Formsanté

Göl kenarlarında kış keyfi

aralik-2011-gezi-resim-1

Yazın her tatilde deniz kenarına koşuyorsanız ve kışın bir fark yaşamak istiyorsanız göllerin tadını çıkarın. Yurt içi ve yurt dışında muhteşem manzaralı rotalar belirledik. Bu rotalarda trafik, gürültü, telaş yok; temiz hava, huzur ve sessizlik var.

GARDA GÖLÜ-İTALYA
Güneş hep sizinle…

Kuzey İtalya’da, Venedik ve Milano arasındaki buzul gölü Garda’ya uçakla, trenle, feribotla ya da otomobille ulaşmak mümkün… Uzunluğu 51 kilometre, yüzölçümü yaklaşık 369 kilometrekare olan gölün çevresinde görülmesi gereken yerlerin başında bölgenin en büyük şehri Riva del Garda geliyor. Sırtını ihtişamlı dağlara yaslamış olan şehrin limanından kalkan teknelerle göl turu yapabilir, çarşıdaki dükkanlardan gardırobunuz için çok özel tasarımlar, yerel hediyelikler, deri eşyalar ve yöresel yiyecekler satın alabilirsiniz. Garda Gölü’ndeki aktivite seçenekleri arasında balık tutmak, su sporları, rüzgar sörfü, dağ tırmanışları ya da göl kenarında uzun yürüyüşler yer alıyor. Çocuklar için eğlence parkları bulunuyor. Göl balıkları ve çevresinde yetişen yerel ürünler farklı tatlar denemekten hoşlananlara hitap ediyor. Kurutulmuş balık, şarap, zeytinyağı, meyve ve dondurma denenmesi gereken lezzetlerin başında geliyor. Yine Garda Gölü kıyısında bulunan Torbole kenti ise uluslararası sörf şampiyonalarına ev sahipliği yapıyor. Köprülerin ve surların ardındaki Sirmione’ye girdiğinizde ise benzersiz bir kentte olduğunuzu hemen anlıyorsunuz. Daracık sokaklarda sıra sıra dükkanlar, restoranlar, oteller ve Roma dönemi kalıntıları ziyaretçileri büyülüyor. Verona kentindeki amfitiyatro da görülmesi gereken tarihi eserler arasında yer alıyor. Akdeniz ikliminin hakim olduğu bu bölgede her mevsim güneş ışınları sizinle…
Nerede konaklamalı?
Göl kıyısına 50 metre mesafedeki Hotel Silvestro, şehri bisikletle gezmek isteyenlere bisiklet kiralama imkanı sunuyor. İki kişilik oda fiyatı, 80 Euro
www.hotelsilvestrogarda.it

aralik-2011-gezi-resim-2YEDİGÖLLER-BOLU
Doğanın her rengi burada

Doğa severlerin mutlaka görmesi gereken bir milli park olan Yedigöller, tatil yapmak için her mevsim tercih edilebilecek bir rota… Sazlıgöl, İncegöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl, Kurugöl ve Seringöl’den oluşan bölge; yürüyüş yolları, şelaleleri, çeşitli bitki örtüsü ve ağaçları ile hem dinlenme hem de spor yapma, fotoğraf çekme, kamp kurma seçenekleri sunuyor. Bolu il merkezine 52 kilometre mesafedeki Yedigöller Milli Parkı içerisindeki Kapankaya manzara seyir yerinde eşsiz göl manzarasını seyredebilir, 500 yıllık Anıt Ağaç’ı ziyaret edebilir, şelale ve gülen kayalara özel patikalardan ulaşarak aynı güzergahtaki Dilek Çeşmesi’nde dilekte bulunabilirsiniz. 1965 yılından beri milli park olarak koruma altında olan Yedigöller’de 200’ün üzerinde bitki çeşidinin yanı sıra geyik, karaca ve kurt gibi hayvanlar da yaşıyor. Bölgede piknikçiler için ayrılmış alanların yanı sıra, kampçılar için belirlenmiş yerler ve ayrıca konaklamak isteyenler için bungalovlar bulunuyor. Balık avlama meraklıları ise Deringöl ve Büyükgöl kenarlarında yerlerini alabilirler.
Nerede konaklamalı?
Eğer kamp yapmayacaksanız ve ihtiyaçlarınızı yanınızda getirmek istemiyorsanız Yedigöller Bölgesi’ne en yakın mesafede bulunan (26 kilometre) Yedigöller Aile Pansiyonu’nda konaklayabilirsiniz. Kişi başı yatak fiyatı, 35 TL
www.yedigollerpansiyonu.com Devamı diğer sayfada

aralik-2011-gezi-resim-3BAFA TABİAT PARKI-AYDIN
Turizmin merkezinde sessiz bir köşe

Antik Çağ’da Ege Denizi’nin bir parçası Latmos Körfezi’yken, M.Ö. 4. yüzyılda Büyük Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar nedeniyle kıyıdan kilometrelerce içeride kalan Bafa Gölü, Aydın ve Muğla illerinin sınırları içerisinde, Bodrum’a 40 kilometre mesafede yer alıyor. Üç tarafı dağlık, yalnız batı tarafı ova olan Bafa Gölü’nün yüzölçümü 65 kilometrekare, çevresi 50 kilometre. Gölün en derin yeri ise 21 metre. Gölde dört küçük ada bulunuyor; Kapıkırı, İkizce, Menet ve Kahvesar adaları. Göl çevresindeki en önemli antik yerleşim Heraklia Antik Kenti. Kuruluşu M.Ö. 7. yüzyıla kadar uzanan kentin, Helenistik dönemde, deniz ticaretinin de etkisiyle en parlak dönemini yaşadığı, deniz bağlantısı kesildikten sonra ise dini bir merkeze dönüştüğü biliniyor. Göl üzerindeki adalardan birinde bulunan ‘Yediler Manastırı’ da bunun en güzel kanıtı. Göl kenarında bekleyen teknelerle adalara gezinti yapmak, mevsim uygunsa turlar sırasında yüzme molası vermek de mümkün oluyor. Balık çeşitliliği açısından zengin olan Bafa Gölü’nün kıyısında tatlı su balıklarının yanı sıra yerel zeytinyağı ile hazırlanmış mezeleri çok uygun fiyatlara bulabilirsiniz. Efes, Milet, Pirene, Labranda, İasos gibi birçok antik kente oldukça yakın mesafede bulunması nedeniyle Bafa Gölü’ne yapacağınız birkaç günlük ziyaret, aynı zamanda yeni yerler görme şansı da tanıyor. Bafa Gölü’nde yapabileceğiniz etkinlikler ise şöyle; şehir surları yürüyüşü, Karahayıt’tan Gölkaya’ya yürüyüş, Gölkaya- Kiliselik yürüyüşü, Latmos içlerine yürüyüş, Heraklia gezisi, Karahayıt gezisi, eşeklerle Beşparmak (Latmos) dağlarına yürüyüş, kuş gözlemi ile zeytin toplama ve zeytinyağı üretme etkinlikleri…
Nerede konaklamalı?
Agora Pansiyon, konaklamanın yanı sıra kültür ve doğa gezileri seçenekleri de sunuyor. İki kişilik oda fiyatı, 60 Euro
www.agorapansiyon.com

aralik-2011-gezi-resim-4BALATON GÖLÜ- MACARİSTAN
Volkanik bir cennet

Orta Avrupa’nın en büyük gölü olan Balaton, Slav dillerinde ‘Çamurlu Göl’ anlamına geliyor. Macaristan’ın en fazla turist çeken bölgelerinden biri olan ve ülkenin deniz ihtiyacını karşılayan Balaton Gölü’nün yüzölçümü 596 metrekare, uzunluğu 77 kilometre, ortalama derinliği ise sadece 3 metre. Bu özelliği nedeniyle sıcak olan göl suyu, gölde yüzme ve su sporları yapma imkanı veriyor. Göl üzerinde tekne gezintisi ilk sırada gelen aktivite seçeneği oluyor. Başkent Budapeşte’nin 120 kilometre güney batısında yer alan bölge, tüm deniz kıyısı kentleri gibi kendine özgü bir karakter taşıyor. Gölün güney kıyısındaki Siofok, parti sever gençler için daha fazla seçenek sunarken, üzüm bağları ve şifalı suların bulunduğu kuzey kıyıları daha sakin bir tatil geçirmek isteyenlerin tercihi oluyor. Tihany Yarımadası, Balaton Gölü’nün incisi olarak anılıyor. 1952’de Macaristan’ın ilk doğal parkı ilan edilen yarımada, kalabalıklardan uzaklaşmak isteyenler için ideal… İçlere doğru yürüyünce karşınıza çıkan volkanik krater gölü ise görenleri büyülüyor. Balaton Gölü civarında olmanız bir gurme cennetinde bulunduğunuz anlamına da geliyor. Gölün çevresindeki onlarca bar, restoran ve gece kulübünde Macaristan’ın et ağırlıklı yemeklerini bulmanız mümkün. Gölde yaşayan 40 çeşit balıkla hazırlanmış menüler de seçenekler arasında… Yemeklere yörenin özel şarapları eşlik ediyor.
Nerede konaklamalı?
Tihany Yarımadası’ndaki Tihany Hotel, göl kıyısına birkaç adım mesafede bulunuyor. İki kişilik oda fiyatı, 60 Euro
www.hoteltihany.com Devamı diğer sayfada

