Formsanté

Tutkularımın peşinden gidecek cesarete sahibim

ekim-2012-stil-resim-1

Moda denilince ilk akla gelen isimlerden biri olan, düzgün fiziği, uzun bacakları ile her zaman gündemde kalmayı başaran Eda Taşpınar ile yaşama dair fikirlerini, sağlıklı yaşam sırlarını ve güzelliğe dair düşüncelerini konuştuk.

Yeni sezon için planlarınız neler?
Beyaz TV’de bir tasarım programına başlıyorum. Dünyaca ünlü Warner Brothers ile bir anlaşmaya imza attım ve tasarımlarım Türkiye’nin ünlü mağazalarında satılmaya başladı. Birçok tanınmış firmanın marka elçiliğini yapıyorum. Bunun dışında kendi internet sitemi kuruyorum. Başka sürprizlerim de var fakat kesinleşmeden bir şey söylemek istemiyorum.

Moda denilince akla gelen ilk isimlerden oldunuz. Bu durum nasıl ortaya çıktı?
Aslında modaya olan ilgim çocukluk çağımdan başladı. Çok yaramaz bir çocuktum ve uslu durmam karşılığında annem iki haftada bir beni ayakkabıcısına götürür ve çizdiğim ayakkabıları tasarlatıp, giymeme izin verirdi. Gökkuşağı ayakkabıları, orkide ayakkabıları gibi bir sürü ayakkabım vardı. Bir de takıntılı bir çocuktum. Mesela ayağımdan bir süre botlarımı hiç çıkarmamışım ve şortun altına giydiğim botlarımla dolaşmışım. Sonrasında eğitim için iki yıl Amerika’da kaldım ardından da Londra’da moda üzerine eğitim aldım.

Günümü yaşıyorum ve acelem yok. Basamakları yavaş yavaş çıkmak istiyorum çünkü hızlı çıkarsanız dengenizi kaybedip düşebilirsiniz

İlerisi için kariyer planlarınız arasında neler var?
Emin adımlarla, bebek adımlarıyla yürüdüğüm ve günümü yaşadığım sürece mutluyum. Allahın sevdiği bir kuluyum, çok şanslıyım ve istediklerimin, tutkularımın peşinden gidecek cesarete sahibim.

Vücudunuza bakınca sporla aranızın oldukça iyi olduğu anlaşılıyor…
Sporla aram çok iyi hatta spor bağımlısı oldum diyebilirim. Son beş yıldır kendimi spora verdim. Önce sağlık için sonra da görünüm için spor yapmak çok önemli. İyi hissetmek için de gerekiyor. Haftanın beş günü cross-fit ve boot camp antrenmanı yapıyorum. Ağırlık da çalışıyorum. ‘Şişmekten korkmuyor musun?’ diye soruyorlar fakat şişmek o kadar kolay bir şey değil. Ben beş yıldır ağır bir şekilde antrenman yapıyorum ve hiç de şişmedim.

ekim-2012-stil-resim-2Son yıllarda sörf de yapmaya başladınız. Sörf sizin için ne anlama geliyor?
Evet, sörf yapıyorum. Profesyonel seviyesine gelmeye başladım ve daha da ilerliyorum. Sörf benim için vazgeçilmez olmaya başladı çünkü sörf demek özgürlük demek. Suyun üzerinde sadece doğa ve doğaya karşı koymadan bir ahenk yakalamaya çalışan siz varsınız bunun da insana verdiği his inanılmaz bir şey.

Özgür ruhlu bir yapınız var galiba?
Evet var. Aslında çok disiplinliyimdir ama belirli zamanlarda alır başımı giderim. Hayata bir kere geliyoruz ve her şeyi dolu dolu yaşamak gerekiyor. ‘Keşke’leri seven biri değilim. Denerim olursa olur, olmazsa olmaz ama arkasından ‘keşke’ demem.

