Ayrı gezegenlerin insanları olarak sık sık fikir ayrılığına düşüyoruz, özellikle de yatak odasında. Bu konuda çok eleştirdiğimiz partnerlerimizin de bize söyleyeceği bir şeyler var.
Freud kadın cinselliğini “ruhun karanlık kıtası” olarak tanımlıyordu. O zaman biz kadınlar için erkek cinselliğini “karanlık gezegen” olarak tanımlamak da mümkün. Konuyu sadece yatakta yaşananlara indirgersek erkeklerin aslında çok düz, basit ve anlaşılır olduklarını söyleyebilir miyiz? Aslında hayır. Erkeklerin performanslarını gösterdikleri en önemli sahnelerden biri yatak odası ve burada gördükleriniz tam anlamıyla gerçek değil, bir tür tiyatro. Eşini memnun etmeye odaklanmış bir kadın ise çoğu zaman erkeğin bu tiyatroda oynadığı rolü gözden kaçırıyor. Sizin o sırada göremediklerinizi biz bir hatırlatalım dedik; erkeklerin maskesini düşürmeye hazır mısınız?
Övgüden hoşlanırlar
Erkekler de yatakta en az kadınlar kadar övgüler duymaya önem veriyor ve olumlu geri bildirimler aldıklarında seksüel açıdan kendilerine daha çok güveniyor. Övgülere yatak odasına geçmeden önce başlayabilirsiniz. Onu tepeden tırnağa süzün ve ne kadar hoş göründüğünü söyleyin. Soyunduktan sonra onu bir daha süzüp ne kadar iyi bir vücudu olduğunu söylemek de sizin yararınıza olacak. Erkekler genellikle vücut ve organ ölçüleri ile saçlarını çok dert ediyor ve bu konuda olumlu sözler duymak hoşlarına gidiyor. Bunu yapmacık bir şekilde değil, içinizden gelerek ve ikna edici olarak yapmanız hassasiyetlerini giderir.
Samimiyetten çekinirler
Araştırmalar gösteriyor ki erkek çocuklar okul yaşına kadar kızlara göre kendilerini daha çok ifade ederken okul ile birlikte sosyal baskı başlıyor ve aslında çok insani bir ihtiyaç olan duygular ve düşünce paylaşımı kapalı kapılar ardına gizleniyor.
Bu nedenle samimiyet erkekleri, boğucu buldukları için değil aslında ne kadar ihtiyaçları olduğunu fark ettikleri için korkutuyor. Peki ne yapmalısınız? Öncelikle partnerinizin seks sonrası uzaklaştırmasının düşüncesizce bir hareket olmadığını, bu çocuksu alışkanlığın erkek olmakla ilgili olduğunu kabul edin. Siz de biraz geri çekilin ve onun iletişime ne kadar ihtiyaç duyduğunu kendisinin fark etmesini sağlayın.
Bazen ilkel olmak isterler
Samimiyet, yakınlık, sıcaklık hoş olsa da bazen daha ilkel bir seks deneyimi yaşamak erkeklerin hoşuna gidiyor. Bunu kişisel algılamayın… Bu bir erkek için kadına hakim olmaya çalışmanın bir yolu değil, aslında onu büyüleme çabası. Böyle bir isteği olduğunda bu tür bir birleşmeye “katlanmak” yerine onun sizi büyülemesine izin verin, tadını çıkarın.
Dokunulmasını severler
Bütün ilgi peniste toplansa da aslında erkeklerin de farklı erojen bölgeleri var. Ancak kadınların paniğe kapılıp tamamen kendilerini çekmelerinden korktukları için pek açık vermiyorlar. Oysa göğüs bölgesi, üst bacakların içleri, kasıklar ve yüzleri erkeklerin dokunulmasından hoşlandığı noktalar.
Fantezilerden hoşlanırlar
Erkekler fantezilerden çok hoşlanıyor ancak yargılanma korkusu ile dile getirmiyor, kadınların bunları fark edip hayata geçirme konusunda destekleyici olmalarını bekliyorlar. Bu konuda bir adım atmak istiyorsanız önce birbirinize söz verin; bu yolculukta kimse kimseyi yargılamayacak. Sonra hoşunuza giden, sizi harekete geçiren senaryoları yazıp bir kutuya koyun. Her sevişmenizde bir tanesini çıkarıp okuyun ve ikinizin de hoşuna gittiyse uygulamaya geçin.
