Diğer
    Ana SayfaİlişkiYeni nesil arzu nesneleri: Seks romanları

    Yeni nesil arzu nesneleri: Seks romanları

    -

    Annelerimizin elinden düşmeyen Beyaz Diziler yerini yoğun cinsel içerikli romanlara bıraktı. İki çocuk annesi bir ev kadınının fantezileri, pek çok kadının belki de ilk kez erotik kitaplar okumasına sebep oldu. Tüm dünyada kadınların elinden düşürmediği bu romanlarla ilgili uzmana sorduk: Neden erotik romanlar okuyoruz? Sakıncası var mı? Cinsel hayatımıza neler katar? Daha ateşli bir seks yaşantımız olur mu ve daha fazlası…

    Cinsel içerikli kitapların tarihi, çok eski zamanlara dayanıyor. Fransız edebiyatının ustalarından Marquis de Sadeın en önemli eserlerinden Sodomun 120 Günü, günümüzde hala bir sapkınlık destanı olarak kabul ediliyor. Sadeın hapishanede yazdığı bu romanın bazı ülkelerde satışı yasak. Eskiden kapalı kapılar ardında okunan erotik romanlar, iki çocuk annesi bir kadının edebiyat dünyasına adım atmasıyla farklı bir boyuta taşındı. İngiliz Erika Mitchellın E.L. James takma adıyla yazdığı Grinin Elli Tonu üçlemesi, tüm dünyada olduğu gibi Türkiyede de deyim yerindeyse peynir-ekmek gibi satıyor. Edebiyat öğrencisi Anastasianın, başarılı bir iş adamıyla yaşadığı cinsel yoğunluklu ilişkiyi konu alan Grinin Elli Tonu romanını ve cinsel hayatımıza etkilerini İstanbul Psikiyatri Enstitüsünden Uzman Klinik Psikolog Tuğba Kaplanhan ile konuştuk.

     

    Her tarafta cinsel içerikli kitap okuyan kadınlar görüyoruz. Türk kadını cinsel açıdan bir değişim süreci mi yaşıyor?

    - Advertisement -

    Türk kadını cinsel açıdan komplekslidir. Sosyal açıdan bakacak olursak, bir kadın Bu akşam dışarı çıkmak istemiyorum diyebilir ama belki de dışarı çıkmak için ısrar bekliyordur. Cinsel olarak ise erkekler kadar rahat ve sık uyarılmıyorlar. Erkeklerin uyarılması ve hatta sertleşmesi daha kısa sürüyor. Bir fotoğraf, iç çamaşırı ya da ufak bir frikik bile erkekleri ereksiyona hazırlayabilir. Malesef Türkiyedeki kadınların yüzde 30u hiç orgazm olamamaktan yakınıyor. Kadınlar yatağa zihinleriyle ve ruhlarıyla birlikte giriyor. Bir kadının ruhunu elde etmek her zaman çok kolay olmuyor. Mumlar yakmak, güzel şeyler söylemek gerekebiliyor. Kadının cinselliğe hazır olması için zihinsel olarak rahat olması gerekiyor. Bu da erkeğin pek beceremediği bir şey… Bundan 50 yıl öncesine kadar kadınlar, sırf kocaları istediği ve bebek doğurmak için cinsel ilişkiye giriyordu. Kadın için cinselliğin tek amacı doğurmak, üremek veya soyun devamlılığıydı. Ama şu anda öyle değil. Kadınlar artık kendi dişilikleriyle barıştı. Sosyal hayattaki etkinlikleri arttıkça, kendi doğurganlıklarını ve dişiliklerini eş zamanlı yaşamaya başladılar. Önceden cinsellik bebek için istenirdi, bebek olduktan sonra dişilik kenara atılır ve anne rolü giyinilirdi. Şimdi kadınlar, dişi olarak, anne olarak, iş kadını olarak her şekilde hayata tutunma içinde.

     

     

    Kadının hayatına daha fazla cinsellik mi girmesi gerekiyor?

    Toplumumuzda şöyle bir anlayış hakim; cinselliği konuşan kadın basit kadındır, cinselliği isteyen kadın ucuz kadındır. Bunlar hem erkeği hem de kadını kötü etkileyen düşünceler. Bugün bu kliniğe gelen birçok kadın danışanım, kendi vajinasına bile bakamıyor. Kadın, eşinin penisini keşfetmekten de çok uzak çünkü henüz kendi erojen bölgelerini keşfetmiş değil. Önce kadının kendi erojen bölgelerini keşfedip, eşi ile bunları konuşup, vücudu üzerinde yeni bir yolculuğa çıkması gerekiyor aslında. Bu aynı zamanda ruhsal bir yolculuk da olmalı. Eşinin kadını mutlu etmesi, onun ruhunu elde etmesi, ardından da cinsel olarak onu nasıl tatmin edeceğini bilmesi; bunları kadının da talep ediyor olması gerekir. Biz kadınlar çok komplike yaratıklarız. Erojen bölgeler de kadından kadına değişir. Kadın, eşinden Beni omzumdan öpmeni istiyorum veya Göğüslerimle oynamanı istiyorum gibi taleplerde bulunmalı. Cinsellik bir dans gibi aslında. Eller ve ayaklar aynı hizada olursa, ortaya muhteşem bir gösteri çıkar. Eller dolanır, ayaklar birbirine basarsa kaos olur.

     

     

    Kadınların cinsel hayatına kitapların bir katkısı var mı?

    Düşünün eğer bir erkek kadınına gün içerisinde Akşam seni göklere uçurmak istiyorum çünkü seni çok arzuluyorum diye mesaj atsa gece o kadının cinselliğe hazır olmaması zor bir ihtimal. O mesaj sayesinde kadın gün içinde seksi hayal edecek, düşünecek, arzulayacak ve buna zihnini hazırlayacak. Kitaplar da bu mesaj görevini görüyor. Amerikada ilk çıktığı zamanlarda bu cinsel içerikli kitaplar satış rekorları kırdı. Genel söylenen şey, bu kitapları okuyan kadınların cinsel yaşamlarının daha iyiye gittiği yönünde. Kadınlar diğer bir kadının neden hoşlandığını, neyi talep ettiğini, neyi arzuladığını, nasıl tatmin olduğunu, nasıl zevk aldığını okumuş oluyor. Zihinsel olarak buna kendini hazırlıyor. Kendi zevk alabileceği şeylere, vücuduna odaklanıyor. Bu kitaplar, okuyan için cinselliği konuşabildiği yeni kız arkadaşı oluyor. Bildiğiniz gibi kadınlar, seks deneyimlerini kendi aralarında konuşamıyor. Ortaokul, lise çağındaki erkekler konuşur ama kızlar konuşmaz.

     

     

     

    Neden konuşmazlar?

    Kadınlar kıskançtır. Bu yüzden cinsel deneyimlerini birbirleriyle fazla paylaşmazlar.



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz