Formsanté

Türkiye’nin estetik raporu açıklandı!

03012014 estetik1

Dünya genelinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre estetik haritası çıkarıldı. Hem dünyada hem de Türkiye‘de en çok yapılan estetik operasyon yağ aldırma. Minimal girişimlerde ise hem kadınlarda hem de erkeklerde botoks başı çekiyor. 

Uluslararası Estetik Plastik Cerrahi Derneğinin (ISAPS) Asya, Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika ve Okyanusya kıtalarından 31.894 plastik cerrahın katılımıyla yaptığı araştırmaya göre, lipoplasti (yağ aldırma) en çok tercih edilen estetik operasyon olarak dikkat çekiyor. Araştırma verilerine göre; Amerika, Brezilya, Çin, Japonya, İtalya, Hindistan ve Türkiyede yağ aldırma, Fransa, Almanya, Rusyada ise meme büyütme operasyonları birinci sırada yer alıyor. İlk beşten sonra göğüs dikleştirme, meme küçültme, yüz gerdirme, erkeklerde meme küçültme (jinekomasti) tercih ediliyor.

Türkiye, en çok estetik operasyon yapılan ülkeler sıralamasında 13üncü sırada yer alıyor. Araştırma sonuçlarını ve en çok yaptırılan beş estetik operasyonun detaylarını Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Akın Yücel, Formsanté okuyucuları için anlattı.

 

2011 sonuçlarına göre en çok yağ aldırılıyor. Sizce neden ilk sırada yağ aldırma yer alıyor?

Uluslararası Estetik Plastik Cerrahi Derneğinin (ISAPS) verilerine göre lipoplasti adı verilen yağ şekillendirme işlemleri her yıl birinci sırada yer alıyor. Buna sebep olarak, yağlanmanın tüm insanların ortak sorunu olmasını gösterebiliriz. Diğer ameliyatlar ise genellikle belli bir grup insanı etkileyen sorunlara yönelik. Burun ameliyatlarını, burunlarını beğenmeyen insanlar yaptırıyor. Memesinden şikayetçi olmayan ya da sorunlarını sutyenlerle gizleyen birçok kadın var. Gençleştirme işlemleri sadece belli bir yaş grubunu ilgilendiriyor. Ancak yağlanma her yaş için bir sorun. Üstelik her iki cinsin ortak sorunu. Maliyetinin nispeten ucuz olması, ameliyat sonrası iyileşme sürelerinin kısa olması da lipoplasti işlemlerini listenin en üstüne çıkarıyor.

 

Yıllar geçtikçe daha kilolu oluyoruz diyebilir miyiz?

Yağ aldırma kilolu insanların değil, tam tersine kilosuna ve görünümüne dikkat eden insanların tercihi olan bir ameliyat. Çok şişman hastalara bu işlemleri yapmıyoruz. Yağ aldırma işlemlerinin artmasını, Türk kadınlarının kendilerine daha çok baktıklarının, vücutlarına ve giydiklerine daha özen gösterdiklerinin bir işareti olarak görebiliriz.

 

2010 sonuçlarına göre Türkiye için ilk sırada burun, ikinci sırada meme küçültme, üçüncü sırada ise yağ aldırma yer alıyordu. Estetik  tercihlerimiz neden değişiyor?

Yağ aldırma işlemlerinin listede birinci sıraya yükselmesini üç sebebe bağlayabiliriz. Birincisi yükselen yaşam standartlarına bağlı olarak kişisel bakıma ve görünüme daha çok özen gösterilmesi. Gerek kadınlar, gerekse erkekler artık yediklerine daha çok dikkat ediyor, daha iyi giyiniyor, daha çok spor yapıyor. Yağ aldırma ameliyatları da yükselmiş olan bu öz-bakım sürecinin bir parçası olarak görülebilir. İkincisi klasik yağ aldırma ameliyatlarına alternatif başka yöntemlerin bulunmuş olması. Ultrasonik sistemler, Vaser, lazer liposuction, lazer lipoliz gibi yöntemler etkili sonuçlar vererek klasik liposuction işlemi ile ilgili oluşmuş önyargıların azalmasını sağladı. Bu yeni yöntemler yağ aldırma sonrası oluşabilen deri düzensizlikleri, dalgalanmalar gibi sorunları azalttı. Son olarak, yağ aldırma işlemlerinin ücretlerinin ucuzlaması, ameliyat sonrası iyileşme süreçlerinin giderek kısalması, hastaların neredeyse ertesi gün işlerine geri dönebilmeleri bu işlemlere olan talebin yükselmesine yardımcı oldu.

Estetik burun ameliyatları ülkemizde en çok yapılan ameliyatlardan. Burun cerrahisi Türkiyede önemini hiçbir zaman yitirmeyecek. Türkiye ve İran, ırksal özellikleri nedeni ile, dünyanın en çok burun ameliyatı yapılan ülkeleri. Dünyanın önde gelen burun cerrahlarının bir kısmı Türktür. Amerikada en çok burun ameliyatı yapan cerrahların hastalarının önemli bir bölümü Türk, İranlı ve Ermenidir. Burun cerrahisinin bu coğrafyada her zaman önemini koruyacağını söyleyebiliriz.

03012014 estetik5Meme küçültme üst sıralardayken 2011‘de meme büyütme ameliyatları daha yukarı çıktı. Bu değişimin nedeni sizce nedir?

ISAPS istatistiklerinde meme dikleştirme ve meme küçültme işlemleri ayrı başlıklar olarak verilmiş. Aslında ikisini tek bir başlıkta toplamak daha doğru bir yaklaşım. Çünkü kadınlar sadece meme büyüklüğünden değil, sarkıklığından da şikayet ediyor. Her meme küçültme ameliyatı, aynı zamanda meme dikleştirme ameliyatıdır. Bu şekilde bakarsak, meme küçültme/ dikleştirme ameliyatlarının sayısının meme büyütme ile hemen hemen aynı olduğunu görüyoruz. Küçültme ameliyatları azalmış değil ancak büyütme ameliyatlarının sayısı arttı.

 

Minimal girişimlerde ise dünyada ve Türkiyede en çok yaptırılan işlem botoks. En çok kimler, ne amaçla yaptırıyor?

Botoks ya da daha doğru ismi ile nörotoksin uygulamaları tüm dünyada en fazla yapılan estetik girişim. En çok yüzde oluşan mimik çizgilerini azaltmak amacı ile kullanılsa da, çok farklı uygulama alanları mevcut. Bunlar arasında aşırı terlemelerin önlenmesi, migren tedavisi, yara izlerinin azaltılması, çenenin inceltilip yüz şeklinin ovalleştirilmesi, microbotox uygulamaları ile ince kırışıklıkların giderilmesi, derideki gözeneklerin küçültülmesi, boyundaki sarkmaların azaltılması ve dekolte estetiği sayılabilir. Yüz kırışıkları için botoks yaptıran hastaların önemli bir bölümü orta yaş ve üzerindeki kadın hastalar. Ancak diğer uygulamalar için farklı yaş gruplarından hastalar da başvuruyor; erkek hastaların sayısı da giderek artıyor. Botoksun en büyük sorunu yanlış uygulamalar. Doğru yerlere uygun dozlarda uygulanmadığında mimiklerini kaybetmiş donuk yüzlere, kötücül bir ifadeye yol açıyor. İyi bir sonuç alabilmek için hem bilgili ve deneyimli, hem de estetik algısı yüksek bir hekim tarafından yapılması gerekiyor.

 

Kesisiz işlemlerin cerrahi operasyonlara olan oranı da her geçen yıl artıyor. Kadınlar estetik cerrahiyi tercih etmemeye mi başladı? Sizce bunun sebebi nedir?

Tüm dünyada cerrahi dışı estetik işlemlerde büyük bir artış yaşanıyor. Bu da ameliyat sayılarının toplam içerisindeki oranının düşmesine yol açıyor. Ancak gerçekte ameliyat sayılarında bir düşme değil, artış söz konusu. Bu artış, cerrahi dışı işlemlerdekine göre daha yavaş.

Ameliyatsız işlemlerin kolay uygulanabilir olmaları ve kısa iyileşme süreleri birçok hasta tarafından tercih edilmelerini sağlıyor. Sonuçları öngörülebilir, daha az şişliğe ve morarmaya neden olurlar, etkileri hemen gözlenebilir, anestezi ve hastane ortamı gerektirmezler, hedeflenen bölgeye doğrudan etki ederler, ameliyatlara göre maliyetleri daha düşüktür.

Yeni teknolojilerle üretilen dolgu maddelerinin sorunları ve riskleri oldukça azalmış durumda. Ancak yine de, ameliyat gerektiren hastalara ısrarla botoks ve dolgu yapmaya devam etmek, doğal olmayan görünümlere, şişmiş suratlara, ifadesiz yüzlere ve kötücül bakışlara yol açıyor. Ameliyatsız yöntemler doğru uygulandıklarında, kimsenin anlayamayacağı doğal sonuçlar veriyor. İşlemler sonrasında hastaların duyacağı iltifat Ne kadar değişmişsin değil, Ne kadar güzel görünüyorsun olmalı.

 

Gelecek beş yıl içinde bu tercihlerin nasıl şekilleneceğini düşünüyorsunuz?

Botoks ve dolgular gibi kesisiz yöntemlerin yükselişi hızlanacak. Bunlara yeni askı teknikleri ya da cilt gençleştirme işlemleri gibi yeni yöntemler de eklenecek. Kök hücre uygulamalarının çok önem kazanacağını düşünüyorum. Cildin yenilenmesini sağlayan kök hücre ve fibroblast kültürü işlemleri de yaygınlaşacak. Yeni geliştirilen ve selüliti tedavi edebilen Vaser sistemleri sayesinde yağ aldırma cerrahisine olan ilgi de yükselecek. Son yıllarda burun cerrahisi ile çok başarılı sonuçlar alınıyor. Bu da ameliyattan çekinenlerin daha çok ameliyat olmalarını sağlayacak. Meme protezlerinde alınan sonuçların giderek düzeltilmesi, bu ameliyatların da sayısını artıracak. Yağ enjeksiyonlarının da hızlı yükselişini sürdüreceğini düşünüyorum. Ülkemizde çok az yapılan yüz germe işlemlerinin de önümüzdeki yıllarda artacağı inancındayım. Sonuç olarak cerrahi teknikler iyi kullanılıp başarılı sonuçlar alındıkça, hasta konforu ve güvenliği gözetildikçe, yeni teknolojiler takip edilip yetkin bir şekilde uygulandıkça estetik girişimlere olan ilgi de artacak.

Resimleri büyük ölçekte görmek için üzerlerine tıklayınız.

03012014 estetik2                                             03012014 estetik3

 

03012014 estetik4En sık yapılan 5 operasyon

Yağ aldırma

Yağ aldırma işlemleri vücuttaki yağ birikimlerinin uzaklaştırılmasına deniyor. Amaç hastayı zayıflatmak değil, vücudunu şekillendirmek. Bu nedenle yağ aldırma işlemleri kilosu normale yakın kişilere yapılıyor. Hastanın ameliyat sonrası koruyabileceği bir kiloda olması tercih ediliyor. Sıklıkla göbek çevresi, bel, basenler, uyluk içleri ve diz içlerine uygulanıyor. Gıdı ve diz altı bölgeleri bu işlemin yapıldığı bölgeler arasında. Erkeklerde ise en çok göbek çevresi, bel ve memelerden yağ alınıyor. Alınan yağ belli işlemlerden geçirilip gereken bölgelere geri verilebiliyor. Yağ enjeksiyonları en çok popo şekillendirmede, bacak şekillendirmede ve yüzde kullanılıyor. Yapılacak işlemin büyüklüğüne bağlı olarak lokal ya da genel anestezi altında ancak hastane ortamında yapılıyor. Tüm tekniklerde önce yağın alınacağı bölgelere kanamayı azaltıcı ve uyuşturucu ilaçlar içeren sıvılar veriliyor. Klasik yöntemde yağ kanüller vasıtası ve vakum yardımı ile uzaklaştırılıyor. Son yıllarda enerjili sistemler de kullanılmaya başlandı. Bu yöntemlerde önce lazer, radyofrekans ya da ses dalgaları ile yağ dokusu parçalanıyor, ardından emme işlemi yapılıyor. Lazer lipoliz ve lazer liposuction yöntemlerinde lazer kullanılıyor. Vaser tekniğinde ise ses dalgaları ile yağ dokusu parçalanıyor. Enerjili teknikler özellikle sırt ve erkek memeleri gibi dokuların sert olduğu bölgelerde etkili. Bu sistemler derinin daha iyi sıkılaşmasını sağladıklarından, gevşek deri dokusu olan bölgelerde tercih ediliyor. Hi-def liposuction işleminde ışık gölge oyunlarından faydalanılarak daha adaleli bir görünüm kazandırılıyor. Karın baklavaları, bel gamzeleri, göğüs adaleleri oluşturulabiliyor. İşlem sonrası bir süre korse giyilmesi gerekiyor. İşlem fazla ağrılı değil ancak şişlikler ve morarmalara neden olabiliyor. Hastalar aynı gün taburcu ediliyor ve birkaç gün içerisinde işlerine dönebiliyor.

 

Meme büyütme

Genellikle meme altından yapılan küçük bir kesi ile girilerek silikon protez yerleştiriliyor. Çok zayıf hastalarda kısmen göğüs adalesinin altına, deri örtüsü yeterli olanlarda ise adale zarının altına konuluyor. Sıklıkla damla şeklinde, anatomik protezler kullanılıyor. Memelerde sarkma varsa bu da aynı sırada düzeltiliyor. Protezlerin görünürlüğünü azaltmak ve ayrık memeleri yaklaştırmak için işleme yağ enjeksiyonları da eklenebiliyor. Genel anestezi altında ve hastane ortamında yapılıyor. Ameliyat süresi bir-iki saat. Hastalar aynı gün evlerine gidebiliyor. Kas altı uygulamaları dışında fazla ağrılı değil. İki-üç gün sonra işe geri dönülebiliyor.

Burun ameliyatı

Amaç doğal görünen, hastanın yüzü ve kişilik özellikleri ile uyumlu, ameliyatlı olduğu anlaşılmayan ve rahat nefes alabilen bir burun oluşturmak. Öncesinde hastanın fotoğrafları çekiliyor ve yapılacak işlemler, elde edilecek sonuç ile ilgili olarak hasta bilgilendiriliyor. Genel anestezi altında ve hastane ortamında yapılıyor. Kıkırdak ve kemikler şekillendiriliyor, gerekli yerlere kıkırdak destekler konuluyor, burun eğrilikleri düzeltiliyor, hava yolu açılıyor, gerekirse burun etleri küçültülüyor. İşlem iki-üç saat sürüyor ve ağrı yaşanmıyor. Çok özel durumlar dışında tampon kullanılmıyor. Hasta aynı gün taburcu ediliyor. Bir hafta sonra alçı ve dikişler alınıyor. Üç hafta içerisinde morluklar geçiyor, şişlikler azalıyor ve burun kısmen şekil alıyor.

Göz kapağı ameliyatı

Üst göz kapağı kaşlar ve alınla, alt göz kapağı ise orta yüz bölgesi ile birlikte değerlendiriliyor. Gerekirse kaşlar asılıyor, orta yüz bölgesi yağ enjeksiyonları ile destekleniyor ve yukarı taşınıyor. Üst kapakta sarkmış olan fazla deri ve yağ fazlalıkları alınıyor. Alt kapakta ise fıtıklaşmış yağ dokusu uzaklaştırılıyor, kapak ile yanağın ilişkisi düzeltiliyor. İşlemin süresi bir-üç saat arasında değişiyor. Hastalar aynı gün taburcu ediliyor. Altıncı günde tüm dikişler alınıyor. Ortalama bir hafta sonra işe dönülebiliyor.

Meme küçültme

Meme küçültme ve dikleştirme işlemlerini aynı başlık altında toplarsak, bu ameliyatlarda meme dokusu küçültülüyor ya da şekillendiriliyor, meme başı olması gereken yere taşınıyor ve deri fazlası uzaklaştırılıyor. Meme başı çevresinde ve aşağı doğru inen lolipop şeklinde bir iz kalıyor. Sarkma fazla ise meme altında yatay bir iz de eklenebiliyor. İşlem genel anestezi altında hastane ortamında gerçekleştiriliyor. Hasta aynı gün taburcu oluyor ve iki-üç gün sonra işine dönebiliyor. Bu ameliyatın estetik dışında boyun ve sırt ağrılarını azaltıcı etkisi de bulunuyor. Meme küçültme işlemi meme kanseri gelişme riskini yarı yarıya azaltıyor.

 

Deran ÇETİNSARAÇ

Formsanté Dergisi Aralık 2013 sayısı

Exit mobile version