Formsanté

“Sorunlarla baş etmeyi sporla öğrendim”

17012014 nazaydemir1

Dünya Kulüpler Şampiyonu Vakıfbank’ın başarılı oyuncularından Naz Aydemir Akyol’un voleyboldaki yeteneği anne ve babasından geliyor. 23 yaşındaki Akyol, takımına kazandırdığı kupaların yanı sıra iki kez “En iyi pasör ödülü”nü de evine götürdü. Milli basketbolcu Cenk Akyol’la evli olan Naz Aydemir Akyol ile spor yaşamını ve geleceğe dair planlarını konuştuk.

 

 

 

 

Hem annesi hem de babası eski milli voleybolcular olan Naz Aydemir Akyol, küçükken voleybolun aksine basketbolu seçmiş. Ta ki annesi onu bir gün A milli takımın antrenmanına götürene kadar… Voleybolcuların ışığı ve özgüveninden etkilenen Akyol, dokuz yaşında voleybolcu olmak istediğine karar vermiş. 15 yaşında profesyonel hayatına başlayan genç pasörün kariyeri kupalar, şampiyonluklar ve ödüllerle dolu. Kendi gibi başarılı bir sporcu olan Cenk Akyol’la hayatını birleştiren Naz Aydemir Akyol, eşinin desteğini her zaman yanında hissettiğini anlatıyor.  

 

Sekiz yaşından beri spor yapıyorsunuz. Sporun hayatınıza hem fiziksel hem de manevi anlamda nasıl katkıları oldu?

Spor, insanı hem fiziksel hem manevi anlamda besliyor. Fiziksel anlamda vücudunuzu dinamik ve genç tutuyor. Kendinizi sağlıklı ve iyi hissetmenize katkı sağlıyor. Manevi olarak en önemlisi insanın kendine olan güvenini artırıyor. Yaptığım spor, takım sporu olduğu için hayatımın her alanında katkılarını görebiliyorum aslında. Takım ruhunun, paylaşmanın, yardımlaşmanın, birbirini kollama ve hatalarını düzeltmenin ne olduğunu öğrendim. Bunların yanında mücadeleyi, sorunlarla baş etmeyi ve sonunda başarıya ulaşmanın verdiği eşsiz mutluluğun da anlamını spor sayesinde biliyorum.

 

Voleybola başlamanızda sporcu olan ailenizin nasıl etkisi oldu?

Annem ve babam eski voleybolcular ancak bana voleybolcu olmam yönünde hiç baskı yapmadılar. Şimdi baktığımda sporcu olmaktan başka şansım yokmuş gibi geliyor. Spora atletizm ile başlayıp basketbolla devam ettim, sonrasında bir gün annemle Eczacıbaşı A Bayan Voleybol Takımı’nın antrenmanına gittim. Annem ve o dönemin A takım antrenörü Gökhan Edman tanışmış ve Edman boyumun uzun olduğunu duyunca beni görmek istemiş. Voleybolcuların ışığı ve özgüveni beni çok etkiledi; voleyboldan çok keyif aldığımı gördüm. O gün orada, dokuz yaşında “Tamam, ben voleybola başlıyorum” dedim. 15 yaşımda profesyonel kariyerim başladı ve sonra gerisi geldi zaten. 

 

Sporu seçmeseydiniz hangi mesleği yapmak isterdiniz?

Sporcu olmasaydım diye bir şeyi hiç düşünmedim açıkçası çünkü ben sporun içine doğdum. Rekabetçi ve hırslı yapım da beni spor için iyi bir aday yaptı. Önümde zorlu ve uzun bir yol vardı; iyi bir sporcu olabilmek için şansımın da yardımıyla önüme çıkan fırsatları iyi değerlendirerek bugün olduğum yere geldim. Aynı zamanda sporda kariyer yaparken Bilgi Üniversitesi Reklamcılık Bölümü’nü de başarıyla bitirdim.

 

“Voleybolcuların ışığı ve özgüveni beni çok etkiledi; voleyboldan çok keyif aldığımı gördüm. O gün orada, dokuz yaşında “Tamam, ben voleybola başlıyorum” dedim. 15 yaşımda profesyonel kariyerim başladı ve sonra gerisi geldi zaten.”

