Formsanté

Derin denizlerin şampiyonu

14102014 deryacan01

Serbest dalışta sporcularımız rekora doymuyor. Bu başarılı sporculardan biri de geçtiğimiz ay 90 metreye tüpsüz dalan Derya Can. Kaş’ta yapılan rekor denemesine tanıklık ettik ve serbest dalışla ilgili merak ettiklerimizi sorduk.

Kaş açıklarında sabahın erken saatlerinde bir tekne dolusu insan heyecanla bekliyor. Birazdan serbest dalışta birçok başarıya imza atan ODTÜ Spor Kulübü SAS takımı sporcusu Derya Can yeni bir rekor denemesinde bulunacak. Eski dünya rekoru 71 metre ile kendisine ait. Bu kez hedef büyük: 90 metre. Sahil Güvenlik, sağlık ekibi, hakemler, gözetmenler hummalı bir hazırlık içinde. Her şeyin en ince ayrıntısına kadar hesaplanması gerekiyor. Suyun altında kameralar ve hakemler hazır bekliyor. Derya Can nefesini tutup paletsiz 90,2 metreye asansör sistemi ile iniyor. Dışarıda gergin, heyecan dolu bir bekleyiş var. Suyun üzerine doğru kabarcıklar çıkmaya başladığında yukarı geldiğini anlıyoruz. 2 dakika 29 saniye sonra suyun üzerinde. Rekorunu ilan etmek için bilincinin açık olduğunu ispatlaması gerekiyor. Gözetmen beşe kadar sayıyor, bir yandan da “Nefes al Derya, nefes al!” diye bağırıyor. Sonradan öğreniyoruz ki, nefes almayı unutabilirlermiş. Beşe kadar sayıldıktan sonra bilincinin açık olduğunu ispatlamak için gözlemcinin başına dokunuyor ve rekorun kırıldığı ilan ediliyor. Bu işarete kadar önceden uyarıldığımız için kimseden ses çıkmıyor ama şimdi tüm alkışlar şampiyon için… Can, zaferini denizde Türk bayrağı açarak kutluyor. Rekoru Soma’da yaşamını yitiren maden işçilerine adıyor. 20 Temmuz günü kırılan bu dünya rekorundan üç gün sonra serbest dalıştaki diğer şampiyon Şahika Ercümen, Can’ın rekorunu 1 metre daha ilerleterek yeni Dünya Şampiyonu unvanını alıyor. İki sporcu arasındaki tatlı rekabet tüm hızıyla devam ediyor.

 

Şampiyon sporcu, anne, öğretmen

Derya Can’ın üç buçuk yaşında Poyraz adında bir oğlu var. Teknede, ödül töreninde, her yerde yanında… Eşi, İzmir Sahil Güvenlik Dalış Timi’nde dalgıç. O da dalış sırasında onu yalnız bırakmıyor. Beden eğitimi öğretmenliği de yapan Can, annelik, öğretmenlik ve sporu bir arada sürdürüyor. Spor hayatı ilkokulda başlamış. İlk önce atletizm, sonra tekvando… Serbest dalışa başlama hikayesini ise şöyle anlatıyor: “Dayım da bir dalgıç, hatta engelli bir dalgıç, tek bacağı yok. Kızı serbest dalışın ilk sporcularından. Onun vasıtası ile başladım serbest dalışa. 10 yıldır Milli Takım’da ülkemi temsil ediyorum. 2007’de dünya ikincisi oldum, sonrasında Avrupa ve dünyada birçok derece elde ettim. Kendimi ispatladıktan sonra bireysel rekor denemelerine başladım.” 

 

Bir triatloncu gibi çalışıyor

“Benim gibi rekorları hedefleyen sporcular bir çarkın dişlileri gibidir. Her şeyin tam olması gerekiyor; zihin sağlık, beslenme, fiziksel kondisyon… Bunların bir tanesi kötü olduğunda başarı maalesef gelmiyor” diyen Can sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yapacağım dediğim, hedef koyduğum şeyleri mutlaka başarırım, zor şeyleri başarmak beni daha çok tatmin ediyor. Kondisyon anlamında çok iyi bir sporcuyum, çok iyi antrenman yapıyorum. Triatloncu gibi çalışıyorum. Koşu ve bisiklet antrenmanları yapıyorum. Değişik koşu antrenmanlarım var. Örneğin normal koşarken iki adımda nefes alır iki adımda nefes verirsiniz. Ben üç adımda nefes alıp 10 adımda nefesimi boşaltıyorum. Özel antrenörüm ile birlikte çalışıyoruz. Onun çalıştırma planına göre antrenman yapıyorum. Hatta bazen bana yapma diyor ben fazlasını yapıyorum.”