Beslenmenize dikkat ediyor musunuz?
Sağlıklı besleniyorum. Kendimi aç bırakmıyorum. Kahvaltıda iki dilim kepek ekmeği yanında peynir, yumurta beyazı ile yapılmış omlet yiyorum. Arada birkaç tane ceviz yiyorum, öğlen spor çıkışında protein ve az miktarda kahverengi makarna yiyorum. Çünkü karbonhidrat alımı da vücut için gerekli. Spordan çıktıktan sonra protein yanında az miktarda karbonhidrat, akşam ise sebze, ızgara tavuk yemeye özen gösteriyorum. Spor yaparken her şeyden yemek gerekiyor. Ağır antrenman yaptığınızda kasta belirli yırtılmalardan oluşuyor ve vücut bunu onarmak için kalpten oraya kan pompalıyor bunu yaparken enerjiye ihtiyacı oluyor. Enerjiyi ise kasın içerisindeki yağı yakmamak amacıyla yediğimiz besinlerden alıyor.

Devamı diğer sayfada

Hep dikkatli beslenseniz de arada kaçamaklarınız olmuyor mu?
Arada kaçırdığım oluyor tabii, olmaz mı. İnsanız, robot değiliz, ben de kilo alıyorum ama gizlemeyi iyi biliyorum. Tatlıyla aram nefis, çikolata bağımlısıyım ve bende bir dilim çikolata yiyeyim yok. Ciddi anlamda bir buçuk kilo çikolatayı yiyorum. Vücuda çok zararlı bir şey, bu nedenle zor olsa da çikolatadan uzak durup sağlıklı olan meyve ve kuruyemiş tüketmeye çalışıyorum.

Yemek yapabiliyor musunuz?
Yemek yapamıyorum. Hiç bilmiyorum. İyi ki beceremiyorum yoksa şişman biri olabilirdim. Çünkü Boğa burcuyum ve yemek yemeye düşkünüm.

İçeceklerle aranız nasıl?
İçeceklerle aram yok. Asitli içecekler tüketmiyorum. Çok su içiyorum. İçki içmiyorum, sigara kullanmıyorum.

Sizi hep bakımlı görüyor olsak da aslında doğallığı da seviyorsunuz. Bu denge nasıl kuruluyor?
Doğallığı çok seviyorum. Kendiyle ilgili takıntıları olan biri değilim. Kendimle çok barışığım ve iç dünyam çok önemli benim için. Dış dünya benim için çok geri planda. Önemli olan içten nasıl hissettiğim ve ruhumun iyi hissetmesi. O da biraz dış görünüşüme yansıyor. Doğal olmak hiç zor değil. Kendinizle barışıksanız, bir sorun olmuyor. Kimseyle bir derdim yok, alıp veremediğim yok. Egolarım yok, kıskançlıklarım yok.

Hep mi böyleydiniz?
Hayır, zamanla böyle oldum. İnsan yaşadıklarıyla büyüyor, olgunlaşıyor, farklı haller alıyor. Kendinizi anlıyor ve iç sesinizi dinliyorsanız bir yerlere geliyorsunuz.

ekim-2012-stil-resim-3Saçlarınız için nasıl bir bakım yapıyorsunuz?
Saçlarım doğal, boya yok. Biraz beyazlar da çıkmaya başladı ama ilgilenmiyorum. 10 günde bir hayvan iliği bakımı yaptırıyorum. Çok kötü kokuyor ama gerçekten saçlarıma çok iyi geliyor. Yaz aylarında badem yağını ve zeytinyağını karıştırıp saçlarımın uçlarına sürüyorum. 15 yıldır aynı şampuanı kullanıyorum. Saç ve cilt yapısı da yediklerinizle ilgili. Kötü beslenmiyorum. Kızartma sevmiyorum, hamur işini çok yemiyorum.

Cildinizdeki güneş lekeleriniz için bir uygulama yaptırmayı düşünüyor musunuz?
Cilt lekelerim için bir şey yaptırmayı düşünmüyorum çünkü güneşlenmeyi düşünüyorum. Güneşlenmeyi seviyorum. Lekeler çok rahatsız edici boyutta değiller ve şu anda beni mutlu ediyorlar. Belki ilerde düşünebilirim. Bacaklarınız da güzelliğiyle çok konuşuluyor.

