Formsanté

Estetik dünyasında neler oluyor?

subat-2012-estetik-resim-1

Her gün yeni bir buluşla hem hızlı hem de mükemmele yakın sonuçlar elde etmeye çalışan estetik dünyası son yıllarda öyle hızlı gelişti ki artık yenilikleri takip etmek neredeyse imkansız. Bir saatte incelttiğini söyleyen yöntemler, 15 dakikada 15 yıl gençleştirenler… Peki bu yöntemler ne kadar doğru? İşte cevaplar!

Eskiden estetik kelimesi bile ürkütürken son yıllarda gelişen teknolojilerle birlikte estetik müdahaleler kısa zamanda hızlı sonuç vermeye başladı. Cerrahi ve cerrahi olmayan uygulamalar olarak ikiye ayrılan estetik tedaviler konusundaki gelişmeler hakkında bilgi veren Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İsmail Kuran, “Son yıllarda cerrahi uygulamalara kıyasla cerrahi olmayan uygulamalarda artış yaşanıyor. Dolgu, botoks, lazer uygulamaları, radyofrekans ve ultrason teknolojilerinde gelişmeler var. Genelde bu teknolojiler hastanın bir an önce normal hayatına dönmesi için yapılan kolay uygulamalar olsa da etkileri cerrahi ile elde edilen sonuçlar gibi olmuyor. Bu nedenle her yeni çıkan teknolojiye hemen iyi diye yaklaşmamak gerekiyor” diyor.

Radyofrekans ve lazer uygulamaları
Radyofrekans ve fraksiyonel lazer uygulamaları bir arada kullanılarak çok etkili sonuçlar alınabiliyor. Bu yöntemler yüz gençleştirmede ve vücut sıkılaştırmada kullanılıyor.

Burun ucuna botoks
Botoks çok uzun yıllardır kullanılıyor ama artık botoks farklı bölgelere de uygulanıyor. Sadece göz çevresi, alın, kaş arası değil; ağız çevresi, sigara çizgilerinin azaltılması, dudaktan çeneye doğru uzanan hattın kırılması ve boynun gençleştirilmesinde de botoks kullanılmaya başlandı. Prof. Dr. İsmail Kuran, “Botoksun yeni uygulandığı bölgelerden biri de burun ucu. Burun ucunun çok hafif kaldırılmasında artık botoks kullanılıyor. Bu uygulama birkaç ay etkili oluyor fakat kalıcı bir sonuç alınamıyor. Dolgu ve botoks birlikte kullanılarak da burunda küçük şekillendirmeler yapmak mümkün” diyor.

DİPNOT
Yoğunlaştırılmış doku uygulamaları kök hücre olarak tanımlanıyor fakat kök hücre şu an için ne Türkiye’de ne de dünyada uygulanmıyor. Henüz estetik cerrahi alanında kök hücre uygulaması yapılmıyor. Devamı diğer sayfada

subat-2012-estetik-resim-2En çok dolgular tercih ediliyor
Dolgular, son yılların en gözde uygulamaları arasında yer alıyor. Prof. Dr. İsmail Kuran, en iyi dolgu uygulamasının hyalüronik asit ya da hastanın kendi dokularıyla yapılan dolgular olduğunu belirtiyor: “Hyalüronik asit uygulamaları uzun yıllardır kullanılıyor ve zaman içinde kaybolsa da, erise de en azından yan etkisi olmadığı biliniyor. Zaman zaman reaksiyonlar, küçük ve kendiliğinden düzelen durumlar görülebiliyor. Kalıcı dolgularda ise çok ciddi sorunlar olabiliyor, çünkü bu dolguları reaksiyon yaptıklarında düzeltemiyorsunuz” diyor.
Dolgular ağırlıklı olarak yüze uygulanıyor. Çizgilerin kamufle edilmesinde, yüzdeki çöküklüklerin giderilmesinde, yüzü şekillendirmede, elmacık kemiklerini dolgunlaştırmada, çene ucunu biraz büyütme gibi birçok işlemde dolgu yapılabiliyor. Prof. Dr. Kuran, “Çökük bir yüzü dolgu yardımıyla daha dolgun gösterebiliyorsunuz. Bu uygulamadaki altın standart aslında vücudun kendi dokularının alınması. Bunun için yoğunlaştırılmış hücre uygulamalarından yararlanılıyor. Yoğunlaştırılmış hücre enjeksiyonları yüz dışında göğüs büyütmede, kanser sonrası şekillendirilmiş göğüsteki düzensizliklerin giderilmesinde veya ameliyatlara bağlı oluşan çöküklüklerde uygulanabiliyor. Kalça büyütmede de bu yöntem kullanılabiliyor. Çünkü laboratuvar ortamında yapılan dolgularla alınan sonuç istenilen düzeyde olmayabiliyor. Göğüs, kalça, bacak şekillendirme gibi cerrahi olmayan bir yöntem kullanılacaksa vücudun kendi dokularının kullanılması daha doğru olacaktır” diyor.

Özellikle yüz şekillendirmede dolgular, uygulaması kolay olduğu için tercih ediliyor fakat etkisi 1 ya da 2 yıl içinde geçtiği için tekrarlanması gerekebiliyor.

Dolgular yanlış uygulandığında neler olabilir?
Dolgular çok yüzeysel uygulandığında ele gelen sertlikler ve kitleler olabiliyor. Eğer küçük bir damara isabet ederse o bölgede iyileşme güçlüğü görülebiliyor.