aralik-2011-gezi-resim-7EĞRİDİR GÖLÜ-ISPARTA
Yedi renkli göl

468 kilometrekare yüzölçümü ile Türkiye’nin 4. büyük gölü olan Eğridir, iki kısma ayrılıyor. Kuzeyde kalan ve daha küçük olan kısmına Hoyran, güneyde kalan kısmına Eğridir Gölü deniyor. Göl üzerinde ise Can Ada ve Yeşil Ada (Nis) olarak bilinen iki ada bulunuyor. Doğal sit alanı olan gölde sudak, sazan ve sıraz balıkları bol miktarda bulunuyor. Isparta’ya 25 kilometre uzaklıktaki göl, tüm doğa sporları için uygun bir ortam sunuyor. Etrafı eşsiz ormanlarla kaplı gölde yüzme, yelken, rüzgar sörfü, kürek, trekking, yamaç paraşütünün yanı sıra avcılık, binicilik, kuş gözlemciliği ve foto safari gibi birçok aktivite gerçekleştiriliyor. Rüzgarın yönüne göre renk değiştiren ve ‘Yedi Renkli Göl’ olarak bilinen Eğridir’den; Aya Stefanos Kilisesi’ni görmeden, Akpınar Köyü’ndeki seyir terasında göl manzarasını izlemeden, tatlı su balıklarının tadına bakmadan ve sahile vuran dalgaların sesi ile uyumadan dönmeyin…
Nerede konaklamalı?
Dört kuşaktır yerel bir balıkçı ailesi tarafından işletilen Choo Choo Pansiyon, Eğridir merkezine sadece 10 dakikalık yürüme mesafesindeki Yeşilada’da yer alıyor. İki kişilik konaklama fiyatı, 60 Euro
www.choochoopension.com

aralik-2011-gezi-resim-8LUZERN GÖLÜ- İSVİÇRE
Tarihin çekim merkezi

Mimarisi ve tarihçesi ile Avrupa’nın en etkileyici şehirlerinden biri olan Luzern, kıyısında bulunduğu ve adını aldığı göl ile turistler için bir çekim merkezi… Luzern Gölü, dört ayrı kantona sınır oluşturduğu için ‘Dört Kanton Gölü’ olarak da anılıyor. Luzern’in en önemli sembolü 650 yıllık Kapellbrükce (Chapel) Köprüsü… Avrupa’nın en eski tahta köprüsü olan ve 1993’te altından geçen bir teknenin çarpması sonucu tümüyle yanan köprü, tadilatlar sonucunda bugün yine tarihe tanıklık edebiliyor. Luzern’in bir diğer sembolü ise Aslanlı Anıt. 1972’de Tuilerien’de şehit düşen İsviçrelilerin anısına yapılan anıtı için Amerikalı yazar Mark Twain’in ‘dünyanın en acıklı taş parçası’ dediği biliniyor. Luzern’de tatil yapmanın en eğlenceli kısmı tamamen korunmuş olan eski şehirdeki meydanlar, sokaklar ve pasajlar arasında kaybolmak… Ayrıca gölde tekne turuna çıkıp manzaranın keyfine varabilir, bir yandan da güzel bir öğle yemeği yiyebilirsiniz. Luzern, müze gezmeyi sevenler için de uygun bir tatil merkezi… Glacier Garden’da buzul çağından kalma fosilleri görebilir, sanat müzelerinde saatlerce gezebilirsiniz. Tatile çocuklarınızla çıktıysanız, her türlü taşıtın tarihçesinin anlatıldığı ve sergilendiği Taşıt Müzesi’ni gezmeyi unutmayın.
Nerede konaklamalı?
Seehotel Hermitage, Luzern Gölü kıyısında kendi arazisi içerisinde huzurlu bir konaklama imkanı sunuyor. İki kişilik oda fiyatı, 125 Euro (150 İsviçre Frangı)
www.hermitage-luzern.ch

Yaprak Çetinkaya

Formsante Dergisi Aralık 2011 Sayısı

Exit mobile version