Bacaklarınız için nasıl bir bakım yapıyorsunuz?
Öncelikle annem ve babama teşekkür ediyorum (gülüyor). Bir de gerçekten çalışıyorum. Çok uğraşıyorum. Spor yapmayı seviyorum ve ne olursa olsun günde iki saat mutlaka spor yapmalıyım.

Herkeste olan şeyi giymeyi sevmiyorum çünkü stil çok kişisel bir şey. Moda kişisel değil ve modayı kişiselleştiren stil oluyor.

Alışverişi seviyor musunuz?
Alışverişe bayılıyorum. Yurtdışına gittiğimde alışverişe daha fazla zaman ayırıyorum, farklı şeyler bulmayı seviyorum. Herkeste olan şeyi giymeyi sevmiyorum çünkü stil çok kişisel bir şey. Moda kişisel değil ve modayı kişiselleştiren stil oluyor. Değişik şeyler hoşuma gidiyor. İnternetten de alışveriş yapıyorum.

ekim-2012-stil-resim-4Oyunculuk yapmayı düşünüyor musunuz?
Her şeyin bir vakti olduğuna inanıyorum. Benim için hayırlı ise olur ama önce eğitimini almak istiyorum. Eğitimini almış birçok insan varken ‘hadi ben oyuncu olacağım’ demek bana göre bir davranış değil.

Evlilik size uzak bir düşünce mi?
Kendi evlilik konseptimi oluşturduğum sürece bir sorun olmayacağını düşünüyorum. Herkes sürekli burun buruna oturmak zorunda değil. Bizim jenerasyonumuz özgür bir jenerasyon. Bu yanlış anlaşılmasın herkes istediğini yapacak anlamında konuşmuyorum ama herkesin kendi vakti, kendi hobileri olmalı. Evlilik denilince korkuluyor çünkü farklı hayatlardan gelmiş iki insanı bir eve koyuyorsunuz, o zaman da kargaşa çıkıyor. Eğer birbirinizi seviyorsanız ve saygı gösteriyorsanız arada bir soluk almak gerekiyor. Beni de kurallar korkutuyor. Evlilik iki insanın birbirine ruhen ait olması demek. Bu kurallar olursa evlilik bana uyar, olmazsa zor, herkes için zor. Herkesin kendi hayatı var kimse birbirini zorlamazsa her şey daha iyi olur.

İlişkide zor biri misiniz?
Tutkulu ve zor biriyim. Çok kolay biri değilim. Dışarıdan hissettiğim bu. Hem zor hem tutkulu biri olmam aslında o kadar da kötü değil. Her şeyi bulabiliyorsun. Tek düze bir ilişki yaşandığında karşınızdakini sıkabilirsiniz.

Kıskançlık var mı?
Kıskanç değilim, niye kıskanayım ki? Gidecek adam zaten gider. Eğer karşı tarafın saygısı bitmişse ilişkiyi yıpratmanın bir alemi yok. Ben açıksözlüyümdür ve bir şey hissedersem söylerim. Hoşlanmadığımı belirtirim. Bir şeyleri gizleme yaşı geçti. Karşı taraf saygı gösterirse devam edersiniz, göstermezse gider.

Kendinizi kötü hissettiğinizde ne yaparsınız?
Kendimi kötü hissettiğimde benden daha az şansı olan, sağlık problemi olan insanları düşünüyorum. Zaten biraz Allah inancınız varsa çok şanslı olduğunuzu düşünürsünüz. Mutsuz olacak bir şey yok. Kötü hissettiğimde Allah’a dönerim ve bir bildiği vardır, hayırlısı buymuş derim.

İnsanız, robot değiliz, ben de kilo alıyorum ama gizlemeyi iyi biliyorum

Nilgün YILDIZ
Fotoğraflar: Murat Sargın
Moda Editörü: Cristina Cosentino
Moda Editörü Asistanı: Burcu Erim
Saç: Maki Salon – Kaan Aydemir
Makyaj: Dior Senior Make Up Artist Levent Sönmez

Formsante Dergisi Ekim 2012 Sayısı

Exit mobile version