Formsanté

Yeni yol arkadaşlarımız: Koçlar

13032014 kocluk1

Koçluk geleceğin meslekleri arasında ilk 10 içinde yer alıyor. Belki de bu popülerlik koçluk kavramının yanlış tanınmasına neden oluyor. Bir koç ne yapar, koçluk seansları nasıl geçer diye merak ettik ve bir bilene danıştık.

Koçluk kavramı size ne ifade ediyor? 80’li yılların meşhur dizisi “Beyaz Gölge”deki Koç Reeves’i mi? Yoksa adının önünde koç unvanı bulunanlara şüpheyle bakanlardan mısınız? Belki de koçluk aldınız ve herkesin bu deneyimi yaşaması gerektiğini düşünerek arkadaşlarınızı teşvik ediyorsunuz. Koçluğun ne olduğunu ve ne olmadığını Erickson Koçluk Okulu’nun Türkiye temsilcisi, Denge Merkezi’nin kurucu ortağı Dr. Zerrin Başer’e sorduk. Meslek hayatında odak noktasının hep insanı tanımak, keşfetmek ve insana hizmet etmek olduğunu belirten Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Zerrin Başer, 2004’te kurduğu merkezde ekibi ile birlikte ağırlıklı olarak koçluk, kurumsal gelişim, liderlik gelişimi üzerine çalışıyor, koçluğun bir yol arkadaşlığı olduğunu, profesyonel bir koç olarak kendisinin de koçluk aldığının altını çiziyor. Dr. Başer ile bir koçluk eğitiminin bitiminde buluştuk, tüm merak ettiklerimizi sorduk.

 

“Koç” unvanını çok sık duyuyoruz ama kafamız karışık. Koçluğun ne olduğu sanılıyor ve aslında nedir?

Koçluk gerçek anlamda bir yol arkadaşlığıdır. İnsan muazzam bir potansiyele sahip, ucu bucağı yok. O potansiyelin o gün bulunulan noktasından yeni versiyonlarına doğru giden, kişinin hedeflerine ulaşması için bir yol arkadaşlığı. Bu yolculuk iş yaşamında performansı artırmak, yeni bir beceriyi geliştirmek veya herhangi bir hedefe ulaşmada yol haritası belirlemek olabileceği gibi bireysel yaşamda kişinin kendine yönelik farkındalığını artırmak da olabilir. Fizyolojik anlamda sağlıklı yaşam alışkanlıklarını geliştirmeye yönelik de katkı sağlıyor.

 

Bu yol arkadaşı neden “koç” olarak tanımlanıyor?

Eski yıllarda İngilizce’de “coaching” insanları bir yerden bir yere taşıyan arabalara deniliyordu; dolayısıyla “coach” da iki nokta arasındaki taşıyıcı anlamına geliyordu. Türk Dil Kurumu bu kelimenin doğru bir tanımını yaptı*, koçluk Türkiye’de bir meslek olarak kabul edildi ama bununla beraber koç deyince bizde İngilizce’deki karşılığını bulmuyor. İki nokta arasında taşıyıcılık deniliyor olmasının nedeni şu; koç tavsiye veren, yönlendiren kişidir, bugünden itibaren gelecekle uğraşır ve kişiyi geleceğe doğru destekler. Koçun genel çerçevedeki odağı o insanın kendi potansiyelini ortaya koymasıdır. Biz buna “alan açmak” diyoruz. İşin içine karışan değil ama o alanın açılmasına aracılık eden kişi koçtur. Koçluk bir insanı, kendisinin seçtiği konuda aşağı yukarı 60-90 dakika çok güçlü düşündürebilmektir. Bunu yapabilmek için de bazı yetkinliklere ihtiyacı vardır. 

 

Koçluk eğitiminde belli bir alan eğitimi verilmiyor. Eğitimini tamamlayan kişi kendi ilgi duyduğu alanda çalışmaya başlıyor. Yönetsel koçluk, takım koçluğu, çift koçluğu gibi spesifik konuların da ayrıca eğitimleri var. “

 

 

“Koçluk” fikri nasıl doğdu, neden ihtiyaç duyuldu?

1980’lerin başında ABD’de danışmanlar kurumlara danışmanlık yaparken neyin nasıl yapılması gerektiğini söyledikleri halde kimsenin dinlemediğini fark ediyor ve “Biz bu insanların sorumluluğunu nasıl harekete geçirebiliriz?” diye düşünüyor. O yıllarda gelişen birçok olay bu düşünceleri besliyor ve sonunda görüyorlar ki insanlara soru sorunca, onları düşündürünce, çözümleri onlara buldurunca konuyu daha güzel sahipleniyorlar, “Biz bir şeyleri yap demek yerine düşündüren ve çözüm bulduran taraf olmalıyız” diyorlar. Sonra tabii bu alanda birçok araştırma yapıldı. Koçluk okullarına baktığınızda genelde arkasında hep bir sosyolog, psikolog gibi bu alanlarda kafa yormuş, iş yaşamı deneyimi olmuş insanları görüyoruz. Dolayısıyla önce biraz alaylı sonra okulları kurularak bir meslek haline dönüştü. Başta Kuzey Amerika ve sonra Avrupa olmak üzere yaygınlaşmaya başladı.

 

13032014 kocluk2İhtiyaçtan doğduğu halde “koçluk” kavramına hala bir güvensizlik var, sizce neden?

Büyük kurumların çoğu kendi içlerinde düzenli olarak koçlarla çalışmaya başlayınca herkes kendini “koç” olarak ilan etmeye başladı. Bir kavram popüler olduğunda ona sahip çıkan çok oluyor ve bir anlamda kavramın içi boşalıyor. Koç olduğunu söyleyen bazı kişilerin yaptığı işe bakınca bunun koçlukla ilgisi olmadığını görüyoruz. Aslında Türkiye “koç”luk kavramı ile 80’lerde “Beyaz Gölge” dizisi ile tanıştı. O hikayede anlatılan bir mentörlük süreciydi ama koçluk yaklaşımları kullanılıyordu. Bu dizi nedeniyle koçluğu spor ile birlikte düşünüyoruz. Diğer tarafta her türlü etiketin yanına “bir şey koçu” deniliyor ama yapılanlar koçlukla örtüşmüyor. İşin ehli olmayan, eğitimden geçmeyen insanların o kavram altında yaptıkları şeylerin sonuçları farklı noktalara gidince insanlarda kaygı, endişe doğuyor. Oysa koçluk profesyonel bir meslek… Birleşmiş Milletler her sene geleceğin meslekleri ile ilgili çalışma yapıyor ve koçluk hep ilk 10’un içinde yer alıyor, giderek de yükseliyor. Neden? Çünkü insanların ihtiyaçları da insanın gelişim ve evrim sürecinde değişiyor. Bilgi toplumundan bilgelik toplumuna geçtiğimiz söyleniyor ve insanın kendine yönelik farkındalığı artıyor. Biz değişiyoruz, kapasitelerimiz değişiyor, potansiyellerimizin ortaya çıkma şekli değişiyor. Benim terminolojimde bunun karşılığı, beynimizdeki algı sistemimiz ve beyin hücrelerimizin birbiri ile kurduğu elektriksel ileti yapılarında farklılıklar ortaya çıkması. Koçluk iç motivasyonu sağlayıp yaratıcılığı harekete geçirdiği için 21’inci yüzyılda bu kadar ihtiyaç duyuluyor. 

 

 

Bu favori mesleği kazanmak sanıldığı kadar kolay mı?

Türkiye’de koçluğun başlaması 15 yıllık bir süreç ama son 4-5 yılda özellikle kurumsal dünyada çok daha iyi biliniyor. Kurumlar bir koçla çalışacakları zaman önce Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) tarafından onaylı eğitim almış koçlara yöneliyor. ICF iki şeyi akredite ediyor; eğitimleri ve koçların kendilerini… Çünkü koçların da birtakım sıfatları var ve bunlar belli saatlere belli süreçlerden ve sınavlardan geçmeye göre veriliyor. Bu ciddi bir iş, başı var ama sonu yok… Çünkü insanın sonu yok. Koçlukta sadece koçluk alan kişi ile değil, kendi üzerinizde de çalışmanız gerekiyor. Koç nötr kalır, insanları hiçbir zaman yargılamaz. Herkes istediği gibi düşünebilir, koç seans süresince tamamen nötr konumda kalma kapasitesini ortaya çıkarmazsa, gerçekten sorması gereken soruları soramaz. Koçluk eğitiminin en önemli kısmı “koç konumu” dediğimiz nötr alanda kalabilme, dinleme ve soru sorma yetkinliğini geliştirmektir. 

