm bu faktörlerin sonucunda kadında yalancı hamilelik gelişmeye başlıyor. Psikiyatrist Dr. Ali Ayas da, düşük yapan, tüpleri bağlanan ya da rahmi ameliyatla alınan kadınlarda ağır üzüntü tepkisi olarak yalancı hamileliğin gelişebildiğini belirtiyor.
|