Yaz aşkları denince, herkesin aklına gelip geçici ilişkiler, güzel güneşli günler gibi çabucak kayboluveren sevgililer gelir… Peki ya o, tam da hayallerinizdeki partnerse? Yaz aşkını uzun yıllar sürecek ciddi ilişkilere dönüştürmeyi başaran 5 okurumuz, hikayelerini bizimle paylaştılar…
''KONTROLÜ ASLA ELDEN BIRAKMADIM'' Bundan tam 4 yıl önceydi; en samimi 3 kızarkadaşımla uzun zamandır yapmayı hayal ettiğimiz tatil planını nihayet gerçekleştirdik ve Çeşme'ye gittik. Öyle bir dönemdeydik ki, hepimiz sevgililerimizden -hatta birimiz eşinden- yeni ayrılmıştık ve kelimenin tam anlamıyla asla unutamayacağımız çılgın bir tatil geçirmeyi planlıyorduk. Gerçekten de, o tatilin muhteşem geçeceği uçakta ilk sinyallerini verdi. Tıpkı bizim gibi bekar ve bizim gibi Çeşme yolcusu bir erkek grubuyla yan yana düşmüştük. Tabii ki, tahmin edeceğiniz gibi vakit kaybetmeden Çeşme'de bol bol görüşmek üzere sözleştik. Otele vardığımızda her birimiz en çok kimi beğendiğimize karar vermiştik bile… Beni en fazla etkileyense, diğerlerine göre daha sakin yapısı olan Cem'di. Onlarla ilk akşam Alaçatı'ya indik. Diğerleri, geceyi birbiri ardına fondip yapılan içkilerle geçirip, sonunda da giysileriyle denize atlarken biz aralıksız olarak sohbet etmeye devam ettik. Kafa yapımız o kadar uyuşuyordu ki, gruptaki diğer herkes gibi -bu niyetlerini çok açıkça belli ediyorlardı- tatil bittiğinde bu ''SEKSİ HEP ERTELEDİM'' Uzun yıllar bir reklam ajansında grafikerlik yaptıktan sonra, ajansın kapanması üzerine işsiz kalmıştım. Hayli yüklü bir tazminat almış ve metin yazarı arkadaşımla yeni bir ajans kurmak için ilk girişimlere başlamıştım. Öncesinde ihtiyacım olansa, hep hayalimdeki tatile çıkmaktı; bembeyaz kumsallar ve turkuvaz renkli suların üzerine uzanan palmiye ağaçları… Yıllardır rüyalarımda gördüğüm bu kartpostal gibi görüntünün içinde olma zamanı gelmişti. Butik turlar düzenleyen bir seyahat ajansıyla görüştüm ve yerimi ayırttım. Grubumuz fazla kalabalık değildi; 2 balayı çifti, 25. evlilik yıldönümlerini kutlayan bir diğer çift ve o! Atletik vücuduyla tam bir sporcu olduğu her halinden belli olan Mert. Aynı zamanda Boğaziçi Ekonomi Bölümü öğrencisiydi ve İngiltere'de yüksek lisans parası biriktirmek için tur rehberliği yapıyordu. Uzun yolculuğun ardından, dünyadaki cenneti andıran adamıza vardık. Ve muhteşem bir tatil başladı; biz de bir anda grubun 4. çifti oluvermiştik. Herkes partneriyle kumsalda kendisine gizli bir köşe bulduğunda biz de Mert'le başbaşa kalıyorduk. Onun da benden hoşlandığı çok belliydi… Ve bir ilişkiyi ertelemek neredeyse imkansızdı. Ama bana göre esas mesele, ilişkinin tam olarak nasıl bir ilişki olacağıydı. Kararımı verdim ve ant içtim: Aslında hiç de tutucu biri olmamama rağmen ne olursa olsun, onun odasına gitmeyecek ve bu adadan onunla beraber olmadan ayrılacaktım! Çünkü biliyordum ki, bir kez beraber olursak, bazı şeyler büyüsünü kaybedecek ve bu ilişki burada kalmaya mahkum olacaktı. Bu kararı uygulamam pek kolay olmadı elbette; ama her şeye rağmen, bir şekilde gecenin sonunda odama yalnız kaçmayı başardım. Tatil dönüşünde, telefon numaramı alan ve neredeyse saat başı beni arayan o oldu. Döndükten kısa bir süre sonra okul işleri için İngiltere'ye gitmesine rağmen aramızdaki bağı hiç koparmadık. Bir ay sonra Türkiye'ye döndüğünde ise, mükemmel ve uzun süreli bir ilişki için her şey hazırdı. - Advertisement - Devamı 2009 Ağustos sayımızda… |