Jeffrey YoungİSTANBUL’DA BİR AMERİKALI; JEFFREY YOUNG. MODELLİK YAPMIŞ, DÜNYAYI DOLAŞMIŞ. ŞİMDİ YOGADAN VE İSTANBUL’DAN YANA KARAR KILMIŞ. HER İKİSİNİ DE HEYECAN VERİCİ BULUYOR, HER İKİSİNİN DE RUHUNA İYİ GELDİĞİNİ, KENDİSİNİ MOTİVE ETTİĞİNİ SÖYLÜYOR. JEFFREY İLE “BURADAKİ ‘BEN’İ SEVİYORUM” DEDİĞİ İSTANBUL’U VE EN İYİ YATIRIM OLARAK DEĞERLENDİRDİĞİ YOGAYI KONUŞTUK…
Türkiye’de yaşamaya başlama hikâyenizi anlatabilir misiniz? Nasıl oldu da kendinizi burada, İstanbul’da buldunuz?
Bu yılın ocak ayından beri İstanbul’dayım. Ama zaten 2003’kışından beri çeşitli zamanlarda gidip geliyordum. Burada her zaman çok büyük sevgi ve destek gördüm. Birinin dinlemeye şansı olursa İstanbul’un çok enteresan hikâyeleri var. Örneğin daha birinci köprü bile yapılmamışken hayatın nasıl olduğunu dinlemeye bayılıyorum. İstanbul’un tarihini ve bugünkü modern kültürünü ilham verici buluyorum. Bu şehir benim için kendimi tekrar organize ett iğim, odaklandığım, gücümü ve ruhumu toparladığım bir şehir oldu. ‘Evimde’, Los Angeles ve New York’ta geçirdiğim birkaç yıldan sonra İstanbul’a dönmek benim için kolay bir karardı. Neden sonsuz bir şekilde beni etkileyen, motive eden ve ilham veren bu şehirde yaşamayayım? İstanbul’daki ‘ben’i seviyorum. Tüm bunların yanında, beni harika bir şekilde destekleyen bir kız arkadaşım var. 2006’da Nalan’la tanıştıktan sonra, ayrı kaldığımız dönemlerde hep İstanbul’a dönmenin, ilişkimize ve hayata orada devam etmenin ne kadar hoş olabileceğini konuştuk. Şimdiye kadar da her şey harika gitt i. Yoga Şala’da dersler vermeye başladım. Etiler stüdyoda pazartesi akşamları Mens Club yoga derslerine başladık. Bu dersler sadece erkekler için olacak. Ayrıca sağlık koçluğu da yapıyorum. New York’taki Bütünleyici Beslenme Enstütüsü’nü bitirdim. Yeditepe Üniversitesi’nde de Gastronomi ve Mutfak Sanatları okuyorum.
Neden yoga?
Bence bir insanın yapabileceği en iyi yatırım kendisinedir. Yoga da benim için çok değerli bir yatırım oldu. Kendinize pratik yapacak zaman tanırsanız ve eğilimlerinizin farkındalığına varırsanız, bu sizin sadece fi ziksel olarak değil, ruhsal olarak da gelişmenizi sağlar.
“Spor yapmayan bir kadınla birlikte olmam” diyorsunuz. Nedenlerini biraz açar mısınız? Spor, iki bireyin ilişkilerini üzerine kurabilecekleri harika bir ortak temel bence. Yani, bundan sonra birlikte sağlıklı yaşamaya, iyi yemeye ve mutlu ve enerji dolu uzun bir yaşama odaklanabilirsiniz. Tabii ki aşk içinde her türlü acı, hastalık vardır. Fakat sevdiğin kişiyi acı çekerken görmek gerçekten çok üzücü. Üstelik bazı sorunların aktif ve sağlıklı bir yaşam sürerek engellenebileceğini bilirken. Aktif bir yaşam, aynı zamanda stresin azaltılmasına yardımcı olur ve zihni temizler. Bu da ilişkiye son derece pozitif bir şekilde yansır. Tabii bir de şu var; kadın fiziksel olarak aktif olursa vücudunu da önemser, ki bu da benim için bir esin kaynağıdır.
‘ENERJİMİZİ YENİLEMEYE İHTİYACIMIZ VAR’
Türkiye’de erkekler pek yoga, pilates gibi aktivitelerle ilgilenmezler. Takım sporları gibi erkekçe aktiviteler gibi düşünülüyor ve yoga sınıfl arı genelde sadece kadınlardan oluşuyor. Sizce yoga bir erkeğe neler kazandırır? Türkiye’de erkekler, hem bireyler hem de gruplar olarak oldukça ateşliler. Bunu futbol maçlarında, arkadaş ilişkilerinde, yemeklerde, dinde ya da politikada gözlemleyebilirsiniz. Tutku, hırs elbette ilerleme kaydetmek için harika bir şey ama hep verici olmanızı da gerektirir. Zamanınızı, enerjinizi verirsiniz, barışçıl bir konuşmadan sağlanacakları bağırıp çağırarak tüketirsiniz. Bu noktada yoga erkeklerin biraz da kendilerine yatırım yapmasına yarıyor. Yoga, erkeklerin verdiklerini geri almalarının bir yolu. Stres birçok rahatsızlığın ilk nedenleri arasında. Ancak stres önlenebilir, kalp krizleri, kardiyovasküler hastalıklar önlenebilir. Kavgalar da önlenebilir. Eğer tüm bu hastalıklar önlenebiliyorsa neden erkekler bütün dünyada bu rahatsızlıklar nedeniyle sıkıntı çekiyor ya da ölüyor? Erkekler kendilerine yatırım yapmaları gerektiğini anlamalılar. Enerjimizi ve gücümüzü yenilemeye ihtiyacımız var. Şu hayatta rol yapmadan, kendimizi tamamen rahat hissedeceğimiz, bir yere ihtiyacımız var. Yoga matı da bu yolda harika bir başlangıç. Kasları esneterek, omurgayı uzatarak, nefese odaklanarak stresi ve yaşamın bize yüklediği tüm o tansiyonu yoga matının üzerinde azaltabiliriz.
Kişisel olarak yoganın faydalarını kendinizde nasıl gözlemliyorsunuz?
Yoganın bende muazzam etkileri oldu; konsantrasyon, anlayış, özen, cesaret, güven, imkânsızın imkânlı hale gelmesi, zihnimin temizlenmesi, cildimin, gözlerimin parlaması, alkol tüketimiyle ilgili daha doğru kararlar, beslenmeyle ilgili daha iyi fikirler, aşk, minnettarlık ve şu anda bulunduğum yerden onur duymak…
Yoga sadece kişisel eğilimlerinizi keşfetmekle de sınırlı değil; o aynı zamanda kasları uzatan, esneten zararsız ve yıkıcı olmayan bir egzersiz biçimi. Mesela, yogayla omurgamı uzatıyorum, eskiden yaptığım gibi squat ekipmanında ağır yüklerin altında sıkıştırmıyorum. Göğsümü ve omuzlarımı esnetip açarak duruş bozukluklarından, kamburlaşmaktan korunuyorum. Nefesime odaklanarak her durumda kontrolü sağlayabiliyorum. Derin bir nefes aldığımda o ana odaklanabiliyorum, o anı yaşayabiliyorum. Nefesimi göğsümde tutmuyorum, her soluğun karnımın derin noktalarına ulaşmasına izin veriyorum, bu da rahatlamamı, stresi ve negatif enerjiyi boşaltmamı sağlıyor.
Prodüksiyon: Aytaç Özkardaş Gozzi
Fotoğraflar: Ozan Kutsal
Devamı Formsante Dergisi Kasım 2010 Sayısı Man Ekinde…