Eğer bir taraf senaryodan hoşlanmadıysa şu kilit soruyu sorun: Bu fantezide senin hoşuna giden nokta nedir? O bölümü alıp ikinizin de hoşuna gideceği daha güzel senaryoya adapte edebilirsiniz.
Yatakta konuşmayı severler
Yatakta konuşan bir kadının sesi erkeklerin kulaklarından daha fazlasını harekete geçiriyor. Günlük meselelerden bahsetmiyoruz tabii ki. Biraz ayıp, biraz övgü dolu, biraz da yönlendirici sözler olabilir… Size saçma gelebilir ama yatakta böyle sözler duymak en sıradan erkeği bile kral gibi hissettirebiliyor.
Dürüstlüğe ihtiyaçları vardır
Seks bir ilişkideki gerginliklerin halledilmesine yardımcı olsa da çoğunlukla gerginliğin asıl sebebini oluşturuyor. Erkekler cinsel ilişkinin azalmasından ya da farklı deneyimlerin sadece doğum günü gibi özel günlerle sınırlı kalmasından yakındıklarında aslında daha ciddi meseleleri göz ardı ediyor demektir. Erkeklerin bu konuda kadınlar tarafından aydınlatılmaya ihtiyaçları var çünkü erkek egosu seks ile bağlantılı olduğu için yatak odası sorunlarını kendilerinin de dahil olduğu bir mesele olarak görmeyip kadının ilgisizliğine indirgemek onlara daha kolay geliyor. Erkekler bu konuda aydınlatılmadıkları sürece kadınlar duygularının fark edilmemesinden, erkekler ise ne olduğunu anlamamanın getirdiği şaşkınlıkla şikayet etmeye devam ediyor.
Özgür alanları tercih ederler
Duygusal samimiyet yakınlık ile ilgili olsa da cinsel samimiyet bazen biraz da mesafe istiyor. Peki çiftler bu hassas dengeyi nasıl kuracak? Cevap şöyle geliyor; birbirlerine ayrı cinsellik alanı tanıyarak. Üçüncü bir kişinin dahil olduğu, ihaneti çağrıştıran bir “ayrı” olma halinden bahsetmiyoruz. Örneğin erkeğin kadının seks oyuncakları ile yalnız başına oynamasına, kadının ise eşinin yalnız başına erotik filmler izlemesine izin vermesi… Bunlar ve benzeri deneyimler eşlerin birbirlerine olan tutkularının daha uzun soluklu olmasını sağlayabiliyor.
O filmlere düşkün olabilirler
Pornografi birçok kadını irrite ediyor ve birçok çift özellikle erkeğin pornografi izlemeyi sevmesi nedeniyle cinsel terapi desteğine başvuruyor. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor, sadece pornografi izlemek cinsel bağımlılık ya da sapkınlık anlamına gelmiyor. Eğer eşiniz sadece pornografi izlediğinde cinsel ilişkiye girebiliyorsa bir sorundan şüphelenebilirsiniz. Aksi takdirde bu konuyu kişisel olarak algılamamanızda fayda var. Eğer zaman zaman da olsa pornografi izlemek sizi cinsellikten soğutuyorsa bunu karşılıklı konuşarak halletmeyi tercih edin.
Anı yaşamakta onların üstüne yok
Erkekler cinsellik konusunda genellikle doyumsuzlukla suçlanır ama bunu tekrar düşünmekte fayda var. Onlar cinselliği bir kutlama olarak görüyor ve kadınların sekse “anı yaşa” felsefesi ile bakmalarını istiyor. Günlük hayatın karmaşası ve hızı içinde erkekler için her şeyi unutup kendilerini hazzın kollarına bırakmak çok daha kolay. “Bu konuya sadece doyumsuzluk olarak bakmayın, aynı zamanda sağlıklı da” diyorlar ve haklılar… Orgazm olmak aşk hormonu olarak da bilinen oksitosin salınımını artırarak çiftlerin birbirine daha sıkı bağlanmasını sağlıyor, endişe ve stresi azaltıyor, kan basıncını düşürüyor ve iyileşmeyi hızlandırıyor.
Derleyen: Yaprak ÇETİNKAYA
Formsanté Dergisi Aralık 2013 sayısı