 

14102014 deryacan02Nefesini 6.05 dakika tutuyor

Bir serbest dalışçının oksijen tüketimi açısından kuvvetli ama az oksijen tüketen kas yapısına sahip olması gerekiyor. Ağırlık antrenmanları da buna göre planlanıyor. Örneğin yüksek ağırlıklarla 3-5 tekrar yerine az ağırlıkla 20-50 tekrarlı antrenmanlar yapıyor. “Fit olmamız, kasları şişirmeden kuvvetlendirmemiz gerekiyor” diye açıklıyor bunu Can. 

Derya Can’ın 90 metreye indiği performansı 2.29 dakika sürdü ancak 6.50 dakikaya yakın hareketsiz nefessiz kalabiliyor. Resmi olarak 6.05 dakika ile Avrupa üçüncülüğü bulunuyor. Nefes ile ilgili egzersizleri ve teknikleri şöyle anlatıyor Can: “Bunun egzersizlerini de havuzda nefes tutarak, nefes tutup boşaltarak yapıyoruz. Birçok farklı tekniği var. Dalıştan önce ise kaslarımızın gücü ile belli bir kapasitede ciğerimizi doldurabiliyoruz. Akciğerler çok esnek organlar. Hava yutma dediğimiz bir yöntem var, nefesinizi aldıktan sonra ağzınızın içine hava doldurup onu ciğere itip gırtlağınızla sıkıştırıyorsunuz. Bunu birçok defa yapabiliyorsunuz. Göğüs kafesinizi esnetme ile ilgili antrenmanlar da var. Ben bu antrenmanları çok sevmiyorum. Odaklanma gücüm çok fazla olduğu için bu egzersizlere gerek duymadan yarışabiliyorum.”

Peki dalışlar sırasında bir risk bulunuyor mu? Can sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Tüplü dalışta vurgun yeme riski var, bizim ise bayılma riskimiz var. Limitlerde bir sporcu olduğum için şampiyonalarda birkaç kere bilinç kaybı yaşamışlığım var. Güvenlik dalgıçları var, bu konuda profesyoneller, oksijen takviyesi ile sporcuyu kendine getirip normale döndürüyorlar.“ 

 

Suyun üzerine bayılmadan çıkacaksın

Serbest dalış tüpsüz, oksijen desteği olmadan, kişinin kendi nefesi ile yapılan dalışlara deniyor.  Birçok farklı türü bulunuyor. Temel olarak yatay ve dikey olarak ikiye ayrılıyor. Yatay dalışlar havuzda yapılıyor. Dikey serbest dalışlar ise “değişken ağırlıklı serbest”, mono palet, paletsiz vb gibi farklı stillerde yapılıyor. Derya Can’ın 20 Temmuz günü gerçekleştirdiği söz konusu dalışa “değişken ağırlıklı paletsiz dalış” deniyor. Bu stilde dalışçı bir ipi merkez alarak ağırlıkla aşağı iniyor ve kendi gücüyle yukarı çıkıyor. CMAS Dünya Sualtı Federasyonu, Olimpiyat Komitesi’nin sualtı branşlarda tanıdığı tek federasyon. Ancak onların onayı ve doping testleri ile rekorlar onaylanıyor. Rekorların kabul edilebilmesi için birçok kural uygulanıyor. Örneğin dipte kamera ve iki tane gözlemci hakem olması gerekiyor. Sporcunun suyun üzerine sağlıklı çıkması ve baygın olmaması da kurallar arasında yer alıyor. 

 

Doğumdan altı ay sonra finalde yarış

Başarılı sporcunun en dikkat ettiği noktalardan biri de beslenme… Beslenme konusunda çok titiz olduğunu söyleyen Can, “Hiçbir konuda kaprisli biri değilimdir ama yemek konusunda kaprisliyim biraz. Dışarıda yemek yediğimde salatayı yağsız isterim, eti ızgara isterim, akşam 7’den sonra yemek yemem. Normal kilomun 1 kilo üzerine çıkayım bunu sorun haline getiririm. Direkt diyete başlarım. Ama ben çok şanslı bir genetiğe sahibim. Poyraz’ı dünyaya getirdikten bir ay sonra koşu antrenmanlarıma başladım. Altı ay sonra neredeyse lohusalık döneminde dünya şampiyonasında final yarıştım” diyor. 

 

Aytaç Özkardaş GOZZI

Formsanté Dergisi Eylül 2014 sayısı

 

Exit mobile version