Diğer
    Ana SayfaPsikolojiYalnız kalmaktansa...

    Yalnız kalmaktansa…

    -

     

    30122013 yalnizlik4Yaşayanlar anlatıyor

    Annemin yaptığı hataya düşmeyeceğim

    Annem 65 yaşında ve çeşitli kronik hastalıklarla mücadele ediyor. Her şeyi var ama huzuru ve mutluluğu ne yazık ki yok. Çocukluğum boyunca onun mahzunluğunu fark eder ama üzerinde çok durmazdım. Birkaç yıl önce evlendim, bir kızım oldu, ikinci çocuğu düşünmeye başladım. Sanırım tüm bunları deneyimledikten sonra annem benim onu daha iyi anlayacağımı düşündü ya da artık daha fazla içinde tutmak istemedi, belki de mutsuzluğu nedeniyle af diledi, bilemiyorum; bir gün sabah kahvaltısı için ona gittiğimde sabah kahvemizi içerken birden konuya girdi. Babamla aslında severek evlendiğini, ilk yıllar her şeyin yolunda gittiğini ama zamanla yanlış bir evlilik içinde olduğunu anladığını söyledi. Gerçekten annem hep biraz mahzundu ama bizim evde hiç kavga gürültü olmazdı, herkes çok iyi anlaşıyor, geçiniyor gibi görünürdü. Bu yüzden o kadar şaşırdım ki annem başka birinin hayatından mı söz ediyor diye düşündüm. Hayır, tamamen kendini anlatıyordu. Ömrünü, başka türlüsüne alışık olmadığı için, yalnız kalmaktan korktuğu için aslında mutlu olmadığı bir evliliğin içinde sürdürmüş ve hatta her şeyi bile bile iki de çocuk doğurmuştu. Bunları ağabeyine anlatamam dedi. Benim benzer hatalar yapmamamı istedi. Yalnızlık korkusu ile mutsuz geçirilmiş bir hayat Bence kimse bunu hak etmiyor.

    Nazlı, 32, İstanbul

    - Advertisement -

     

    Arkadaşlarım yuva kurdu, ben depresyona girdim

    Ortaokul yıllarımdan beri hep bir sevgilim oldu. Bu konuda öyle başarılıydım ki tüm kızlar beni hayranlıkla izler, Nasıl oluyor da biri bitmeden ikinciye başlıyorsun? derdi. İlişkilerimi genellikle ben bitirirdim. Beni terk edecek erkek daha doğmamıştı! Sonra üniversite yılları ve ardından iş hayatı geldi. Ben yine daldan dala konmaya devam ettim. Çoğu erkek ile sevgili bile olmuyordum ama herkesi yedekte tutmak için flört ediyordum diyebilirim. Telefonlarım hiç susmazdı. Liseden, üniversiteden, yazlıktan, iş yerimden, bir önceki iş yerimden onlarca arkadaş arayıp dururdu. Her gün bir program, bir eğlence Böyle bakınca benden iyisi yok değil mi? Ancak zamanla herkes evlenmeye başladı. Geçindirmeleri gereken bir evleri, düşünmeleri gereken çocukları oldu. Etrafım ıssızlaştı. Adım adım depresyona sürüklendim. Bir uzmana gittim. Kendimi aynada görmek sarsıcı olsa da, bu daldan dala konuşların nedenlerini gördükçe, dibe vursam da kendi gerçeğimle yüzleşmeyi başardım. Artık kimseyi yalan hayatımın figüranı yapmıyorum ve yalnızlığımın tadını çıkarıyorum.

    İnci, 37, İstanbul

     

    Bir ilişki her zaman yalnızlığı gidermiyor

    Aslında çevremdekiler tarafından sosyal biri olarak tanımlansam da özellikle tüm yakın arkadaşlarım evlenmeye ya da uzun süreli birliktelikler yaşamaya başlayınca ben de yalnızlık korkusu içine girdim. Şu an 35 yaşındayım ve benim yaşımdaki her kadın gibi Ya hiç çocuğum olmazsa?, Ya herkes evlenir ben hep yalnız kalırsam? diye paniğe kapılmaya başladım. Belki de bu nedenle yanlış ilişkiler yaşadım. Özellikle de son ilişkimde düşündüğüm tarzda olmayan, benimle çok da ortak noktası bulunmayan biriyle birlikte oldum. İlişkinin yürümeyeceğini bile bile devam etmek ise tüm yaşantınıza yansıyor. Ayrılmak istiyorsunuz fakat geçmişte yaşadığınız kısa süreli ilişkileri düşündükçe vazgeçiyorsunuz. Yalnızlık beni öylesine korkutmaya başladı ki; ayrılık kararını aldıktan sonraki ilk günlerde sudan çıkmış balığa döndüm. Evde yalnız başıma kalmak istemiyor ve sürekli olarak çevremde insanların bulunmasını istiyordum. Oysa eskiden yalnızlığı çok severdim. Özellikle ilk hafta Tek başıma ben ne yapıyordum, kimlerle görüşüyordum ya da nerelere gidiyordum? gibi çelişkilere düştüm. Fakat yaşadığım ilişkinin benden aldıklarını görmeye başladıkça yalnızlıkla aramdaki eski dostluk tekrar eski halini almaya başladı. Tek başıma kalmanın, kitap okumanın ya da kendime özel yemekler yapmanın tadına varmaya başladım. İstediğiniz zamanda, istediğiniz şeyi yapmak kadar özgür olmak gibisi yok!

    Yalnızlığımı çok seviyorum!

    Şimdi şunu düşünüyorum; yalnızım ve yalnızlığımı gerçekten çok seviyorum. Eğer bir gün biri hayatıma girecek olursa yalnızlığıma da saygı göstermeli. Çünkü bu hayat benim. Evlendiler diye paniğe kapıldığım arkadaşlarımdan bazıları ilişkilerinin kötü gittiğinden, bazıları çocuklarının derdinden bahsediyor ve gözlerinde Keşke ben de biraz yalnız kalsam isteğini gördükçe kendimle ve güçlü duruşumla gurur duyuyorum. Hayatınızda biri olması yalnız kalmayacağınız anlamına gelmiyor. Siz hiç hazırlık yapmadan o sizi bırakıp gittiğinde yine tek dostunuzun kendiniz ve yalnızlığınız olduğunu unutmayın. Ben unutmuştum ve şu an hatırladığım için mutluyum. Evet, günübirlik ilişkiler yaşamak önerilecek bir yaşam tarzı değil, kabul ediyorum ama bazen birlikteyken sizin değerinizi unutan bir erkekle olmaktansa birkaç saatliğine bir erkeğin hayatının kadını olduğunuzu hissetmek çok daha güzel!

    Banu, 35, İzmir

     

    Yaprak ÇETİNKAYA

    Formsanté Dergisi Aralık 2013 sayısı



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz