Sağlıklı bir yaz geçirmenin ilk adımları; geniş kenarlı şapkalar, açık renkli incecik giysiler, az güneş ve bol su. Dikkat etmeniz gereken belirtiler ve alınacak önlemler ise bu yazıda…
Bu sene yaz gelmedi derken sıcaklıklar birden yükselmeye başladı. Güneş pırıl pırıl parlıyor, sahiller şenleniyor, birçok kişi kendini sokaklara atıyor, evlerinde olanlar ise klimanın düğmesine basıp serinliyor. Hayat tarzımızdaki bu değişiklikler bazı hastalıkları da beraberinde getiriyor. Yazın tadını sağlıklı bir şekilde doyasıya çıkarmak için dikkat edilmesi gerekenleri İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuncay Filiz’e sorduk.
● GÜNEŞLENİRKEN KAVRULMAYIN
Yazın, güneş ışınlarının doğrudan etkisi altında kalıyoruz. Bazı kişiler güneş ışınlarından fazla etkilenmezken bazı kişiler ise fotosensitivite denilen aşırı bir duyarlılık gösterebiliyorlar. Ancak her koşulda herkesin güneşten korunmaya özen göstermesi gerekiyor.
Belirtiler:
Uzun süre güneşe maruz kalındığında UV ışınları, ciltte önce kızarıklık, daha sonra da içi su dolu kabarcıklara neden oluyor. 2-4 saat içinde kızarıklık, ağrı, şişme oluşuyor. Bu duruma birinci derece güneş yanığı adı veriliyor. İçi su dolu kabarcıklar oluşmuşsa ikinci derece yanık oluyor.
Nasıl tedavi ediliyor?
Ağrı ve sıcaklık duygusunu azaltmak için parasetamol ya da ibuprofen grubu ilaçlar kullanın. Soğuk su ile ıslatılmış bez kompresi yapın. Lokal anestezik içeren nemlendirici kremler sürün. Yağlı ve kalın pomatlar sürmekten kaçının. Bol su için.
Nasıl korunmalı?
● 10.00-16.00 saatleri arasında güneşe çıkılmamalı.
● 11.00-14.00 arasında gölgede dahi durulmamalı.
● En az 20-30 koruma faktörlü güneş koruyucu kullanılmalı. İçeriğinde parsol, mexoryl, titaniumdioksid ve zinc oksid olanları tercih edilmeli.
● Açık renkli, sıkı dokunmuş, uzun kollu giysiler giyilmeli.
● Geniş kenarlı, ensenizi ve kulaklarınızı da koruyacak şapkalar takılmalı.
● UV korumalı güneş gözlükleri kullanılmalı.
Unutmayın!
Yaz aylarında güneşe bağlı egzamalar ve diğer döküntülü deri hastalıkları sık görülüyor. Bu nedenle güneş altında şapkasız dolaşmayın. Cilt rahatsızlığınız varsa gömlek ve uzun paçalı şortlar ile kollarınızı ve bacaklarınızı koruyun.
● SUSUZ KALMAKTAN KAÇININ
Hepimiz yaz aylarında daha çok terliyor ve su kaybediyoruz. Bu kayıp, yaşam için önemli olan sodyum, potasyum gibi minerallerin kaybını da beraberinde getiriyor. Eğer su ve mineral kaybı, bol su içerek yerine konulmaz ise hastalıklara yol açıyor.
Belirtiler:
Susuzluk kendini, halsizlik, yorgunluk, tansiyon düşüklüğü ve nabız zayıflığı ile gösteriyor.
Nasıl korunmalı?
Günde en az 2-2.5 litre su içerek bu tehlikelerin önüne geçilebiliyor. Özellikle bebeklere ve çocuklara bol su ve taze meyve suları içirilmesi gerekiyor. Alkolün ise yaz aylarında özellikle daha ölçülü tüketilmesi öneriliyor.
SPF NEDİR?
Güneş ışınlarından koruyucu ürünlerin üzerindeki SPF (Sun Protection Factor) yazısı, güneş koruyucu faktörün gücünü ifade ediyor ve ürünün ultraviyole ışınlarını cilde ne oranda geçirdiğini belirtiyor. Örneğin, 20 faktörlü bir ürün, UV’nin 1/20’sine geçiş izni veriyor. Genelde 15- 20 koruma faktörlerinin yeterli olduğu bilinse de güneş yanıkları için en tehlikeli saatler olan 10.00 ile 14.00 arasında, 30 koruma faktörlü ürünlerin kullanılması öneriliyor. Koruyucu ürünleri güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürmek gerekiyor. UVB, derinin renginde koyulaşma ve yaşlanma ile kansere neden oluyor. Yanık, güneş ışınlarına karşı ani bir tepki olarak ortaya çıkıyor. UVB kızarıklığı 12-24 saatte oluşuyor, 3-5 gün içinde geçiyor. UVA ise daha hafif bir yanık yapıyor. Çil dediğimiz lekelere neden oluyor. UVA kızarıklığı 4-16 saatte zirveye ulaşıyor, 2-5 gün içinde soluyor.
KLİMA İYİDİR AMA…
Klima ile serinlemek elbette hakkımız. Ancak bilinçli davranmak gerekiyor. İç ortam ısısı ile dış ortam ısısı arasındaki ayar önem taşıyor. Oda ısısının, dış ortam ısısından 10-12 derece düşük olması gerekiyor. Klima esintisi doğrudan yüze, enseye, sırta ya da göğse gelmemeli. Klimaya doğrudan hedef olmak; sinüzitin yanı sıra fibromiyalji olarak bilinen baş, boyun ve omuz ağrılarına neden oluyor. Klimadan korunmak için evimizin içinde nerede oturacağımıza karar verebiliyoruz. İşyerlerinde ise plan şart. Klimaların montajı ve personelin oturma düzeni için iş yeri hekimlerinin görüşlerinin alınması gerekiyor.
● TUZ KAYBI SICAK KRAMPLARINA NEDEN OLUYOR
Aşırı terleme ve bunun sonucunda oluşan tuz kaybı nedeniyle oluşan sıcak krampları yaşanıyor.
Belirtileri:
En sık bacak kaslarının kasılması olarak görülüyor. Nadiren de karın kasları ve parmaklarda kasılma oluyor.
Nasıl tedavi ediliyor?
Kramp girdiğinde hemen serin bir ortama çekilmek, hem su hem de tuz ihtiyacını ölçülü bir şekilde karşılamak gerekiyor. Bunun için tuzlu ayran, maden suyu ya da bir su bardağı içerisine yarım çay kaşığı tuz karıştırıp yavaşça içebilirsiniz. Kramp giren kaslara kesinlikle masaj yapılmaması gerekiyor.
Unutmayın!
Sıcak krampının, bitkinlik ve güneş çarpmasının ön belirtisi olduğunu unutmayın. Bu nedenle en az 12 saat istirahat etmeli, kişi sporcu ise asla yarışmaya çıkmaması ve en az 24 saat dinlenmesi gerekiyor.
● SICAK BİTKİNLİĞİ TANSİYONU DÜŞÜRÜYOR
Sıcak, damarlarımızda genişlemeye neden oluyor. Damarlar genişleyince tansiyon düşüyor ve organlarımız yeterince kanlanamıyor. Bitkinlik, aşırı sıcak ve nem oranı yüksek ortamlarda çalışanlarda daha sık görülüyor.
Belirtileri:
Başlıca yakınmalar baygınlık hissi ya da bayılma, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi.
Nasıl tedavi ediliyor?
● Hasta derhal serin ve gölge bir ortama alınmalı.
● Üzerindeki giysiler çıkarılmalı.
● Tansiyon düşük ise sırt üstü yatırılmalı, bacakları yukarı kaldırılmalı.
● Ateş yüksek ise ılık suya batırılmış sünger ile silinmeli.
● Bilinci yerinde ise tuzlu ayran ya da limonata içirilmeli.
● Bilinç kaybı ya da kalp-damar hastalığı var ise 112 aranmalı.
SICAK ÇARPMASI ACİL BİR DURUMDUR
Sıcak çarpması, sıcağa bağlı acil durumların içinde en önemlisi olarak kabul ediliyor ve hayati risk taşıyor. Havadaki nem oranı yüzde 60’ı aşmışsa tehlike artıyor. Bu nedenle son derece hızlı bir müdahale gerekiyor.
Belirtileri:
İlk belirtiler baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, bilinç bulanması olarak başlıyor. Ateş, 40 dereceyi aşıyor ve inatçı seyrediyor. Beyin hücrelerinde ciddi tahribatlara yol açabiliyor. Aşırı terleme ve su kaybı ile birlikte bilinç bulanıklığı hatta bilinç kaybı, hızlı solunum, hızlı nabız ve tansiyon düşmesine neden olabiliyor.
Nasıl tedavi ediliyor?
Sıcak çarpmasında da sıcak bitkinliğindeki ilk müdahale gerçekleştiriliyor. Ancak ateş birdenbire düşürülmüyor. Vücudu ılık suya batırılmış sünger ya da çarşaf ile ıslatmak yeterli oluyor. Ateş 39 dereceye indiğinde soğutma işlemi yavaşlatılıyor. Çünkü ateşin ani olarak düşürülmesi tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor. Sıcak çarpması vakalarının tümünde Acil Servis 112’nin aranması gerekiyor.
Nasıl korunmalı?
● Açık renkli, bol giysiler giyilmeli.
● Serin mekanlar tercih edilmeli.
● Alkol kullanılmamalı.
● En az 2.5 litre sıvı tüketilmeli.
● Ayran, limonata, maden suyu içilmeli.
● Yağsız, hafif yemekler tüketilmeli.
● Şapkasız dolaşılmamalı.
● 10.00-15.00 arası dışarı çıkılmamalı.
Unutmayın!
Kalp-damar hastalığı olanlar, beta bloker ilaç alanlar, teskin edici veya idrar söktürücü ilaç kullananlar ve yaşlılar, sıcak çarpmasından daha çok etkileniyor.
● TETANOS RİSKİNE DİKKAT!
Yaz aylarında delici yaralanmalar sık yaşanıyor. Bu durum da tetanos riskini yükseltiyor. Tedaviye rağmen ölüm oranı yüzde 30’u bulan çok tehlikeli bir hastalık olan tetanostan korunmanın tek yolu ise düzenli aşılanmaktan geçiyor. Aşıları düzenli olan erişkinlerin, her 10 yılda bir mutlaka tetanos aşısı yaptırmaları öneriliyor. Daha önce 3 doz aşı uygulandığından emin olmayanların ise 3 dozluk seri aşı olması gerekiyor.
BAŞ AĞRISI YAZIN DAHA DA ÇEKİLMEZ OLUYOR
Baş ağrısı çekmeyenimiz yok gibi… Hele yaz sıcaklarında dayanılmaz oluyor. Sıcak bitkinliği, sıcak çarpmaları, yükselen tansiyon, sıcak ve nem ile tetiklenen migren krizleri, yaz aylarında sık görülen baş ağrısı nedenleri arasında yer alıyor. Baş ağrısının her şeklini önlemenin ilk ve önemli adımı, serin bir ortama çekilmek. İkinci adım ise şapkasız dolaşmamak, açık renkli, bol ve rahat giysiler tercih etmek.
● GIDA ZEHİRLENMESİ ARTIYOR
Yazın sıcak ortam, gıdaların çabuk bozulması için en elverişli koşulu sağlıyor. Gıdaların bozulması ise tehlikeli mikropların üremesine yol açıyor. Gıda zehirlenmesine neden olan 300’e yakın mikroorganizma bulunuyor. Mikropların dışında besinlerin içeriğindeki zehirli birtakım kimyasallar da bu duruma neden olabiliyor. Bunların kesin ayrımı zor olsa da klinik tecrübe ve tedaviden yola çıkarak pratik tanıya ulaşmak mümkün olabiliyor.
Belirtileri:
Dışkı; su gibi ve şekilsiz, kötü kokulu, bazen kanlı olabiliyor.
Nasıl korunmalı?
Pişmiş de olsa tüm yemekler gündelik tüketilmeli, açıkta bırakılmamalı, buzdolabında muhafaza edilmeli.
Unutmayın!
Gıda zehirlenmesinden en çok bebekler, yaşlılar ve başka bir hastalık nedeniyle vücut direnci düşmüş olanlar etkileniyor.
DENGESİZ BESLENME
Uykusuz yaz geceleri, kahvaltı alışkanlığımızı unutturuyor. Oysa yaz aylarında da kahvaltının asla atlanmaması gerekiyor. Öğün araları pasta, kurabiye, kolalı meşrubatlar değil, şeftali, karpuz, kavun, kayısı gibi sulu ve vitaminden zengin yaz meyvelerinin tüketilmesi ve bol su içilmesi gerekiyor. Yaz beslenmesi; bebekler, çocuklar, hamileler ve kalp-damar hastalıkları açısından da titiz olmayı gerektiriyor. Dengeli beslenme, yüksek tansiyon, böbrek hastalığı ve şeker hastalığı olanlar için de büyük önem taşıyor.
İSHALİ İHMAL ETMEYİN
Yaz aylarında gıda zehirlenmelerine bağlı olarak ortaya çıkan ishaller, ciddi sorun yaratabiliyor.
Belirtileri:
İshalin yanı sıra ateş ve titreme görülebiliyor.
Nasıl tedavi ediliyor?
İshalin uzun ve inatçı olması ya da ishale ateşin eşlik etmesi durumunda tedavi mutlaka doktor kontrolünde yapılıyor. İshal halinde yapılacak ilk iş bol su içmek. Gelişigüzel ishal kesici ilaçlar kullanılmamalı. Eğer aşırı kusma nedeniyle su içemiyor, tansiyon düşüyor ve bilinç bulanıyorsa en yakın sağlık merkezine başvurulmalı. Ne türden olursa olsun eğer ishal var ise diyet esastır. Bu nedenle bağırsakları uyaran çiğ sebze ve meyveleri birkaç gün yememek gerekiyor. Yağ ve yağlı yiyecekler sofradan kaldırılmalı. Eğer doktorunuz önermediyse ishal kesici ilaç kesinlikle kullanılmamalı.
YÜKSEK NEM KALP HASTALARI İÇİN RİSKLİ
Sıcak hava ile birlikte artan nem oranı, kalpdamar hastalıkları için risk oluşturuyor. Nefes darlığı, derin nefes alıp ciğerlerini daha fazla hava ile doldurma isteği, göğsünde bir baskı ya da sıkıntı hissi, çarpıntı ya da yüreğin ağza gelme duygusu, yaz sıcaklarında kalp hastalarının sık dile getirdikleri yakınmalar arasında yer alıyor. Özellikle yaşlılarda, kalp-damar hastalarında ve tansiyon ilacı kullananlarda ciddi su ve mineral dengesizliği ortaya çıkıyor. Aşırı halsizlikle birlikte bilinç bulanıklığı oluşabiliyor. Ani sıvı kayıpları tansiyon düşüklüğüne neden olabileceği gibi tansiyon yükselmesini tetikleyerek beyin kanamasına yol açabiliyor. Sıcak, nem ve ter, tansiyon ilaçlarının etkinliğini bozabiliyor. Bu nedenle kalp hastalarının bu dönemlerde yakından takip edilmesi gerekiyor.
Yaprak Çetinkaya
Formsante Dergisi Ağustos 2011 Sayısı