 

Kazandığınız ödüllerden ve başarılardan bahsedebilir misiniz?

Dünya Kulüpler Şampiyonu Vakıfbank, dünyadaki tüm kupaların namağlup tek sahibi oldu. Vakıfbank ile bugüne kadar bir sezonda beş kupanın sahibi olduk. Geçtiğimiz sezonu namağlup kapatarak Türkiye Kupası, Şampiyonlar Ligi Kupası ve Şampiyonluk kupalarının sahibi olmuştuk. 2013-2014 sezonu başladığında ise Vakıfbank olarak öncelikli hedefimiz beş kupa idi. Bunu başaracak güçte olduğumuzu biliyorduk ve kısa sürede ilk iki kupanın da sahibi olduk. Yenilmeden üst üste 59 resmi maçta galibiyet kazandık. Dünyada ilk ve tek olan bir durum olan bu başarılarımızla rekor kırdık. Toplamda bugüne kadar altı Türkiye şampiyonluğum, iki Şampiyonlar Ligi şampiyonluğum, birer Şampiyonlar Ligi ikinciliğim, üçüncülüğüm ve dördüncülüğüm var. İki kere Kadınlar Dünya Kulüpler Voleybol şampiyonluğum ve iki Şampiyonlar Ligi En İyi Pasörü ödülüm var.

Milli takımlarda ise Yıldız Milli Takım’la Dünya ikinciliğim, Genç Milli Takım’la Avrupa üçüncülüğüm, A takımla Grand Prix üçüncülüğüm var ve aynı zamanda Olimpiyat oynamış bir sporcuyum. Avrupa Genç Bayanlar Şampiyonası’nda ise En Değerli Oyuncu ödülüm var.

Son olarak geçtiğimiz günlerde Topten Thailand sitesinde yapılan ankette birinci oldum, 2012 yılının voleybolcusu seçildim. Uzak bir ülkede yapılan bir ankette birinci seçilmek beni etkiledi, çok mutlu oldum.

 

17012014 nazaydemir2Türk voleybolunu yurt dışıyla kıyaslarsanız sizce başarılı mı?

Türk voleybolu son yıllarda yükselen bir ivme kazandı. Voleybolda olimpiyat görmüş bir ülkeyiz artık, bu çok önemli. Şu an bir çıkış dönemindeyiz ve gün geçtikçe daha başarılı olacağımıza inancım tam.

 

Futbolda seyirci desteği çok önemli, voleybolda durum nasıl?

Seyirci desteği tabii ki her zaman çok önemli. Seyirci, psikolojik olarak her dalda sporcuyu iyi hissettiriyor ve olumlu yönde etkiliyor. Tribünlerin desteğini görmek, seyircilerin pozitif enerjilerini ve heyecanlarını hissetmek bizi motive eden güzel duygular. Derbi diye adlandırılan maçlarda seyirci sayımız oldukça iyi ama bence diğer maçlarda da çok daha fazla seyirci önünde oynayabiliriz.

 

Maç öncesi nasıl motive olursunuz?

Eskiden çok fazla uğurum vardı ancak artık mutlaka yapmalıyım dediğim şeyler yok. Sadece genelde saçlarımı topuz yapmayı tercih ediyorum.

 

Kazanmak ve kaybetmek sizin için ne anlama geliyor?

Kazanmak, çok çalışmak. Kaybetmek ise hüsran…

 

Profesyonel bir sporcu olarak hem sosyal hem de iş hayatınızda nelere dikkat etmeniz gerekiyor?

Profesyonel bir sporcu olmak hayatın içinde birçok avantaj kazandırıyor, diğer yandan da ciddi bir sorumluluk aldırıyor. İstediğiniz zaman istediğiniz şeyi yapamıyorsunuz. Çünkü hayatınız düzenli ve disiplinli ilerliyor. Hangi gün, nerede, ne yapacağınız önceden belli oluyor. Hayatınızın her anında dikkat etmeniz gereken en önemli şey ise sağlığınız. Çünkü iş hayatınız sağlığınıza paralel olarak yol almaya devam ediyor. Hastalanmamaya özen gösteriyorsunuz ve sakatlanma lüksünüz yok.

 

“Profesyonel bir sporcu olmak hayatın içinde birçok avantaj kazandırıyor diğer yandan da ciddi bir sorumluluk aldırıyor. İstediğiniz zaman istediğiniz şeyi yapamıyorsunuz. Hangi gün, nerede, ne yapacağınız önceden belli oluyor. Hayatınızın her anında dikkat etmeniz gereken en önemli şey ise sağlığınız.”

 

Maç sırasında göz önünde de oluyorsunuz. Cildinize ve saçlarınıza nasıl bakım yapıyorsunuz?

Evet, voleybolcuların çoğu oldukça bakımlı oluyor. Maçlarda genelde makyaj yapıyoruz. 23 yaşında olduğum için cildim şu an ekstra bir şeye ihtiyaç duymuyor. Ara ara cilt bakımı yaptırıyorum ve kil maskesi uyguluyorum. Saçlarımda da hiç işlem olmadığı için bakım yapmama gerek olmuyor. Gen konusunda biraz şanslıyım sanırım çünkü annemi de bugüne kadar bakım yaparken görmedim ve yaşına göre oldukça gençtir; keza babam da…

17012014 nazaydemir3Beslenmenize dikkat ediyor musunuz? Maç günlerinde nasıl besleniyorsunuz?

Özel olarak uyguladığım bir beslenme düzenim yok çünkü ben çok yiyip kilo almayanlardanım. Maç günlerinde ise protein ve karbonhidrat içeren besinler yemeye özen gösteriyorum, maçtan önce kahve içip muz yiyorum.

 

Eşiniz de profesyonel sporcu. Beslenme düzeniniz evde nasıl devam ediyor?

İkimiz de sağlıklı beslenmeye dikkat ediyoruz. Antrenman günleri ve maç dönemlerinde özellikle beslenmemiz daha özenli oluyor. Ara ara kaçamak yapıyoruz ancak annelerimiz yemek konusunda bize oldukça destek oluyor, kaçamak yapmaya fırsatımız olmuyor.

 

Yemekleri siz mi yaparsınız?

Zaman buldukça kendim yapmaya çalışıyorum ama çok yaptığım söylenemez. Genelde etler Cenk’ten sorulur, geri kalan kısım benim. Bize yardımcı olan bir ablamız var o yapıyor yemekleri ve söylediğim gibi annelerimiz cankurtaranlarımız.

 

Eşiniz profesyonel anlamda size nasıl destek oluyor?

Her zaman ve her koşulda beni destekler. Varlığını ve gücünü her zaman yanımda hissederim. Maçlardan önce moral verir ve maçlarda da kendi antrenman, maç programı izin verdikçe tribünde yerini alır.

 

“Eşim Cenk Akyol her zaman ve her koşulda beni destekler. Varlığını ve gücünü her zaman yanımda hissederim. Maçlardan önce moral verir ve maçlarda da kendi antrenman, maç programı izin verdikçe tribünde yerini alır.”

 

Siz profesyonel olarak eşinizi nasıl buluyorsunuz?

Oldukça başarılı ve her geçen gün başarısını artırıyor. Onu sahada izledikçe çok heyecanlanıyorum ve onunla gurur duyuyorum.

 

Gelecek için planlarınız ve hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

Spor psikolojisi alanında yüksek lisans yapmayı planlıyorum. Çünkü Türkiye’de bu alanda oldukça büyük bir açık var. Sporcuların muhakkak psikolojik destek almaları gerektiğine inanıyorum hatta buna dair kafamda bir proje var, umarım bunu ileride hayata geçirebileceğim. Onun dışında kitap yazma planım var ama sporu bıraktıktan sonra tabii. Voleybolda ise Vakıfbank’la başarılarıma başarı katmak bu sezon da beş kupayı müzemize götürebilmek şimdilik bu senenin hedefi. Milli takımda ise Avrupa, Dünya Şampiyonaları’nda ve Olimpiyat Oyunları’nda madalya en büyük hedefim.

 

Deran ÇETİNSARAÇ

Formsanté Dergisi Aralık 2013 sayısı

 

 

Exit mobile version