Cerrahi yöntemler

Burun ameliyatlarında son nokta
Türkiye’de en sık burun estetiği, vakumla yağ alma ve meme ameliyatları yapılıyor. Yüz gençleştirme ameliyatları da bunları izliyor. Cerrahi yöntemlerde de genellikle daha hızlı iyileşmeye yardımcı olan, daha az travmatik uygulamalar yapılmaya başlandı. Hastanın çabuk şekilde işine dönmesini sağlayacak müdahaleler tercih ediliyor. Örneğin önceden burun ameliyatında alçı uygulanıyor, tampon koyuluyor sonrasında da bant uygulanıyordu. Hasta uzun süre bu şekilde dolaşmak zorunda kalıyordu. Şimdi ise hastaya genellikle bir hafta kadar plastik bir kalıp yerleştiriliyor, tampon çoğunlukla kullanılmıyor ve bir hafta sonra kalıp çıkartılıyor. Prof. Dr. İsmail Kuran, “Burunda kullanılan aletler giderek inceldi ve zarifleşti. Ameliyat içinde yapılan cerrahi uygulamalar daha sınırlı kaldı. Burnun kendisinden elde edilen kıkırdak dokular daha çok kullanılmaya başlandı” diyor.
Yüzde de yine daha küçük kesilerle ameliyatlar yapılıyor ve daha çabuk iyileşme sağlanabiliyor. Liposuction uygulamalarında lazer ya da ultrasonografik uygulamalar kullanarak etkinlik artırılabiliyor. Daha az morarma, şişme oluyor ve daha hızlı iyileşme sağlanıyor. Devamı diğer sayfada

subat-2012-estetik-resim-3Memede üç boyut
Prof. Dr. İsmail Kuran, “Meme protezlerinde taban genişliği, yüksekliği, öne doğru projeksiyonları ve biçimleriyle ilgili hastanın yapısı gözetilerek çok daha detaylı kararlar veriliyor. Eskiden daha kaba birtakım ölçümlemeler yaparken şimdi hastanın doku yapısı, deri yapısı, meme tabanının yapısı gibi birtakım ölçülerden yararlanarak o hasta için daha net karar verilebiliyor. Üç boyutlu teknolojiler de kullanılmaya başlandı. Kişinin göğüs bölgesinin fotoğrafı çekilip, bilgisayara aktarılıyor ve üzerinde üç boyutlu olarak hangi protezle nasıl bir sonuç elde edileceği görülebiliyor” diyor.

Boyun gençleştirme
Eskiden boyun bölgesi en zor gençleşen bölgelerden biri olarak kabul ediliyordu. Günümüzde boyun gençleştirmede, yüz açısı sağlayabilmek için deri altındaki platisma denilen kasa bazı işlemler yaparak daha keskin bir boyun hattı elde edebiliyor. Bunun için askılı iplikler kullanılıyor. Bir de tükürük bezi bazen çok belirgin olabiliyor ve bu görüntü için tükürük bezinin bir bölümünü küçültmek, kendi kalıbı içinde gerginleştirerek dikmek gibi uygulamalar yapılıyor. Bazen çene altından küçük bir kesi açıp, buradaki yağ dokusu ve kas yapısıyla oynanarak da daha keskin bir boyun açısı sağlanabiliyor. Boyunda çok sarkma oluşmamışsa daha keskin bir açı oluşturmak için radyofrekans da uygulanabiliyor. Sadece yağlanmadan kaynaklanan boyunda şekil sorunu varsa lazer ya da ultrason teknolojileriyle oradaki yağ alınabiliyor. Bazen bu deformiteye çene ucunun çok ufak olması da neden olabiliyor. Çene altındaki yağı alıp, çene ucunu yağ dolgusuyla ya da küçük bir çene protezi ile belirginleştirmek de bu tür durumlarda işe yarayabiliyor.

Doktor seçerken dikkat edilmesi gerekenler
Prof. Dr. İsmail Kuran estetik olmayı düşünen kişilerin doktor seçerken dikkatli davranmaları gerektiğini belirtiyor ve ekliyor; “Türkiye’de Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanlığı var ama maalesef bu uzmanlık dışından estetiğe ilgi duyanlar olabiliyor. Dermatologların botoks, dolgu uygulamalarını yapması normal, çünkü bu kişiler bu uygulamaların eğitimlerini alıyor. Fakat plastik cerrah ya da dermatolog olmayıp bu alana giren kişiler olabiliyor. Eğer estetik olmak istiyorsanız kiminle görüştüğünüzü araştırmalı ve branşının ne olduğunu mutlaka öğrenmelisiniz” diyor.

Bölgesel fazlalıklar
Bölgesel fazlalıklar için en etkili yöntem olarak liposuction gösteriliyor. Ama eğer yağlanma bölgesi sınırlıysa ve küçükse bazı yüksek teknolojili uygulamalarla netice almak mümkün. Ultrason ya da dışarıdan düşük enerjili lazer uygulamasıyla bu bölgelere müdahale yapılabiliyor. Bir diğer teknoloji de soğutarak yağı parçalamak. Derinin soğuğa olan direnci yağ dokusundan daha fazla oluyor. Dolayısıyla deriye zarar vermeden deri altındaki yağ dokusu dondurularak hücre ölümü sağlanabiliyor. Fakat bu yöntem henüz gelişme aşamasında.

Nilgün YILDIZ

Formsante Dergisi Şubat 2012 Sayısı

Exit mobile version