 

Koç olmak isteyen birine en baştan “Bu iş size göre değil” dediğiniz oluyor mu?

Bazen ön görüşmede, bazen de eğitimin bir aşamasında olabiliyor. Temel eğitim sürecimiz 8-9 aylık bir süreç. Onun üzerine birçok eğitim daha var. Bir insanın profesyonel koç olma noktasına gelene kadar pek çok pratik ve geri bildirim yapması gerekiyor. Hem maddi hem manevi kaynak ayırarak ve gerçekten gönülden isteyerek başlamak lazım. Gerçekten uzun bir süreç… 

 

 

Koç olmak isteyenler nasıl bir eğitim sürecinden geçiyorlar?

Temel eğitim, dörder günlük dört modül olmak üzere, aralarındaki çalışma süreleri ile sekiz ay gibi bir sürede tamamlanıyor. Temel eğitimin sonunda katılım belgesi veriliyor ve onun ardından da birtakım aşamalar var. Bunlar da en geç bir yıl ama tercihen altı ay içinde tamamlanıyor. İşte o zaman Erickson Profesyonel Koç Sertifikası veriliyor. ICF’e hazırlamak ve onun birinci düzey sertifikasyonu için bir başka eğitim sürecimiz var ve o da yaklaşık bir yıl sürüyor. 

 

Koçluk alan kişi koçunu seçerken nelere dikkat etmeli?

Koçun nereden eğitim aldığı sorulmalı. Sonra Uluslararası Koçluk Derneği Türkiye şubesinin internet sitesinde o okulun olup olmadığı kontrol edilmeli. O kişinin nasıl bir eğitim sürecinden geçtiği ve hangi aşamada olduğu öğrenilmeli. 

 

13032014 kocluk3Koçluk almak nasıl bir süreç? Görüşmeler ne kadar sürüyor, hangi sıklıkla yapılıyor?

Koçluk kişinin birtakım sonuçlara ulaşması ve o sonuca doğru bazı davranışlarını değiştirmesi gibi birtakım farkındalıklarla arada eylem adımlarını atıp bunun üzerine bir şeyleri ekleyeceği bir süreç. Genelde 8-12 görüşme yapılıyor, sekiz görüşme öncesinde istenilen sonuçlar ortaya çıkmayabiliyor. Koçluk nedir, ne değildir, koçun sorumluluğu nedir, koçluk alan kişinin sorumluluğu nedir, süreç nasıl işleyecek, temel yaklaşımlar neler, hangi prensiplerle hareket ediliyor gibi konular ön görüşmede anlatılıyor, kişinin kendinde değiştirmek, geliştirmek istediği genel alanlar belirleniyor. Sonrasında ilk randevu veriliyor ve her görüşme ortalama iki hafta ile bir ay içinde yapılıyor. Her görüşmede ana çerçeve içinden kişinin o gün çalışmak istediği konu belirleniyor. O gün onun üzerine çalışılıyor, bir sonraki görüşme başka bir konu olabiliyor. Her seans 60-90 dakika sürüyor. Ama sonunda hepsi kişinin en baştan belirlediği ana konu başlığının alt başlıklarını oluşturuyor. Arada ve tüm görüşmeler sona erdikten sonra bir değerlendirme yapılıyor. İsteyen bu aşamadan sonra da koçluk almaya devam edebiliyor. Şunu da söylemeliyim; benim yıllardır koçluk yaptığım insanlar var ve ben de bir koç olarak kendi kişisel gelişimim için profesyonel koçluk almaya devam ediyorum. 

 

Web sitenizde Dr. Marilyn Atkinson’un “İnsan neye odaklanırsa ondan sonuç alır” cümlesine rastladım. 

Dış dünyadan her türlü veriyi beş temel duyu ile alıyoruz. Bütün algılarımız açık olduğu anda seçici algı dediğimiz, herkeste olan bir filtremiz var. Bir an kesitinde herhangi bir şeye odaklanabilme kapasitemiz ortalamada 4-7 arasında. Yani şu anda ikimiz konuşurken siz de ben de en fazla yedi şeye aynı anda odaklanıyoruz oysa yüzlerce uyaran var, beynimiz onları algılamıyor.” Ben yaşamımda bugünden geleceğe yaşama olumlu bakmaya karar verdim” diyorsanız ve bunun için koçluk alıyorsanız, eylem adımları belirleyip bu doğrultuda gidiyorsanız artık dolu bardakları görmeye başlıyorsunuz çünkü seçici algınız bu oluyor. Örneğin cep telefonu alacaksanız bir alışveriş merkezine gittiğinizde telefon mağazaları dikkatinizi çekiyor. Telefonu satın aldıktan sonra alışveriş merkezine gittiğinizde ise o dükkanları görmüyorsunuz bile.

 

Bu konu çok fazla gündemde… Hatta Çekim Yasası ile de açıklanıyor.

Çünkü insan beynine ait çalışmalar giderek artıyor. Beyni hala tam olarak bilmiyoruz ama eskiye göre çok şey biliyoruz. Neyi biliyoruz örneğin? Google insan beyninin bir modelidir. Bugün Google’da bir şey ararken bir sayfaya girip orada kalabiliyor muyuz? Hayır. Arkasından başka sayfalara bakıyoruz, sayfadan sayfaya geçiyoruz. İnsan beyni de böyle çalışıyor. Bir şey düşünürken beyninizin nöron grubu harekete geçiyor. Oradan çağrışım yapıyor, başka bir tarafa, oradan da başka yere gidiyor. Odaklılık ise düşünceyi ve bakış açısını belli bir noktaya yöneltebilmek kapasitesidir. Bu çok kolay bir şey değil. Koçluk seansı da 60-90 dakika çünkü insan beyni daha fazla odaklanamaz, yorulur. Ama yaşamda mesela ben koç olarak insanın gelişimine, dönüşümüne, yaşamı algılama biçimleriyle ilgilendiğim için seçici algım bununla ilgili her şeyi görüp öyle bir şey yakaladığında hemen dikkatimi çekiyor. Siz de mesleğinize ait her şeyi görürsünüz. Yani “bir şeye odaklanırsanız ondan sonuç alırsınız”ın karşılığı bu.

 

“Koç danışılan biridir ama terapist, eğitmen, danışman ya da mentör değildir.”

 

Bir insan hangi durumlarda psikoterapi yerine koçluğu tercih eder?

Başımız ağrıdığında nasıl ilgili uzmana gidip tetkik yaptırıyorsak kendimizi iyi hissetmediğimizde de psikoloğa ya da psikiyatriste gitmemiz kadar doğal bir şey olamaz. Yaşamdan hiç keyif almayan, yataktan bile çıkmakta zorlanan, vazgeçemediği alışkanlıkları, takıntıları olanlar, hayatının hiçbir dönemine benzemeyen travmatik bir süreçten geçenler, kayıplar yaflayanların çalacağı kapı doğal olarak bir psikolog ya da psikiyatrist olmalıdır. Ama “Acaba bu işte kalsam mı değiştirsem mi?”, “Ben daha başka neler yapabilirim?”, “İlişkiler beni nasıl etkiliyor?” gibi soru işaretleriniz varsa ve cevap arıyorsanız adres koçluktur. Çünkü koçun işi kişinin bulunduğu noktada onun sahip olduklarından ve geliştirmesi gerekenlerden hareket etmektir. Aradaki temel fark, koçun geçmişte ne olduğu ile ilgilenmemesi, bugünden geleceğe bakmasıdır. “Ben A işini mi B işini mi seçmeliyim?” diyen kişiye koç o seçenekleri düflündürerek farkındalıklı seçim yaptırır. Bu, ne istediğini belirlemek, onun etrafında arafltırma, fark etme, deneyim yaflama ve oradan hareketle eyleme geçirme sürecidir. Bu süreçte insan cevabı kendi içinde bulduğu için tatmin ve güçlü motivasyon sağlanır, dolayısıyla da sonuç alınır.

 

*Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü’nde koçluk: Kişilerin liderlik veya yöneticilik özelliklerini, becerilerini geliştirmeye yönelik, belli bir amacı hedefleyerek daha etkili sonuçlara ulaşmasını sağlamak için çalışan kimse

 

Yaprak ÇETİNKAYA 

Formsanté Dergisi Şubat 2014 sayısı

 

Exit mobile version