Diğer
    Ana SayfaGüzellikYeni yılın estetik trendleri

    Yeni yılın estetik trendleri

    -

    Sadece modada trendler değişir diye düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz çünkü yeni yöntemler, yeni istekler sadece modacıların çizimlerine değil plastik cerrahların neşterlerine de yön veriyor. Eskiden güzel bulunan bugün sıradan kabul edilirken, yeni güzellik anlayışı da trendlere uyuyor.

    Güzellik her ne kadar bakanın gözüne göre değişen göreceli bir kavram olsa da estetik kaygılar çok değişmiyor. Özellikle de kadınlar ne kadar güzel görünürse görünsün bazen burnunu, bazen dudağını bazen de hiç aklınıza gelmeyecek ufacık bir kusurunu kendine yük ediyor ve ondan kurtulmak için elinden geleni yapıyor. Durum böyle olunca moda gibi estetik trendleri de sürekli değişiyor. Yeni yöntemler ve yeni uygulamalar kadınları en kolay ve en hızlı şekilde istedikleri şekle sokmaya çalışıyor. Yeni bir yıla girdiğimiz bugünlerde eğer siz de eskide kalmamak ve yeni trendler hakkında bilgi almak istiyorsanız Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serkan Dinar’ın değişen estetik yöntemler ve trendler hakkında verdiği bilgilere kulak vermelisiniz.

     

    - Advertisement -

    Ameliyatsız seçenekler tercih ediliyor

    Op. Dr. Serkan Dinar, “Hastalar, ameliyatlı seçeneklerin yanında artık ameliyat olmadan nasıl gençleşebileceklerine yöneldi. Tıp dünyası, bu nedenle ameliyatsız yöntemler hakkında çalışmalar yapıyor. Buna bağlı olarak lazer ve radyofrekans teknolojileri de gelişti. Örneğin plastik cerrahlar olarak yüz germeyi daha çok tercih etsek de, lazerli yüz gençleştirme yöntemleri (yüz germe ameliyatındaki etkiyi tam olarak yaratmasa da) bu yıl çok tercih edilecekler arasında yer alıyor. Lazerli yöntem tabii ki ameliyat kadar gergin bir ifade yaratmıyor fakat yüzde bir miktar gerginlik olmasını sağlıyor ve aynı zamanda genç bir bakış sunabiliyor. Ameliyattan daha kolay bir yöntem ve bu nedenle hastalara kolaylık sağlayabiliyor” diyor. 

     

    Yeni devrim; yağ enjeksiyonları

    Son birkaç yıldır ismini sıkça duyduğumuz artık neredeyse botoks kadar kullanılan bir yöntem de kök hücreden zenginleştirilmiş yağ enjeksiyonları oluyor. Önceleri kök hücrenin kemik iliğinde olduğu biliniyordu ama şimdi yağ hücresinde daha fazla olduğu saptandı. Bu yüzden kök hücreden yoğunlaştırılmış yağ enjeksiyonuyla yüz gençleştirme sıkça uygulanıyor. Kök hücrenin uygulanabilmesi için önce liposuction ile yağ fazlalığı olan bölgeden o yağın alınması gerekiyor. Basen bölgesinden ya da karın bölgesinden alınan yağın yüzde 50’si hücre için ayrılıyor, yüzde 50’si de kişinin kendi yağı oluyor. Hücrelerinden ayrıştırıldıktan sonra alınan yağ, dolgu şeklinde vücuda veriliyor. Yağ enjeksiyonu tüm hücrelere hem yağın tutulmasını sağlıyor hem de o hücrenin gençleşmesine yardımcı oluyor. Bunun yanında radyofrekans teknolojisi de tercih ediliyor. Bu yöntem cilt altını ısıtarak cildin yapı taşı kolajeni artırmaya, böylece cildin elastikiyetini artırarak daha gergin ve daha canlı bir cilt yaratılmasına yardımcı oluyor. Kendi kanınızdaki akıllı hücrelerin ayrıştırılıp cilde uygulanması yöntemi olan PRP de son yıllarda oldukça popüler. Bu yöntem de ciltteki kolajeni artırarak daha parlak bir cilt görünümü yaratmayı amaçlıyor. Saç için de uygulanabilen PRP, ince telli, zor uzayan saçlar için özellikle de dökülme varsa tercih edilebiliyor. 

     

    Kaşlar ilk sırada yer alıyor 

    Son yıllarda kaşlarda kalın hatlar moda. Buna bağlı olarak dövmeyle kaş kalınlaştırma yöntemi çok tercih ediliyor. Fakat dövme kötü yapılırsa daha kötü bir görüntü ortaya çıkabiliyor. Op. Dr. Serkan Dinar, “Kaş kalınlaştırmanın en doğal yolu kaş ekimi. Bu işlem saç ekimi gibi yapılıyor. Kendi saçınızdan kökler alınarak kaşlara ekiliyor. Yaklaşık iki saatlik bir işlem ve enseden tek tek saç kökü alınarak yapılıyor. Bant şeklinde de alınabiliyor. Daha sonra bu saç kökleri ayrıştırılıyor. Kaş bölgesi ne şekilde isteniyorsa çiziliyor. Bu işlemdeki dikkat edilmesi gereken şey kaşların yönü. Eğer kaşlar eğri dikilirse eğri büyüyebiliyor, tam dik dikerseniz karşıya doğru uzayan kaşlar olabiliyor. Bu nedenle doğru yönde dikmek çok önemli. Kaşlar, saç kökü gibi davrandığı için altı ay içinde istenilen uzunluğa erişiyor. Hatta saç özelliğinde olduğu için sonrasında da uzamaya devam edebiliyor. Bu durumda kaşları bir süre kesmeniz gerekebiliyor. Dokular konduğu yerin özelliğine uymaya çalıştıkları için birkaç yıl içinde saç kökleri orada kaş gibi davranmaya başlıyor ve uzama durarak belirli bir boyda kalıyor. Kirpik için de aynı işlem yapılabiliyor. Özellikle yapıştırılan kirpiklerden muzdarip olan hastalar oluyor. Kirpikler çıkartılırken yapışkanla birlikte kendi kirpiklerine de zarar verebiliyor. Kaş ekiminden sonra görüntü kötü olmuyor. Birkaç gün nemlendiricili, antibiyotikli kremler sürülüyor ve bir hafta sonra da hasta tamamen iyileşiyor” diyor.



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz